< "Onların Düşlerini Gerçekleştirmekten Vazgeçmeyeceğiz"

Suruç Katliamı'nın 2. yılında Suruç Aileleri İnisiyaifi Halitağa Caddesi'nde 24. eylemini gerçekleştirirken 33 düş yolcusu ölümsüzleşmelerinin ikinci yılında anılarak "Düşleriniz yarım kalmayacak, mutlaka gerçekleştireceğiz" denildi.

 

İSTANBUL- Suruç katliamının 2. yıldönümünde Suruç Aileleri İnisiyatifi 33 düş yolcusu için 24. kez oturma eylemini gerçekleştirdi.
Aileler her ay olduğu gibi Halitağa Caddesi'nde, "Kalplerimiz Adalet için Atsın " ve "20 Temmuz 2015 Suruç Unutursak Kalbimiz Kurusun" yazılı pankartlar açtı. Suruç'ta ölümsüzleşen devrimcilerin fotoğraflarıyla, "Adalet çığlığımız susturulamaz", "Katiller orada adalet nerede", "Belgeler ortada adalet nerede" vb. yazılı dövizler taşıdı.
33 Devrimcinin Kobane'nin yeniden inşası sürecindeki çocuklara ulaştırmak için yanlarında götürmek istedikleri oyuncaklar ve kitapları  temsilen pankartın üzerine oyuncaklar yerleştirildi.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, ÖTSP, Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, Gezi Şehitleri ve Aileleri Platformu ve çok sayıda Suruç tanığının katıldığı eylemde fotoğrafların yanına karanfil bırakıldı.


"124 Ay da Geçse  Onların Düşlerini Haykırmaya Devam Edeceğiz"
Suruç Aileleri İnisiyatifi  Hacer Elçin, iki yıl önce Urfa'nın Suruç ilçesi Amasra Kültür Merkezi'nde yaşanan katliamı anlattı. Katliamının katillerinden ve sorumlu devlet yetkililerinin hala cezalandırılmadıklarını ve ailelerin 24 aydır adalet aradıklarını belirten Elçin, "124 ay da geçse adaleti ve onların düşlerini haykırmaya devam edeceğiz" dedi.
HDP Milletvekili Garo Paylan ise 7 Haziran seçimlerini halkın bir zafer kazandığını fakat iktidarın bunu kabul etmediğini ve Suruç Katliamı'nın yaşandığını belirtti. 
Saldırılara, katliamlara ve provokasyonlara karşı inadına barış, demokratik siyaset denilerek mücadele yürütüldüğünü söyleyen Paylan, Saray iktidarının kan dökmeye ve çatışmaya ihtiyaç duyduğunu bu yüzden paralel ittifakıyla 33 devrimcinin kanının döküldüğünü belirtti.
Paylan, "O günlerde cenaze törenlerinde bütün yoldaşlarımıza adalet sözü verdik. 2 yıl sonunda yapabileceğimiz tek şey onlardan af dilemek. Çünkü onların hesabını soramadık" dedi.
Suruç'ta yaşamlarını yitirenlerin isimlerini sayan Paylan, "Dimdik ayaktayız, asla diz çökmedik çökmeyeceğiz. Er ya da geç hesap soracağız. Buradaki ailelere de sözümüz olsun" diyerek sözlerini bitirdi.

"33 Yoldaşımızın Düşü İçin  Faşizme Karşı Birleşelim"
Suruç Yaralıları ve Tanıkları adına söz alan Suruç gazisi Koray Türkay  Suruç katliamının sorumlusunun, 7 Haziran seçimlerinde "400 sandalye verin bu iş çözülsün" diyen Erdoğan olduğunu ifade etti.
Türkay "Bir tarafta 80 milyonluk ülkenin birikimlerini sömürenler bir tarafta da; Roboski katliamında ailelerin yanında olan, Soma katliamında ölen madencileri için mücadele eden, HES inşaatlarının önüne dikilen, Gezi isyanında yiğitçe direnen ve Kobane'nin yeniden inşası için yola çıkanlar vardı" dedi.
Düş yolcularının düşlerini düşleri bilen milyonların olduğunu dile getiren Türkay, "Birleşik mücadele talebimizi bir kez daha haykırıyoruz. Tüm dostları, yoldaşları faşizme karşı birleşik cephe mücadelesine çağırırken, bir kez daha diyoruz ki düşleri düşlerimizdir" dedi.

"Ne Bugün Ne de Yarın Vazgeçmeyeceğiz"
Suruç'ta ölümsüzleşen Çağdaş Aydın'ın dayısı Ali Ekber Uçur aileler adına hazırlana basın metnini okudu. 2 yıldır hem sevdiklerinin acısını yaşadıklarını hem de adalet mücadelesi yürüttüklerini, duruşmalarda bir  oyun sergilendiğini ifade eden Uçur, "Biz aileler olarak bu senaryoları ve bize adalet diye yutturmaya çalıştıkları safi adaletsizliği biliyoruz. Ne bugün ne de yarın gerçek adaletin peşini bırakmaya da düşlerimizden vazgeçmeye de hiç niyetimiz yok" dedi.
Düş yolcularının savaşsız, sömürüsüz, eşit ve adil bir dünya düşü ile mücadele ettiklerini vurgulayan Uçur,  "Bizler de aileleri olarak bugün buradan bir kez daha söylüyoruz ki, onlar gibi onlar için, onların bıraktığı yerden düşlerinin devamcısı olacağız. Onların düşünü kurarken katledildikleri güzel yarınlar için sözümüzü büyütmeye devam edeceğiz" dedi.

"Hiçbir Bomba  Halkların Birlikte Yaşama İradesini  Çalmayacak"
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de Suruç katliamıyla halkların kardeşliğinin hedef alındığını ifade ederek 20 Temmuz'u bu ülkede barışa, kardeşliğe duyulan özlemi sonlandırmak isteyenlerin milat saydığını söyledi.
Koçyiğit, iktidarın bu ülkenin tarihini kanla yazmak istediğini ancak halkların barış ve eşitlikle yazmak için mücadele ettiğini,
Ortadoğu'daki insanlara, halklara yeni bir yaşamı müjdeleyen Rojava devriminin 3. yıldönümünden bir gün sonra Kobane'nin sınırında bombanın patlamasının halklara yan yana durmayın, mücadele etmeyin mesajı vermek olduğunu ifade etti.
Koçyiğit, "Eşit, özgür bir toplumu yaratma sözü verdik. Aynı sözün arkasındayız. Yoldaşlarımızın anılarına, mücadelelerine, halkların kardeşiliğine duyduğu sevgisine bir kez daha bağlılık sözü veriyoruz. Hiçbir bomba halkların bir arada yaşama iradesini bizden çalamayacak" dedi.

"Mutlaka  Hesap  Soracağız"
Gezi Şehit ve Gazileri Aileleri Platformu'ndan Volkan Kesanbilici ise 4 sene önce Gezi direnişinde düş yolcularıyla birlikte olduklarını dile getirdi. Yaşanacak çok acıları ve anıları olduğunu söyleyen Kesanbilici, "Ama özellikle Suruç. Çünkü o dostlarımızın hepsi bizim birebir temas ettiğimiz barikat yoldaşlarımızdı" dedi. Kesanbilici, mutlaka hesap soracaklarının belirtti.
Son olarak Suruç'ta yaşamını yitiren Nazegül Bahar Boyraz'ın küçük kızı, tüm kamuoyuna dayanışma çarısı yaptı.
"Destek verin 13 Kasım'da duruşmamız var" diyen Boyraz, "Yanımızda olun" dedi.
Halitağa Caddesi'nde yapılan anmadan sonra gençlik örgütlerinin Süreyya Operası önünde başlayacak olan yürüyüşe gidildi.