Cumartesi Anneleri/İnsanları 741'inci haftada 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde, Antep’te bir ev baskınında gözaltına alınan ve idam edilen 21 yaşındaki Veysel Güney'in akıbetini sordu.
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri/İnsanları 741'inci haftada 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde, Antep’te bir ev baskınında gözaltına alınan 21 yaşındaki Veysel Güney'in akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları 741'inci haftada Galatasaray Meydanı'nda eylem yapılmasına izin verilmediği için eylemi İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde polis ablukası altında gerçekleştirdi. Bu hafta basın metnini Cumartesi Anneleri/İnsanları adına Serpil Taşkaya okudu.
"Toplumsal Travmalara Yol Açan Hakları İhlalleri ve Cezasızlık Devam Ediyor"
İktidarın yürüttüğü politikalar sonucunda Türkiye'nin derin bir hukuk ve demokrasi krizi yaşıdığını, siyasal iktidarın politikalarına karşı itirazı olanların, eleştiri hakkını kullananların, hak ve özgürlük talep edenlerin anayasal güvenceden mahrum bırakıldığını belirten Taşkaya, "Bağımsız yargı tarafından korunan etkin bir hukukun üstünlüğü kuralı olmadığı için insanlar, haklarının her an ihlal edilebileceği bir ortamda yaşatılıyor. Gözaltında kaybedilen sevdiklerini arayan bizler, 42 haftadır barışçıl toplanma hakkımızı kullanmak üzere Galatasaray'a çıkmak istediğimiz için polis şiddetiyle karşılaşıyoruz. Türkiye'de iktidarlar değişse bile toplumsal travmalara yol açan yaygın insan hakları ihlalleri ve cezasızlık devam ediyor" dedi. Taşkaya, 741 haftadır bu yasak ve hak ihlallerinin bir sistem sorunu olduğunu, yaygın hak ihlallerinde suçun işlenmesi için gerekli ortamı yaratan sistemin topyekün sorgulanması gerektiğini belirtti.
"Kuşaktan Kuşağa Süren Bir Mücadele"
741'inci haftada iktidardan iktidara devreden bir hukuksuzluk, kuşaktan kuşağa devam eden bir mücadele dosyası ile kamuoyunun karşısında olduklarını vurgulayan Taşkaya bugün de Veysel Güney'i unutmadıklarını ifade etmek için bir arada olduklarını söyledi.
"Deliller Olmaksızın İdama Mahkum Edildi"
24 yaşındaki Veysel Güney'in, 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde Antep'te bir ev baskınında yaralı olarak gözaltına alındığını, Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi'nde yargılandığını aktaran Taşkaya, gelişmeleri şöyle aktardı: "İlk duruşması 6 Şubat 1981 tarihinde yapıldı. 17 Şubat 1981 tarihinde yapılan ikinci duruşmasında, kendisini suçlayacak deliller olmaksızın idama mahkûm edildi.
"Özel Kanunla İdam Edilip Bedeni Yok Edildi"
Avukat talebi reddedildi ve savunma hakkı yok sayıldı. Meclis kararı olmadan özel kanun çıkartılarak, 10 Haziran 1981 tarihinde Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde idam edildi. İdam sonrasında Veysel'in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla baba Ali Güney'e teslim edildi. Ancak 10.06.1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla babasına verilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem'e teslim edilen cansız bedeni kaybedildi.
"Savcı Kendisini Suçlayacak Delil Olmadığını İddia Etti"
Veysel'in idamından 25 yıl sonra Veysel Güney'in ilk ifadesini alan ve idamında hazır bulunan savcı Mete Göktürk "Adaleti Gördünüz mü?” isimli kitabında onu suçlayacak delillerinin olmadığını açıkladı.
"Veysel'in Mezarını Bulmak İçin Yıllar Süren Mücadele"
Ailesi ve arkadaşları yıllarca Veysel'in mezarını bulmak için mücadele etti. Bütün mercilere başvurular yapıldı, kampanyalar yürütüldü ve hukuk mücadelesi verildi. Milletvekilleri soru önergeleri ile konuyu defalarca meclisin gündemine taşıdı. Bu girişimlerin tümü sonuçsuz kaldı.
"Yetkililer Teammüden Cinayet İşlediler"
Toplumsal hafızamızda yer etsin diye bir kez saha tekrarlıyoruz: Veysel'i hukuki bir delile dayanmadan ikinci duruşmasında idama mahkum eden sıkıyönetim mahkeme heyeti başkam Albay Ahmet Arısüt, Üyeler Yarbay Ayhan Ulusoy ve Üsteğmen Güney Sert ile Veysel'i idama götüren iddianameyi hazırlayan Savcı Caner Ersu taammüden cinayet işlediler".
"Güney'in İdamı ve Kaybedilmesi İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suçtur"
Veysel Güney'in idamından ve kaybedilmesinden; başta Kenan Evren olmak üzere, 12 Eylül'ün tüm asker ve sivil unsurları, Gaziantep Sıkıyönetim Komutam General Şahabettin Balkan, Veysel'in bedenini tutanakla teslim alan Yüzbaşı Burhan Erdem'in sorumlu olduklarını belirten Taşkaya, Veysel Güney'in idamı ve bedeninin kaybedilmesinin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve zamanaşımına tabi tutulamayacağını söyledi.
"Zeynep Güney'in Bıraktığı Yerden Veysel İçin Mücadeleyi Sürdüreceğiz"
Adli makamları; etkili bir soruşturma ve kovuşturma yaparak, Veysel Güney'in idamı ve kaybedilmesi ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmalarında yer almış tüm devlet görevlilerinin cezalandırılmasını sağlayacak hukuki bir süreci başlatmaya çağıran Taşkaya, devleti yönetenlerin 12 Eylül'ün suçlarını ve suçlularını korumaktan vazgeçerek Veysel Güney'in 38 yıldır gizlenen mezar yerinin tespit edilmesi için gerekli adımları atması gerekenleri yapmasını istedi. Taşkaya, "Oğluna kavuşmaya ömrü yetmeyen Zeynep Güney'in bıraktığı yerden Veysel'i arama ve faillerini tarihin lanetliler sayfasına kaydetme mücadelemizi sürdüreceğiz. Kayıplarımızdan ve Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
"Annelere Sesleniyorum: Sesimizi Duyun, Bizi Görün"
Ardından gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı "yargı reformu" paketini hatırlatan Yıldız, şunları söyledi: "'Demokrasi geliyor' diye açıkladılar ama işte görüyorsunuz payımıza düşen bir şey yine olmadı. Hala her şey yasak. Bizi bu küçük sokaklara sıkıştırıp 'konuşur konuşur giderler' diyenler yanılıyorlar. Buradan yükselen sesi dünya duyuyor. İntikam peşinde değiliz, ne aradığımızı devlet de iyi biliyor. Ama ne yazık ki bu zulmü de bize yaşatmaya devam ediyor.
Acılıyız, öfkeliyiz ama kararlıyız da. Galatasaray'dan vazgeçmeye niyetimiz yok. Buradan özellikle Türk annelerine sesleniyorum yanımızda olun, sesimizi duyun, bizi görün."
"Katiller Evren Gibi Rahat Yatağından Ölmesin, Yargılansın"
Veysel Güney'in yeğeni Doğan Güney, amcasının 38 yıl önce hukuksuz bir şekilde idam edilerek, kaybedildiğini söyledi. Doğan Güney, şunları kaydetti: "Bir anneyi evladının mezarına muhtaç hale getirdiler. Annesinin acısı öldüğü güne kadar dinmedi. İlk ağıdını Galatasaray'da ilk ağıdını yaktı. Son isteği de evladının eşyalarını ile gömülmekti. Tüm kayıplarımızı bulana, sorumlularını yargılayana kadar mücadele edeceğiz. Adalet istiyoruz. Yakınlarımızı bizden alanların Kenan Evren gibi yatağından ölmesini değil, adalet önünde hesap vermesini istiyoruz"
Cumartesi Anneleri, yıllarca haberlerini takip eden ve 24 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Metin Göktepe'nin çalıştığı gazete olan Evrensel Gazetesi'nin 25. yaşını kutladı. Kayıp yakınları, bu hafta ellerindeki karanfilleri gazetenini çalışanlarına ulaştırması için haberi takip eden Eylem Nazlıer'e verdi.