DİSK, İnsan Onuruna Yaraşır Asgari Ücret” şiarıyla TMMOB Mimarlar Odası’da bir basın açıklaması yaptı.
DİSK’in 2020 yılı asgari ücreti ile ilgili basın açıklamasını Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu okudu. Türkiye’de sadece asgari ücret ve ona yakın bir ücretle çalışanların 10 milyon işçi ve ailesi olduğunu ve bu nedenle bunun devletin toplumla yaptığı en büyük toplumsal sözleşme olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “ülkeyi yönetenlerin krizden çıkış için belirledikleri rota ‘düşük ücret politikası’ olarak görünmektedir” dedi.
“Yıllardır ‘ekonomi büyüdü’ diye övünüp, büyümeden payımızı vermeyenler, şimdi kriz kapıya dayandığında ücretleri daha da düşürmeye çalışmaktadır. Ekonomik krizi geçiştirmek için hükümet elde avuçta ne varsa kullanmıştır. Bu nedenle ekonomi daha da kırılgan hale gelmiştir. Ancak üretim ve işsizlik cephesinde olumlu bir adım maalesef söz konusu değildir.
Ülkeyi yönetenleri şimdiden uyarıyoruz: Şirket kurtarmalara, işveren teşviklerine devasa kaynakların ayrıldığı bir ortamda kimse işçilere ‘fedakârlık’ tavsiyesinde bulunmasın, kimse işçilerden fedakârlık beklemesin” denilen açıklamada hazırladıkları “2020 Asgari Ücret Raporu” özet verileri de paylaşıldı.
Asgari ücretin hesaplanmasında evrensel kuralların olduğundan ve çeşitli sözleşmeler ve antlaşmalar tarafından güvence altına alındığından söz eden DİSK, Türkiye'de asgari ücretin tespitinde sadece bir işçi üzerinden hesaplama yapıldığını, bunun da uluslararası standartlara aykırı olduğunu söyledi.
-Asgari Ücret Tespit Komisyonu aynı zamanda yapı itibariyle demokratik değildir. Komisyonda hükümet, işveren ve işçi temsilcisi olarak 5'er kişi yer alırken, en fazla üyeye sahip işçi sendikası ve işveren örgütleri tarafından saptanmaktadır. DİSK ve diğer konfederasyonlar asgari ücretin belirlenmesi sürecinde yer alamamaktadır.
-Asgari ücret ortalama ücret haline gelmektedir. 2006'da ortalama ferdi ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2 katı iken 2018'de bu oran 1,6 katına geriledi. Türkiye'de asgari ücret ortalama ücrete yaklaşmaktadır. Asgari ücretin hızla ortalama ücret haline dönüşmesinin yine en fazla kadın işçileri etkilediğini görüyoruz. Kadınların ortalama ücreti erkeklere göre asgari ücrete daha yakındır.
-1.8 Milyon işçi asgari ücrete bile erişemiyor. TÜİK verilerine göre asgari ücretin altında ücret alanların sayısı 1 milyon 800 bin, asgari ücret alanların sayısı 5 milyon civarında olmak üzere toplamda 6,8 milyondur. Asgari ücretin altında, asgari ücret düzeyinde ve asgari ücretin %15 üzerinde ücret alan toplam 10 milyon civarında emekçi söz konusudur.
-Türkiye Avrupa'nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasında yer almaktadır. Türkiye Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip 4. ülkedir. Daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Sırbistan, Bulgaristan ve Arnavutluk'tur. 2009'da Avrupa'da Türkiye'den düşük asgari ücretli 13 ülke varken, 2019'da sadece 3 ülke vardır.
-Asgari ücret maliyetinin yarısı vergi ve kesintilere gitmektedir. Asgari ücretten yapılan vergi ve diğer kesintiler aslında görünenden daha yüksektir. Asgari ücretin görünen-görünmeyen, dolaylı-dolaysız kesintilerini dikkate aldığımızda işçinin eline asgari ücretin sadece %49'unun net gelir olarak geçtiği görülmektedir. Asgari ücretin yüzde 51'i vergi ve kesintilere gitmektedir. Asgari ücret maliyetinin 1537 TL'si vergi ve kesintilere gitmektedir.
-Asgari ücretliden daha çok vergi alındı. Asgari ücretliden ve düşük gelirli işçilerden alınan vergi, ilk vergi dilimi tarifesi düşük tutularak artırıldı. Asgari ücretliler yılın ikinci yarısında ikinci vergi dilimine girmeye başladı. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katı idi. 2019'da ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 7 katına inmiştir.
-Asgari ücret döviz karşısında da hızla eridi. Asgari ücret döviz cinsinden son yıllarda ciddi biçimde geriledi. 2008'de 371 ABD doları olan asgari ücret, krizin etkisiyle 2009'da 339 dolara, 2016'daki 430 dolar düzeyinden 2019'da 357 ABD doları düzeyine geriledi.
-Asgari ücretli 11 Cumhuriyet altını kaybetti. Merkez Bankası'nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken. 2019 itibariyle yıllık net asgari ücretle sadece 14 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.
-Türkiye ile Çin'deki ortalama asgari ücretler birbirine yaklaşıyor. Türkiye dolar açısından ucuz işgücü cennetine dönüşmektedir. 2016'da iki ülke arasında 185 dolar fark varken, 2018'de bu fark 96 dolara geriledi
-Asgari ücret artışı son yirmi yılda kişi başına gayri safi yurt içi hasıla artışının gerisinde kaldı. Asgari ücret artışı milli gelir artışının çok altında kaldığı için asgari ücretle çalışanlar ciddi kayba uğramış ve göreli olarak yoksullaşmış durumdadır. Diğer bir ifadeyle asgari ücretle çalışanların milli gelirden aldığı pay azalmıştır. Asgari ücret artan ulusal zenginlikten payını alamamıştır.
-Asgari ücret AGİ hariç ve net olarak saptanmalıdır. Bilindiği gibi 2008 yılına kadar ücretliler topladıkları fatura ve fişler karşılığında devletten vergi iadesi almaktaydı. 2008'de bunun yerine Asgari Geçim İndirimi (AGİ) uygulaması başlatıldı. AGİ'nin dahil edilmesiyle net asgari ücret olduğundan yüksek gösterilmeye başlandı. Oysa AGİ işveren tarafından ödenmiyor ve ücret değildir. Net asgari ücret işveren tarafından işçiye ödenen miktardır. AGİ ise devlet tarafından sağlanan bir destektir. 2019 itibariyle AGİ hariç asgari ücret 2021 TL değil aslında 1829 TL'dir.
DİSK tüm bu tespitlerden hareketle 2020 yılı Asgari Ücretine dair taleplerini de şöyle sıraladı:
-Asgari ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı ve işçinin ailesi de dikkate alınmalıdır.
-Asgari ücret toplu pazarlık yoluyla saptanmalıdır.
-Asgari ücret tespitine ilişkin 131 Sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı'na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır.
-Asgari ücret tespit komisyonunda kadın temsili sağlanmalıdır.
-TÜİK hesabı asgari ücret saptanmasında alt sınır olmalıdır.
-Asgari ücret net ve AGİ hariç hesaplanmalıdır.
-Bütün işçi ve memurlar için tek asgari ücret saptanmalıdır.
-Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır.
-Yeniden değerleme artış oranından daha az asgari ücret artışı olamaz.
-Asgari ücret artışında hedeflenen enflasyon oranları esas alınamaz.
-Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır.
-Asgari ücret yıllık olarak hesaplanmalı, tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır.
-Asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarına katılım hakkı sağlanmalı, Asgari Ücret ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmeli ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.