Ankara Tabip Odası ve SES Ankara Şubesi, Ankara'daki Yüksel Caddesi'nde kamu emekçilerinin eylemi nedeniyle polisin kullandığı biber gazlarının ölüme yol açabileceğini belirterek yapılan saldırılara tepki gösterdi.
ANKARA - Ankara Tabip Odası(ATO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES) Ankara Şubesi, Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Acun Karadağ'ın Yüksel Caddesi'nde başlattıkları "İşimizi Geri İstiyoruz" eylemlerini engellemek için polisin kullandığı ve son süreçte iyice yoğunlaşan biber gazının ölüme yol açabileceğine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Sağlık Kurumları, Yüksel Caddesi’nde aylardan bu yana yaşanan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gözaltına alındığı 22 Mayıs’tan sonra da yoğunlaşan polisin biber gazlı saldırılarına tepki gösterdi.
ATO Başkanı Vedat Bulut ve SES Ankara Şubesi Başkanı Hüsnü Yıldırım düzenlediği ortak basın toplantısında, orantısız müdahalelerin bölgeden geçen halk ve esnaf için de büyük bir sağlık tehdidi oluşturduğunu ifade edildi.
“Atılan Gazlar Ölüme Neden Olabilir”
Sağlık meslek örgütleri adına açıklamalarda bulunan ATO Başkanı Vedat Bulut, İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen protestolarda işlerini geri isteyen kamu ememçilerinin şiddete başvurmamasına karşın Emniyet güçlerinin orantısız şiddet uyguladığını ifade etti.
Emniyet güçleri tarafından alanda kullanılan kimyasal gazların içeriğinin bilinmediğini belirten Bulut, bu gazlara maruz kalan bireylerde solunum sisteminin yanında sindirim sisteminde de bozukluklar görüldüğünü bildirdi.
Biber gazının etkisinin sadece sindirim sistemi üzerine olduğunun altını çizen Bulut, bölgede yaptıkları tespitlere göre bazı bireylerde hiçbir enfeksiyon belirtisi olmamasına rağmen karaciğer enzimlerinin de yükseldiğini gözlemlediklerini bildirdi.
"Gaz Fişekleri Üzerinde Son Kullanma Tarihi Yok!"
Kullanılan biber gazlarının fişeklerinin son kullanma tarihinin olmadığına da dikkati çeken Bulut, asıl sorunun polislerin omuzlarında kullandığı biber gazından kaynaklı olduğunu belirlediklerini söyledi.
Model 5 isimli bu gaz spreyi türünün içinde hangi kimyasalların kullanıldığının açıklanmadığını ifade eden Bulut, bunun solunum ve kalp sorunları olan bireylerde ölüm riski oluşturabileceğini bildirdi.
“Bu Uygulamaları Reddediyoruz”
İnsan Hakları Anıtı’nın abluka altına alındığı 22 Mayıs’tan bu yana biber gazlı müdahalelerin arttığını belirten Bulut, son olarak 3 Temmuz’da, Veli Saçılık’ın katıldığı basın açıklamasında biber gazına maruz kaldığı anda yere düşerek omzundan yaralandığını anımsattı.
Çiçekle Gelenleri Bile 'Süpürmek'!
Bu tür görüntülere alışmayı reddettiklerini belirten Bulut, “Bu alanda çiçekle gelerek çiçeklerini bırakmak isteyen göstericileri bile ‘süpürmek’ türünden alışılmadık uyarıları kullanan ve kullandıranlarla çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşmak mümkün görülmemektedir. Şunu hatırlatmak isteriz ki ne güvenlik güçleri çöpçüdür ne de vatandaşlarımız süpürülecek çöptür” dedi.