Türkiye tarihinin karanlık günlerinden biri, 6-7 Eylül pogromu... 65 yıl önce, 6-7 Eylül 1955 günleri İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde yaşayan Hristiyan ve Musevilerin ev ve işyerleri, ibadethaneleri bir saldırı dalgasıyla karşılaştı.
Üzerinde yaşadığımız topraklardaki sayısız katliam gibi, 6-7 Eylül Olaylarını yaratan faşist saldırılar da provokasyonlarla başladı; Çorum, Maraş, Sivas'ta olduğu gibi... Bu defaki bahane Atatürk'ün Selanik'teki evinin bombalanması haberi oldu. Bir anda sokaklara dökülen güruh, özellikle Rumların sıklıkla oturduğu semtlerde protestolara başladı. Haberin asılsız olduğunun ortaya çıkmasına rağmen polisin müdahale etmekte gecikmesi ve sayıca yetersiz kalması sonucunda protesto gösterileri, saldırı ve yağmaya dönüştü. Başta Rumlar olmak üzere azınlıklara ait dükkanlar tahrip edildi. Ankara ve İzmir’e de sıçrayan eylemlerden Ermeniler ve Yahudiler de etkilendi. Hükümet sıkıyönetim ilan etti ve ordu göreve çağrıldı... 15 kişi öldü, yüzlerce kadın tecavüze uğradı.
Bu pogrom sonrası evleri, işyerleri yağmalanan, yakılıp yıkılan onbinlerce Rum, İstanbul’dan göç etmeye başladı; böylece gayrimüslimlerin Türkiye ekonomisindeki etkisi giderek azaldı, yeni palazlanan yerli burjuvaziye önemli bir sermaye sağlanmış oldu...
Resmi verilere göre yalnızca İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 5.538 ev ve işyeri yakılıp yıkılıp, talan edildi. Bir çok kişi katledilirken, dini önderler darp edildi, mezarlıklar tahrip edildi. Aradan zaman geçtikten sonra saldırıların “Millî Emniyet Hizmeti” tarafından planlanarak hayata geçirildiği ortaya çıkacaktı.
Saldırının üzerinden 65 yıl geçti, ancak ardından yaşanan pek çok saldırı ve katliam gibi, bunda da saldırganlar korunup kollandı, katliamın üzeri örtüldü.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi katliamlar tarihidir. Rumlar, Ermeniler, Aleviler, Kürt halkı... Kendinden olmayan, kendisine benzemeyen, boyun eğmeyen her halka yönelen faşist saldırılar bugün de sürüyor...