< Esin Kavruk Yalnız Değildir

28 Kasım sabah saatlerinde Bakırköy zindanında bulanan Esin Kavruk’tan DNA alma bahanesiyle B-6 koğuşundaki devrimci kadın tutsaklar baskın yapılarak darp edilmişlerdi. Bu olayla ilgili İHD bugün (4 Aralık) saat 13.00’de avukatlar ve İHD yöneticileriyle birlikte bir basın açıklaması düzenledi.

Okunan açıklamada;

“Esin Kavruk’un tutuklanmasının ardından 5. Sulh Ceza Mahkemesi, DNA örneğinin alınması için karar çıkarmıştır. Esin Kavruk bu karara itiraz ederek 11 Kasım 2019’da götürüldüğü ATK’dan kan ve doku örneği vermeyi reddetmiş ve doktor da bu doğrultuda tutanak tutarak kendisini hapishaneye geri göndermiştir.

Daha sonra hapishane müdürü ‘savcının talimatı olduğunu ve zorla da olsa DNA örneği alma işlemini yapacaklarını’ belirtmiştir…

28 Kasım 2019 Perşembe günü hapishanenin 1 ve 2. müdürleri, başgardiyanlar ve tüm infaz koruma memurları, ayrıca onlarca polisin katıldığı bir operasyonla B-6 koğuşuna girilerek tutsaklar darp edilmiş, işkence görmüş, yerlerde sürüklenmiş ve Esin Kavruk aralarından alınmıştır.

Esin Kavruk, jandarma minibüsüyle Haseki Devlet Hastanesine getirilip Terörle Mücadele Şube polislerine teslim edilmiştir. Doku örneği vermeyi kabul etmeyen Esin Kavruk’a doktor ‘tamam’ demiş, ancak polisler yere düşürerek zorla boğazından ve çenesinden tutarak, damağını yırtıp tükürük örneğini almışlardır. Polisler gittikten sonra, jandarma sorumluluk almamak için ilgili doktordan Esin Kavruk’a darp raporu almıştır.

Esin Kavruk’a uygulanan insanlık dışı ve hukuka aykırı muamelenin yanında, mahpuslar Dilek Geçgin, Zeynep Gerçek ve Zuhal Sürücü de ciddi darp edilmiş, fiziksel ve cinsel işkenceye maruz kalmışlardır” denildi.

Ayrıca “Bu olayda da gördüğümüz üzere, devlet yetkilileri hapishanelerde yeni bir uygulamayı dayatmaya çalışmaktadır. Bu uygulamalar 12 Eylül askeri faşist darbesi sonrası karşılaştığımız ve insanlık vicdanında derin yaralar bırakan işkence uygulamalarını hatırlatmaktadır.

İnsan Hakları savunucuları olarak bu işkenceye maruz kalan Esin Kavruk ve buna benzer uygulamalar ile insan hakları ihlal edilen bütün mahpusların sesi ve sözü olmaya devam edeceğimizi de bir kez daha ifade ediyoruz. İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek” denilerek açıklama bitirildi.

Açıklamadan sonra Av. Eren Keskin de basına konuyla ilgili daha detaylı bilgi verdi. DNA almanın ne kadar tehlikeli olduğuna vurgu yaptı “Bu ırkçı bir şeydir. Bir sosyal medyadan gözaltına alındığınızda bile DNA’nızı almaya çalışabilirler. Bu son derece tehlikeli, Türkiye’nin hem iç hukukuna, hem de dış hukukuna aykırı bir şey” diyerek bu olayın hukuki hiç bir yanının olmadığını da ekledi. Keskin, bu olayın ortamı terörize etmeye, baskı yaratmaya, korku yaratmaya dönük bir uygulama olduğunu düşündüğünü de söyledi.