Koronavirüs yasakları sık sık değiştiriliyor. Bakıyorsunuz, ne yasak ne değil, duruma göre değişiyor. Örneğin zindanlarda devrimci tutsaklarla açık görüş yapmak yasak; ama “Ayasofya Camisi”nde toplu namaz kılmak yasak değil.
Örneğin bir çok açık alanda basın açıklaması yapmak yasak; hatta açık havada ve deniz araçlarında düğün, nikah, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan, açık hava konserleri, festivaller vb yasak ama dün Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan AKP İstanbul 100 Bin Yeni Üye Programı iptal değil.
Otobüs ve minübüslere ayakta binmek / yolcu almak yasak ama işyerlerinde hep bir arada tıkış tıkış çalışmak yasak değil. Maske takmamak, sosyal mesafeye dikkat etmemek yasak ama AKP miting veya toplantılarında atılan çayları almak için birbirinin üstüne çıkmak yasak değil...
Liste uzatılabilir; ama gerek yok. Her şey gösteriyor ki, dinci faşizm pandemi yasakları vb de kendi çıkarına göre düzenlemekte, işine gelene “yasak değil”, gelmeyene “yasak” demekte bir beis görmemektedir.
Asıl ilginci bütün bunları geniş işçi ve emekçi yığınların görmediğini sanmalarıdır.
Oysa bu topraklar üzerinde yaşanan her türlü haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin hesabı tutulmakta, hep nalıncı keseri gibi kendine yontanların en küçük hareketi gözlerden kaçmamaktadır.
Günü gelince bunun yarattığı birikmiş öfke herkese kendini çok daha somut olarak gösterecektir.