< "Aileler Tecridin Kaldırılması İçin Çığlığını Yükseltiyor!"

Engellemelere rağmen İzmir’de Menemen Cezaevi önünde oturma eylemi yapan tutuklu yakınları, devletin çok geç olmadan yaşamdan yana tavır almasını ve tecridin kaldırılmasını istedi. "Tabutlar çıkmasını istemiyoruz devlet bir an önce adım atsın" dedi.

İZMİR -Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevine dikkat çekmek amacıyla 17 Nisan günü Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi önünde oturma eylemi yaptı. Bölge, açıklama öncesi çok sayıda Jandarma, sivil polis ve güvenlik şube polisleri tarafından ablukaya alındı. Cezaevi önüne gelmeye çalışan tutuklu yakınlarının bulunduğu otobüs, evrak eksikliği nedeniyle çekildi. Bunun üzerine aileler kalana 4 kilometre yolu yürüyerek buraya ulaştı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Halkların Demokratik Toplum Kongresi (HDK) yöneticileri ve Barış Anneleri Meclisi eyleme katıldı.


"Yaşam Hakkının Korunmasından Devlet Sorumludur"
Oturma eylemi öncesi açıklama yapan EGE- TUHAYDER Eşbaşkanı Selma Altan, geçmiş yıllarda yaşanan açlık grevleri ve ölüm oruçlarında birçok insanın ölümüne ve çok sayıda insanın ise sakatlanmasına tanıklık ettiklerini hatırlattı.
Leyla Güven öncülüğünde başlayan eylemlerin yayıldığına dikkat çeken Altan, "Açlık grevinde 7’si cezaevinde olmak üzere 8 kişi yaşamını yitirmiştir. Bin 500'e yakın tutuklu yaşamın kıyısına gelmiştir. Cezaevlerinde yaşam hakkının korunması devletin sorumluluğudur.

" Ağır Tecrit Bir An Önce Kaldırılmalı"
Açlık grevine neden olan İmralı’da Abdullah Öcalan'a uygulanan ağır tecrit uygulamasına son vermek de devletin sorumluluğundadır" diyen Altan Tutuklu ailelerinin yaşamdan yana olanlardan destek beklediğini ve devletin de çok geç olmadan yaşamdan yana tavır alarak tecridi kaldırması gerektiğini belirtti.

"Talepleri Karşılayın Ölümleri Durdurun, Yapmazsanız Yargılanacaksınız!"
HDP Milletvekili Murat Çepni Diyarbakır'da HDP'nin gerçekleştirdiği kitlesel basın açıklamasına yönelik polis saldırısına tepki göstererek, "Ülkede insanlar savaş dursun diye bedenlerini açlığa yatırdı" dedi. Açlık grevinde bulunanların sağlık durumlarının kritik aşamada olduğunu söyleyen Çepni, tutukluların taleplerinin net olduğunu vurguladı.
“İmralı cezaevinde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’ın ailesiyle ve avukatlarıyla düzenli görüştürülmesi gerekir. Bu talep karşısında binlerce insan bu Anayasal hakkın kullanılmasını talep ediyor. Aileler bugün burada bu talebinin çığlığını yükseltiyor. Çünkü her ölüm düşmanlaştırır, her ölüm yaraları büyütür. Bu hükümete ve Adalet Bakanlığı'na sesleniyoruz. Bu talepleri karşılayın ve ölümleri durdurun bunları yapmazsanız yargılanacaksınız. Halka karşı suç işliyorsunuz. Demokratik bir talebe karşı suç işliyorsunuz. Biz parti olarak bunu söylemeye devam edeceğiz” dedi.

"Tabutların Çıkmasını İstemiyoruz!"
Bandırma 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 1 Mart tarihi itibariyle açlık grevinde olan Nezir Gümüş’ün annesi Hanife Gümüş, cezaevlerinden tabutların çıkmasını istemediklerini dile getirdi. Hükümetin açlık grevindeki tutukluların mücadelesine gözünü kulağını kapattığını ifade eden Gümüş,“Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek. Neden kimse biz annelerin çığlığını duymuyor?” diye sordu.

"Tecavüzler, Hırsızlar Serbest Bizim Çocuklarımız En Ağır Koşullarda"

Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan ve açlık grevinde bulunan tutuklulara refakat eden Mehmet Mencik’in annesi Filiz Mencik ise "Pişirdiğimiz yemek boğazımızdan geçmiyor" dedi. Hükümetin sürekli Kürt halkına kardeşlik ve eşitlikten bahsettiğini ancak bunun karşılığının görülmediğini söyleyen Mencik,“Ben evde yemek yiyemiyorum. Çünkü biliyorum hepsi aç. Bugün bu ülkede tecavüzcüler ve hırsızlar serbest bırakılıyor.Ama bizim çocuklarımız en ağır koşullarda tutuluyor. Adalet, hukuk bu mudur?" dedi.

 

"Artık Yeter Akan Kanı Durdurun, Annelerin Yüreği Yanmasın"

Bir başka annne ise Kürtçe konuşmasında "Kürt çocukları artık ölmesin.Ne Kürtlerin ne de Türklerin çocukları ölmesin. Hakkınız yok. Gözlerinizi açın ve kulaklarınızı bizim söylediklerime verin. Bu zulüm artık yeter. Bu haksızlığa artık yeter diyoruz. Artık yeter akan kan. Bu kanı durdurun. Devlet gözünü ve kulağını açsın. Artık annelerin yüreği yanmasın. Kürt, Türk asker gerilla anneleri artık göz yaşı dökmesin. Leyla Güven, Nasır Yağız ölmesin. 7 bin evladımız bugün cezaevlerinde açlık grevindeler. 110, 120, 160 gününe giren açlık grevleri var. Artık yeter bu zulüm ölüyoruz. Artık yatak döşeklerimizin içinde duramıyoruz. Ne zamana kadar bu zulüm. Biz ne yapmışız. Allah bizi Kürt yaratmış biz ne yapalım" dedi.