Yerel mahkeme Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadı. Ne garip! Herkes “olur mu böyle şey” modunda. Sanki ilk kez karşılaşıyorlar!

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında verdiği kararının “yerindelik denetimi kapsamında kaldığı” gerekçesiyle, yeniden yargılamaya yer olmadığına karar verdi. Belki de yerel mahkeme bu kararıyla AYM’nin “çifte standardını düzeltmiş” oldu! Öyle ya, Leyla Güven için aynı AYM, Berberoğlu’nun tersine karar vermişti!

Hem daha önce de AYM kararı “takılmamış”, gecikmeli uygulanmış, karara rağmen insanlar tahliye edilmemişti, öyle değil mi? Aynı AYM, daha bu Temmuz’da AİHM kararlarını “takmamıştı” ne de olsa. Alt mahkeme, üst mahkeme, alt hukuk, üst hukuk... Yasalar, egemen sınıfın çıkarları için yapılır. Ama aynı yasalar, ayaklarına dolanmaya başladığı anda muktedirler tarafından ya fiilen aşılır, ya resmen kaldırılıp bir kenara atılır. Yasayı yapan değil, uygulayandır güç sahibi. Yaşamın her anında tekrar ve tekrar çıkıyor bu gerçek karşımıza.

Sahi, “kendi yasalarına” uymayan bir iktidarın emekçileri yasalara uymaya zorlamaya ne hakkı vardır sizce? Asıl olarak zor araçlarını elinde bulundurması olmasın kudretinin sebebi hikmeti?