TKEP Savaşçısı Cevat Saim Çelen, FKÖ içindeki adıyla Teğmen Ali, komünizm bayrağını alıp onurla taşıyanlardan biridir. Teğmen Ali bir enternasyonalist savaşçıdır.
Bir gerilla olarak gittiği Filistin kampında kendini kabul ettirmiş, üstün özellikleriyle kısa zamanda kampın eğitmeni olmuştur. O sadece patlayıcılar ve silah konusundaki yeteneği ile değil, olağanüstü bir disipline ve kişiliğe sahip oluşuyla da FKÖ içinde kendine ve partisine layık bir yer edinmiştir.
1981’de Filistin’e birlikte gittiği yoldaşları Bedri (Mustafa Çetiner) ve Seyit (İmam Ateş) yoldaşların Arnun Kalesinde Siyonistlerin saldırıları sonucu ölümsüzleşmesi, Teğmen Ali yoldaşı çok etkiler. Komutanı olduğu eğitim kampından, Lübnan’a ön saflara gönderilmesi için FKÖ’ye başvurur ve bu isteği kabul edilir.
Cephedeki savaşçı ruhu, keskin nişancılığı ile, disiplinli ve özverili çalışmasıyla herkesin gönlünde taht kurar. Filistin’e gelişinin 3. yılında bir çatışma sırasında ağır yaralanır. Tedavi görmesi için başka bir ülkeye gönderilir ve tedavisi biter bitmez cepheye, bölüğünün başına geri döner.
Siyonist İsrail’in Filistin mevzilerine düzenledikleri hava saldırısına karşı kahramanca dövüşür. İnandığı dava ve insanlığa duyduğu bağlılığıyla Teğmen Ali yoldaş, emperyalizmin ve onun uşağı Siyonist İsrail uçaklarının saldırısına karşı Filistin mevzilerini korurken uçaksavar topunun başında ölümsüzleşir.
Teğmen Ali yoldaş, öncülleri Seyit yoldaşların uzlaşmaz tavrını düşünür ve örnek olarak alır. Silahına daha bir gayretle sarılır, hedefini vuran her mermisiyle güzel günleri yaklaştırdığını bilir.
Teğmen Ali yoldaşın ölümsüzleşmesinin 33. yılında, yoldaşları Rojava’da onların enternasyonalist mücadeleci geleneklerini devam ettiriyorlar; bu uğurda bayraklaşıyor, mücadele çizgilerinden sapmıyorlar…
“Tüm eylemimiz emperyalizme karşı bir savaş narasıdır...
Ölüm nerden ve nasıl gelirse gelsin...
Savaş sloganlarımız
Kulaktan kulağa yayılacaksa ve silahlarımız
Elden ele geçecekse ve başkaları mitralyöz sesleriyle
Ve de savaş naralarıyla cenazemize ağıt yakacaksa...
Ölüm hoş geldi, sefa geldi!”