İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 19 Ocak Pazar günü saat 15.05'te Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde Hrant Dink anması gerçekleştirdi.
Açıklama esnasında sık sık "Hepimiz Hrantız Hepimiz Ermeniyiz", " Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant", " Yaşasın Halkların Eşitliği", "Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi" sloganları atıldı.
Okunan basın açıklamasında "Kendisini katıksız biçimde barışa adamış bir insan olan, sevgili dostumuz, kardeşimiz Hrant Dink’in, milliyetçilik hastalığına tutulmuş bir tetikçi tarafından vurularak katledilmesinin üzerinden tam 13 yıl geçti. Ve geçen uzun yıllar boyunca bizim adalet arayışımız sürerken, bu adalet arayışını sekteye uğratmayı amaçlayan yalanlar ve oyalamalar da devam etti." dendi.
Cumhuriyet tarihinin faili meçhul cinayetlerle dolu olduğu, Dink cinayetinde kusuru olan kamu görevlilerinin yargılandığı, ancak "vur emrini" kimin verdiğinin hala belli olmadığı vurgulandı. Geçtiğimiz tarihlerde görülen duruşmada Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile birkaç isme daha cezalar verildiği, Kasım ayında 100. kez duruşma gerçekleştiği, yargılamanın devam ettiği ilk beş yılda üç-beş tetikçinin ötesine geçilmediği, soruşturmanın genişletilmediği, “ÖLDÜR” diyenlerin ise halen yargılanmadığı, cinayette kamu görevlilerinin payını gösteren izlere rağmen, Jandarma, MİT ve Emniyet görevlilerinin dava dosyasından uzak tutulmaya çalışıldığı söylenirken "Dink’i düşüncelerini ifade etmesinden dolayı makamlarına çağırarak adeta tehdit edenler, onu hedefe koyanlar korundu, kollandı. İlk günlerde fail olarak 'derin devlet' ve 'Ergenekon' gösterilirken, bugün organizasyonu yapanın ismi FETÖ’ye dönüştü. Gerçek sorumlular hiçbir şekilde yargılanmadı, onu hedef gösterenler, tehdit edenler cezasız kaldılar. Cinayete adı karışanlardan bazıları terfi ettirildi, ödüllendirildi" dendi.
Açıklama "Yüreğinden dökülen barışın, hakikatin, cesaretin ve umudun sesinin ulaştığı herkes seni çok özlüyor sevgili Ahparig. Ancak herkes çok iyi bilmeli ki, bize miras bıraktığın ve hafızamıza kayıtlanan umudu, hücrelerimizden çıkıp dünyaya açılma imkânını, barış içinde bir arada yaşama ihtimalini yok etmek artık hiçbir şekilde mümkün değil. Bu umut, bu imkân, bu ihtimal, bu bir aradalık aynı zamanda senin bize vasiyetin idi. Bu vasiyete inatla sahip çıkarak her ne pahasına olursa olsun barışın dilini inşa etmeyi sürdüreceğiz. Tıpkı senin gibi, derin bir dünya ve insan sevgisiyle, alçak gönüllülükle, insanın yapma ve yeniden yaratma kudretine inançla, umutla, vicdanla demlendirilmiş bir akılla, eleştirel ve eylemden kopmayan bir düşünme cesaretiyle ve bedel ödemeye hazır bir şekilde, mutlaka ama mutlaka direneceğiz" sözleri ve "Hepimiz Hrantız Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarıyla sona erdi.