“-İşte o zaman diyorum ki-
Gelişin şen olsun senin
Her şey esirgesin seni
Çünkü açlık çoğunluktadır
Ve ezecektir gücüyle dünyayı
-İkimize bir aşk elbette yetmez
Türlü şeylerin savunulduğu-
Diriliğe eşitliğe tokluğa
Artık ayıp olan tokluğa
Çünkü açlık çoğunluktadır
Açlık.”
T.Uyar
Bir şeyin başına “resmi” yazınca, “bayrak amblemi” koyunca işin ciddiyeti artıyor malumunuz. Oysa tüm bu görsel şovun altında ölülerimiz yatıyor. Şovdan ziyade mezarlık ya da öğütücü desek daha yerinde olacaktır belki de. Neyse.
30939 sayılı “resmi” gazetede ihbarcılık için bir yönetmelik yayınlandı. Devletin dili ile söylersek: “terör suçlarının ortaya çıkarılmasına veya delillerin ele geçirilmesine ya da suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara verilecek ödül hakkında yönetmelik”. Bu yönetmeliğin detayları çok da bir şey ifade etmiyor; zira özü, ihbarcı ol çağrısı.
Ama böyle bir yönetmeliğe niye ihtiyaç duyulduğu üzerinde durulması gereken bir konu. Bu soruya iki yönlü cevap verilebilir. Birincisi tüm devlet imkanlarına rağmen kendilerince “terörle mücadele” adını koydukları toplumsal karşıtlık ile yeterince baş edemiyor olmaları ve birikmekte olan öfke.
İkincisi her yanı ile çürüyen toplum. Gazeteler ve internet sahasına düşen haberler dinci-faşizmin insanları getirdiği çizgiyi açıklamaya yetiyor. Mesela Manisa AKP İl Başkanlığının iş bulmak için gelen insanlara kurduğu fuhuş pazarlıkları ve aynı pazarlığın haber yapılmasını engelleyen organize suçun parçası adliye erbabı! Bizce kafi.
Biliyorsunuz resmi gazeteler memleketin işçi ölümlerini, kadın ölümlerini, çocuk istismarlarını, toplumsal intiharları yazmaz. Hani ya bu devlet bizimdi ya? Ama yok herkes yerini bilecek, ayaklar baş olamayacağına göre, ölülerinin de göz önünde durmasına da gerek yok.
Haberi okuyunca insan irkiliyor: Fatih’te dört kardeş geçim sıkıntısı nedeniyle intihar ediyor, kapılarına da not bırakıyorlar kimse zarar görmesin diye: DİKKAT BU EVDE SİYANÜR VAR!
Ölümün inceliği olur mu? Oluyor işte. Peki ya bu incelik bir uyarı ise? Bugün biz öldük, yarın size sıra gelecek uyarısı ise! Resmi gazetedeki muhbir vatandaş adayı ise ya bu çizgideki… “İhbar et” dedikleri açlığa dur diyen yan komşun ise... İhbara konu, lisede “geleceğimiz çalınıyor” farkında mısınız diyen genç ise... Varyasyonları çoğaltmak o kadar kolay ki. Toplum artık ikiye ayrılacak “muhbirler”/“muhbir olmayanlar”!
Sıradan yurttaşa düşen görev polis anonslarını tıkamak olmalı bizce. Her yerden fakslar, mailler, storyler, tweetler ile @egm deyip “AÇLIK ÇOĞUNLUKTADIR” tagı ile her yeri haberdar etmek olmalı. Çünkü terörü ihbar edene ödül var! Büyük ödül!
Peki kim terör?
Kim terörist?
Kim Fatih’te dört kardeşi siyanürle öldüren teröristler? Nerede yaşıyorlar?
Devrimci Hukukçular