Kazım Leylalar, Kazım amcamız, yoldaşımız, yaşamını yitirdi.
Eski Genç Emekçiler Birliği militanı, emekçi, devrimci... 1954’te doğmuş, 1985’te tutsak düşmüş bir “Emeğin Birlikçisi” yoldaşımız...
2004’te Antep’te yoğun çalışmalar sonucu Ayışığı Sanat Merkezi açtığımızda, derhal sanat merkezimizin müdavimlerden biri oldu. Bizim enerjik çalışmamızda kendi gençliğini, genç hayalleri ve mücadeleyi görüyordu. Bu yüzden hiç tereddütsüz faaliyetimizi ve bizi sahiplendi, bağrına bastı. Evinin kapıları ardına kadar açıktı genç militanlara. Evi, evimizdi. Çevresine daima biz gençleri ve gayretli çalışmalarımızı anlatır, zaman zaman bizleri tanıştırırdı.
Şeker hastalığından ötürü ayağı kötüydü. Elinde o bastonu ile kapımızı aşındırmaktan bir an olsun vazgeçmedi. Sadece Antep Ayışığı’nın kapısını değil, İstanbul’un, İstiklal’deki o “tırman tırman bitmez basamakları” da aşar gelirdi Kazım yoldaş. Gençlerle sohbet etmek, anılar anlatmak apayrı bir mutluluktu onun için. Hele bir de Arabistan anıları yok mu, kepçe operatörü olduğu o gurbet yılları... Konu her daim din tartışmalarına, materyalizme gelirdi bu noktada. Gördükleri ve çektikleri başka türlü olmasına izin vermiyordu çünkü.
Kazım yoldaş Ayışığımızın genel etkinliklerine, pikniklerimize, konserlerimize, anma ve toplantılarımıza gelirdi o aksayan ayağıyla. Başarılarımızla gururlanır, maddi ve manevi desteğini hiç eksik etmezdi. Ayışığı’nda pek çok genç, onun dilinden eski kuşağı, cezaevi sürecini az dinlememiştir.
Sabah Sanat Merkezi’nde bizimle birlikte kahvaltı yapar. Bildiği geçmişe dair her şeyi bizimle paylaşırdı. Varlığını hep yanımızda hissettiğimiz, elinden geldiğince bizi destekleyen dostlarımızdan biriydi. 1 Mayıs’a da birlikte giderdik, 6 Mayıs anmasına da...
Bir emekçi mahallesi olan ve sonradan Genç Emekçiler Derneği’nin açıldığı Çıksorut’ta otururdu. Eşi de emekçi bir kadındı; bir kızı ve bir oğlu vardı. Tüm ailesi bizlere saygı duyardı.
Eskiler onu “Şişko” diye çağırırlarmış ki, cidden bu adın hakkını veren bir dostumuzdu. Tam bir Antepliydi. Onu diyalektik felsefeyi anlama çabasıyla, bilimsel sosyalizme bağlılığıyla bunların yanı sıra güzelim Antep şivesiyle, damak zevkiyle ve güler yüzüyle hatırlayacağız...
(Bir Ek: Ailesi bizlere ulaşarak, Kazım Leylalar'ın ölüm sebebinin korona olmadığını anlatarak detayları paylaştı. Böbrek yetmezliği nedeni ile damara açılan fistül ile diyalize bağlanıyordu. Ancak fistül durup kan pıhtılaştığında yeniden fistül takılamadı. 11 ameliyat geçirdi tekrar fistül açılabilmesi için, ancak vücudunda damar bulamadılar. Diyalize giremediği için 10 gün boyunca yoğun bakımda kalan Kazım amcamız, yaşam savaşını 14 Ağustos'ta kaybetti...)
Antep Ayışığı’ndan Yoldaşların