Halklar arasında ekilmek istenen kin ve düşmanlık, çürümüş meyvelerini veriyor. İstanbul’un göbeğinde Suriyeli gençler saldırıya uğradı, genç bir işçi vurularak hayatını kaybetti.
Pazar günü dinlenmek, eğlenmek için 6 Suriyeli işçi Zeytinburnu sahiline gitmişti. Gezen, dolaşan, deniz kıyısında fotoğraf çektiren gençler, akşamüzeri eve dönmek için durağa gitti, otobüs beklemeye başladı. Mülteci gençlere, işçilere eğlenmeyi, gezmeyi “fazla” gören bir adam evinin camından küfürler yağdırmaya başladı, çekin gidin manasında sinkaflı küfürler... Ardından eşi cama çıkıp gençlere seslendi, “Kaçın, bu sarhoş, silah almaya gitti”... Kaçmaya başlayan gençler sarhoş olduğu söylenen şahsın kurşunlarından kurtulamadı. 21 yaşındaki Abdulkadir Davud iki kurşunla vurularak yere düştü... Ambulans geldiğinde çoktan hayatını kaybetmişti.
Abdülkadir, yanındaki arkadaşları gibi savaştan kaçıp gelmişti, ama kurşunların hedefi olmaktan kurtulamadı... 6 kızkardeşi ve annesi ile birlikte İstanbul’da yaşıyordu ve babası Suriye’de ölmüştü. Abdülkadir çocuk yaşından bu yana 5 yıldır ütücülük yaparak anne ve kızkardeşlerine bakıyordu... Onu hayattan koparan bir savaştı. Ama tanklarla toplarla, bombalarla değil, halklar arasına, sınıflar arasına kin ve nefret ile yayılmaya çalışılan bir savaş...