Kafanızı nereye çevirseniz bir gerginlik, huzursuzluk, öfke ve kutuplaşma görüyorsunuz. Dinci faşist iktidarın “yönetememe krizi” kendisini her alanda gösteriyor.
Her ağzını açan “bir dokun bin ah işit” misali içinden gelenleri doğrudan söylüyor. Avukat Kemal Aytaç’ın dün Ankara’ya yürüyen avukatlara polisin engel olması ve müdahale etmesi üzerine söylediği “bu ateş hepimizi yakar” sözünde olduğu gibi...
İktidar cenahı da deyim yerideyse “bu ateş”in üzerine körükle gidiyor; tehditler vb havada uçuşuyor. Dinci faşizmin medet umduğu mafya vb bozuntuları da kendince “racon kesiyor”. Bütün bunlar, önümüzdeki sürecin nasıl şekilleneceğini gösteriyor.
Türkiye ve Kürdistan’da devrim süreci, bu toplumsal kutuplaşmayla birlikte gelişiyor. Bunu göze almadan bir devrimin zafere ulaşamayacağı da her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.