Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), 18-19 Ocak günlerinde Olağan Genel Kurulu’nu yaptı, yeni bir Genel Yönetim Kurulu seçti.

Ezilen, sömürülen tüm yoksul halklarımızın, işçi ve emekçilerin, öğrencilerin, Alevilerin, Kürt halkının ve devrimcilerin her ihtiyacı olduğunda yanı başımızda olan avukatlarımız, 2016 yılında mühürlendiğinde de derneklerine sahip çıktı ve çalışmalarını sürdürdü, “dosta, düşmana, Türkiye'ye ve dünyaya başka bir avukatlık pratiğinin mümkün olduğunu ve ÇHD'nin bu pratikten asla ve asla geri durmayacağını ilan ettik” dedi.

Bu süreçte ÇHD’li çok değerli avukatlarımız tutsak edildi, işkencelerden geçirildi, haklarında on yılları bulan hükümler kuruldu. Ama mücadeleleri ile ÇHD’nin egemenler eliyle kapatılmasının asla ve asla mümkün olamayacağını ortaya koydular.

“Kapitalizmin Krizi, Krizin Hukuku” ana başlığı ile Kurucu Olağan Genel Kurulunu toplayan ÇHD, içinden geçmekte olduğumuz tarihsel dönemin toplumsal dinamiklerine vurgu yaparak ÇHD'nin de ayrılmaz bir parçası olduğu toplumsal muhalefetin gündemleri ve bu gündemlerin gerekleri tartıştı. ÇHD, burada sunulan tebliğler ve yürütülen tartışmalarla özetle şu sonuçlara vardı:

-Sadece Türkiye değil, bir bütün olarak dünya genelinde tarihsel bir sürecin içinden geçilmektedir. Bir yanda bütün dünyada derinleşen ekonomik kriz ile birlikte artan emperyalist saldırganlık politikaları, diğer yanda farklı coğrafyalarda arka arkaya gelişen direniş pratikleri, önümüzdeki dönemin temel mücadele hattına ve olası ittifaklarına işaret etmektedir.

-ÇHD, bir avukatlık pratiğinin adıdır. Önümüzdeki süreçte, ÇHD'nin on yıllar içerisinde emek emek geliştirdiği bu avukatlık geleneğinin yeni döneme taşınması tüm üyelerin asli görevi olmalıdır. ÇHD, teknik hukukçuların değil, hukuku araç eden mücadele işçisi avukatların örgütüdür. Bu bilinçle önümüzdeki dönemde aşağıdaki başlıkların ÇHD'nin temel gündemleri arasında yer alması gerektiği açıktır; 

-ÇHD, Olağan Genel Kuruluna, tutsak edildikleri için sevgili Başkanımız Selçuk Kozağaçlı'dan ve yine çok değerli üyelerimiz Behiç Aşçı, Aytaç Ünsal, Aycan Çiçek, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Oya Aslan, Ayşegül Çağatay ve Engin Gökoğlu’dan fiziksel anlamda yoksun olarak gitmiştir. ÇHD'nin dün, bugün ve yarın, en temel gündemlerinin başında tutsak edilmiş, rehin alınmış meslektaşlarının özgürlüğü gelmek zorundadır, gelecektir. Tutsak meslektaşlarımızın özgürlüğü için etkili eylemler örgütlemek ama aynı zamanda onların özgürlüğü için de önemli olduğu üzere toplumsal muhalefetin güçlenmesi için aşağıda sayılan gündemlerde de etkili bir çalışma tarzı benimsemek ÇHD açısından kaçınılmazdır. Son tutsak yoldaşımız, üyemiz özgürlüğüne kavuşana kadar “Tutsak Avukatlara Özgürlük” şiarından bir adım dahi geri atılmamalıdır.

-ÇHD, işçi sınıfına yönelen tüm saldırılar karşısında sınıfın ve emeğin yanında saf tutmaya devam edecektir. Krizin faturasının işçi sınıfına değil, kapitalistlere kesilmesi gerektiği çok açıktır. ÇHD, işçi sınıfı mücadelesini kanunlara ve mahkeme salonlarına indirgemeksizin işçi sınıfının tüm hak arama mücadelesinin meşruiyetine inanır, işçi sınıfı ile bu temelde dayanışma içinde olur, birlikte mücadele eder. Emek sömürüsünün yarattığı Soma ve Ermenek katliamlarında adalet arayışında, 3. Havalimanı, Greif direnişi, metal süreci ve tüm direniş alanlarında, grev yasaklarına karşı mücadelelerde, KHK ihraçlarında, güvenlik soruşturmaları eliyle sınıfa yönelik tüm saldırılarda, işçi sınıfının kalbinin attığı, işçi sınıfının canının yandığı, işçi sınıfının ayağa kalktığı her yerde, onlarla omuz omuza olmaya devam edecektir.

-Ülke genelinde yaşanan intiharlar, ÇHD'nin gündemidir. ÇHD, intiharlara münferit vakalar olarak yaklaşmamakta, kapitalizmin krizi nedeniyle daha fazla insanımızın kendi yaşamına kıymasına engel olabilecek tek şeyin anti-kapitalist bir mücadele hattı örmek olduğunu bilmektedir.

-OHAL süreci, egemenlerce kamu alanının tasfiyesinin ve neoliberal dönüşümün bir aracı olarak kullanılmıştır. Bu anlamda ÇHD kamu hizmetinden tasfiye edilip bugün adeta sivil ölüme mahkûm edilmiş kamu emekçileri ile dayanışmayı görev olarak benimsemektedir.

-İktidar bloğu Kürt halkına yönelik ağır şiddet ve saldırılarını her geçen gün derinleştirerek sürdürmektedir. ÇHD, tüzüğünde de tanımladığı üzere; ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını savunur. Bu ilke doğrultusunda Kürt halkı ile her alanda, her düzeyde dayanışmayı önümüzdeki dönemde temel görevleri arasında ön plana alır. ÇHD, Kürt halkının siyasi temsilcilerinin tutsak alınmasını ve seçilmiş yerel yönetimlere kayyum atanmasını sömürge politikası ve siyasi kıyım olarak nitelemektedir. Derneğimiz, ülkemizde olduğu gibi sınır ötesinde de Kürt halkına karşı girişilen işgal ve imhaya dönük savaşa karşı duruşunu sürdürmeye devam edecektir. ÇHD, Türkiye’nin, bütün gerici-faşist bölge ülkelerinin ve sınır ötesi emperyalist güçlerin, Kürt halkının iradesine yönelik her türlü saldırganlığın karşısında durur.

-Emperyalist saldırganlık politikaları eliyle bölge yeniden şekillendirilmek istenmekte, bölge halklarına daha fazla kan, açlık, yoksulluk olarak faturası kesilecek savaşlara bayrak açılmak istenmektedir. Emperyalist talan ve saldırganlık politikaları karşısında “saraylara savaş, kulübelere barış” şiarını benimsemek ve bu hatta bölge halkları ile dayanışmayı büyütecek bir antiemperyalist mücadelenin aktif bir parçası olmak ÇHD'nin temel görevlerindendir.

-Doğanın talanı, çevre ve iklim hakkı hepimizin gündemidir. ÇHD, Kanal İstanbul, HES ve benzeri tahrip edici uygulamalar karşısında örülecek tüm mücadelelerin yanındadır.

-Türkiye'de her gün ortalama 5 kadın aile içi şiddet sonucunda yaşamını kaybetmektedir. OHAL süreci, kadına ve LGBTİQ+ bireylere yönelik şiddetin daha da arttığı ve iktidar tarafından dolaşıma sokulan muhafazakâr söylemle teşvik de edildiği bir dönem olmuştur. Aynı zamanda şiddet ve tecavüz yargılamalarında mahkemeler birer aklama mekanizması olarak çalışmaktadır. ÇHD'nin yeni dönem mücadele gündemlerinden biri de, en genel anlamda cinsiyete dayalı şiddet ile ilişkili yargılamalarda bugün hâkim olan cezasızlığın önüne geçme mücadelesidir.

-Toplumsal cinsiyet eşitliği dün olduğu gibi, bugün de ÇHD'nin en temel gündemlerinin başında gelmektedir. Toplumsal hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesisi ve her türlü cinsiyetçilikle mücadelenin araçları geliştirilmelidir.

-Hapishaneler dün olduğu gibi, bugün de ÇHD'nin temel mücadele gündemlerinden biri olmak zorundadır. Apaçık ortada olan bugünün hukuksuzluk ortamında hapishaneler siyasi tutsaklarla doldurulmuştur. Siyasi tutsaklarca, en temel hakların korunması/kazanılması için açlık grevlerinden ölüm oruçlarına kadar varan eylemlerin yapıldığı ülkemizde, ÇHD her zaman siyasi tutsakların hak savunuculuğunu yapmaya ve yanlarında olmaya devam edecektir. Sınıfsız, sömürüsüz, özgür ve adil bir dünya istediği için hapishanede tutsak edilen tüm siyasi tutsaklar ÇHD'nin müvekkili, dostu, yoldaşıdır.

-ÇHD bu süreçte mesleğe yönelen saldırıların da takipçisi olmak durumundadır. Avukatlar gün geçtikçe yoksullaştırılmakta, işçi avukatlar karın tokluğuna çalışmakta, sömürülmektedir. İntihar eden meslektaşımız Gökhan Vural Arı'yı unutmamak ve meslektaşlarımızın ekonomik ve sosyal hakları için mücadele etmek ÇHD'nin yeni dönemde temel gündemlerinden biri olacaktır.

-Stajyer dostlarımızın ruhsatları gasp edilmektedir. Ruhsat gaspı büyük bir keyfilikle gerçekleştirilmekte ve aslen bir grup stajyer, daha mesleğe adım atarken iktidar eliyle “tehdit olarak” görülüp engellenmek istenmektedir. Aciz bir korkunun ürünü olan ama aynı zamanda ağır sonuçları olan bu saldırının püskürtülmesi ÇHD'nin yeni dönemde temel gündemlerinden biri olmak zorundadır.

-ÇHD'nin bir temel gündemi ise açık ki göçmenler ve mültecilerle dayanışmayı büyütmektir. Gerek Türkiye, gerekse Avrupa iktidarları eliyle birer pazarlık malzemesine dönüştürülmüş milyonlarca göçmen, aynı zamanda bu iktidarlar tarafından bilinçli şekilde kışkırtılan ırkçılığın da mağdurudur. Göçmen ve mültecilerin hak ve özgürlükleri, ÇHD açısından yurttaş hak ve özgürlükleri ile eşit önemde değerlendirilmek zorundadır. 

-Türkiye'de yargı yoktur. Ceza yargılamaları doğrudan talimatla yürütülmekte, on binlerce insan adil yargılanma hakkından yoksun bırakılmakta, savunma hakları da kısıtlanarak tutsak edilmektedir. Adalet saraylarının adalet sağlamaktan yoksun kaldığı bu dönemde, ezilenlerin, baskı altında tutulanların, haksızlığa uğrayanların adalet mücadelesinde saf tutmak ÇHD'nin görevidir.

  • ÇHD, ilerici avukatların enternasyonal dayanışmasının ve birlikte mücadelesinin öneminin bilincindedir. Bu anlamda yürüttüğü çalışmalarını geliştirerek sürdürecektir. Bu bağlamda Fransa'da direnen meslektaşlarımızın mücadelesi desteklenmelidir. Aynı zamanda ve ivedilikle, 2020 yılında Tehlike Altındaki Avukatlar Günü'nün ithaf edildiği Pakistanlı Demokrat Avukatlarla dayanışmanın yol ve yöntemleri aranmalıdır. Bu bağlamda ilk olarak 24 Ocak 2020 günü olarak belirlenmiş uluslararası eylem gününün etkin bir parçası olmak gerekmektedir.

 

Tüm bu tespitler ve kararlar ışığında ÇHD Genel Kurulu, Selçuk Kozağaçlı'nın Genel Kurulumuza iletmiş olduğu mektubu bir tebliğ olarak kabul ederek şu hususları da karar altına aldığını duyurdu:

*ÇHD; bundan sonra da dün olduğu gibi; “grev çadırlarına, morgların önüne, fakülte boykotlarına, barikatların arkasına, kuyrukların önüne gidecektir. ÇHD kendisi ile birlikte mücadele ettiklerinden akıllı olmanın değil, birlikte dövüşmenin, birbirine güvenmenin potansiyelini bir mücadele hattı örmek için eyleme çevirmeyi dert edinecektir.”

*ÇHD Olağan Genel Kurulu, “delimizin usludan yeğ olduğunu” dosta düşmana gösterme kararlılığındadır! Zira çılgın, imkânsızın peşinde olmanın ve ihlalden korkmamanın itibarı bize aittir, kimselere devretmiyoruz!

 

ÇHD, yaptıkları Genel Kurul sonrasında oylama yaparak seçtikleri Merkez Yürütme Kurulu ve Üyelerini de şöyle açıkladı:

Merkez Yürütme Kurulu

Selçuk Kozağaçlı – Genel Başkan

Ümit Büyükdağ – Genel Başkan Yardımcısı (2. Başkan)

Nergiz Tuba Aslan – Genel Sekreter

Rıza Karaman – Sayman

Üyeler

Ahmet Ergin Sözen

Didem Baydar Ünsal

Diren Yeşil

Furkan Açıkgöz

Halime Şenli Bilgin

Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı

Seher Dursun

Şerife Ceren Uysal

Tünay Cengiz