Uzunca bir süredir yakalandığı kanser hastalığıyla mücadele eden Ali Rabuş yoldaş, 26 Ağustos'ta hayata gözlerini yumdu. Tüm mücadele yaşamında olduğu gibi kanserle mücadelesinde de dirayetli, sabırlı, kendinden çok başkalarını düşünen bir yoldaştı Ali Rabuş. Son anına kadar sosyalizm mücadelesine bağlı kaldı; aklında hep kavgası ve yoldaşları oldu.

Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak 1957 yılında Adıyaman'ın Besni ilçesinde dünyaya gelen Ali yoldaş, çocukluğunda ailesinin yanında tarım işlerinde çalıştı. Ürettiği herşeyi çevresindeki insanlarla birlikte paylaşmayı, daha çocukluk yıllarında bir alışkanlık haline getirdi. Mütevazi kişiliği, daha bu yıllarda edindiği emekçi özelliklerinden kaynaklandı. Ve bu özelliğini bütün bir yaşamı boyunca korudu. Hem ailesi, arkadaşları, dostları, hem de yoldaşları onu her zaman mütevazi, kendi sorunlarını öne çıkarmayan, hep başkalarını öncelikli olarak düşünen bir insan olarak tanıdı.

Ali Rabuş, 1975 yılında Besni'de genç yaşta Emeğin Birliği saflarına katıdı. Mücadelesinde de her zaman sorumluluk bilincine sahip, sabırlı ve olgun bir yoldaş oldu; her zaman elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bir yoldaş olarak tanındı. 12 Eylül'den önce başka bir devrimci örgütle birlikte ortak çıkarılan Birlik Yolu dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini üstlendi. 12 Eylül sonrası aranır duruma düştü; 1981 yılında tutsak edildi. 6 yıl çeşitli cezaevlerinde kaldı; çıktıktan sonra da mücadelesine kaldığı yerden devam etti.

Onun için yaşamak, son nefesine kadar emek mücadelesinin içinde olmak demekti. Emekçi bir ailenin emekçi bir çocuğu olarak safını emeğin kurtuluşu için mücadele edenlerin safında belirlemişti.

Ali yoldaş, bir komüniste yakışır insani özellikleriyle tüm sevenlerinin, yoldaşlarının gönlünde taht kurmuştu. Evrenin sonsuzluğuna karıştıktan sonra 27 Ağustos'ta toprağa verildiği Cebeci Mezarlığı'na yoldaşlarının elleri üzerinde getirildi. Onu yakından tanıyan yoldaşları konuşmalar yaptılar ve hep onun, emekçi, mütevazi ve "kolektif hayat"tan yana olan özelliklerini vurguladılar.

Bir yoldaşı onun hayatının son anına kadar sigorta bile yaptırmadığını; bunu başkalarının hakkını gaspetmek olarak değerlendirdiğini söyledi. Son zamanlar hastane masraflarının oluşturulan bir dayanışma ağı ile karşılandığını, Ali yoldaşın bunu bile kabul etmekte zorlandığını aktardı. Tüm yaşamını devrim mücadelesine adayan Ali yoldaşın yeri geldiğinde hak alma eylemlerinde, yeri geldiğinde faşistlere karşı mücadelede gözükara bir şekilde en ön saflarda mücadele ettiğini; bütün zorlukları üzerine aldığını, hep emek harcayan olduğunu, bütün övgüleri de yoldaşlarına bıraktığını söyledi.

Mezar başında yapılan anma, hep bir ağızdan atılan "Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi İktidar, Her Şey Emeğin Olacak" sloganıyla sona erdi.