Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği(CİSST), Covid-19 salgını ile ilgili yüze yakın zindandan kendilerine gelen şikayetlerden hazırladığı bir raporda bir çok cezaevinde dezenfektanın olmadığını, temizlik malzemelerinin parasız verilmediğini, hasta tutsakların tedavi edilmediğini, banyoların kirli olduğunu, suların sık sık kesildiğini bidirdi.
Bunlara onlarca kalem daha eklenebilir; ama burada asıl dikkat çekilmesi gereken Covid-19 salgını başladı başlayalı zindanlarda varolan sorunların daha da ağırlaştığı; siyasi iktidarın “rehine” gözüyle baktığı devrimci tutsakların yaşamsal tehlike altında olduğu...
Salgına karşı hiçbir önlemin yeterince alınmadığı zindanlarda devrimci tutsakların salgına yakalanması işten bile değildir. Bir zamanlar “asmayalım da besleyelim mi” diyenlere nazire yaparcasına bu salgın ortamında tutsakların sağlığını hiçe sayanlar, tutsakların dışarıyla irtibatını da sözümona salgın bahanesiyle azaltmaya, mümkünse tamamen koparmaya çalışıyorlar. Görüşler ve telefon görüşmeleri önemli ölçüde sınırlandırılmış durumda.
Bu durum tutsak yakınlarında ciddi tedirginlik yaratıyor. Ancak zaman tedirgin olmanın ötesinde, gözlerin, kulakların zindanlara çevrili olmasını zorunlu kılıyor.
Devrimci, komünist tutsakların karşı karşıya oldukları tehditleri ortadan kaldırmanın yolu zindanları yıkıp tutsakları özgürleştirmekten geçiyor.