İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Ocak ayı iş cinayetleri raporunu paylaştı; Zehirlenerek, boğularak, ezilerek, kalp krizi geçirerek, yüksekten düşerek en az 155 işçinin yaşamını yitirdiğini söyledi.
İSİG, 2 Şubat’ta Kocaeli’de yıllık şehir iş cinayetleri raporunu açıklarken, 3 Şubat günü de Ankara’da Ostim/İvedik anması ve İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Forumu gerçekleştirdi. İzmir’de ise 2 Şubat’ta İSİG Meclisi oluşturulması için bir söyleşi düzenlendi.
“İnsanca barınma hakkı işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesinin bir parçasıdır!” diyen İSİG Meclisi, Ocak ayında işyerlerinde çalışırken ya da barınırken ısınırken yanarak/zehirlenerek ölen işçi sayısının da 15 olduğunu söyledi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’ne, Yargıtay kararlarına ve Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne göre:
İşçi konutlarının, bekar işçiler için veya aileleri ile birlikte oturan işçiler için ayrı konutların hazırlanması, bunlarda gerekli tesisat ve tertibat bulunması, güneş ve hava alacak ve dış etkilere karşı korunmuş, sağlık ve teknik şartlara uygun bir şekilde inşa edilmesi gerektiği; bekar işçilerin koğuşlarının her gün kolaylıkla temizlenebilecek, badana yapılabilecek, penceresi açılabilecek şekilde olması; havayı devamlı bir şekilde değiştirebilecek tertibat, tesisat, baca, menfez veya elektrikli özel vantilasyon cihazları bulunması; tavan yüksekliğinin 280 cm olması ve kişi başına düşen hava hacminin en az 12 m3 olması; soğuk mevsimlerde sağlığa uygun bir şekilde ısıtılması, soba kullanıldığında, duman, gaz ve yangın tehlikesine karşı, gerekli tedbirlerin alınması gerektiği; mangal kömürü veya kok kömürü ile mangal veya maltız gibi vasıtalarla veya üstü açık ateşle veya borusuz petrol sobası veya havagazı sobası ile ısıtmak, tutuşturucu olarak benzol ve petrol gibi parlayıcı maddeler kullanılması yasak; havagazı ile aydınlatma yasak; yemek pişirmek ve yemek yasak; işyerlerinde işçilerin, içinde çalıştıkları yerler ile depo ve ambar gibi yerlerin, aynı zamanda işçi konutu olarak kullanılması ve buralarda işçi yatırılması yasak…
Dinlenme ve barınma yerleri, sağlık şartları ve dış etkilerden korunma bakımından yeterli nitelikte, mahfuz bir yere, zemini düzeltilerek kurulur ve drenaj için gerekli tedbirler alınır; Dinlenme, barınma ve sosyal amaçlı kullanılan tesisler, yanıcı olmayan ve kolay tutuşmayan malzemeden inşa edilir. Barınma amacıyla çadır ve branda kullanılmaz. Meskûn mahal dışında, yol, demiryolu, köprü inşaatı gibi açık havada yapılan çalışmalarda, barınma ve benzeri ihtiyaçları gidermek amacıyla, sadece yanmaz malzemelerden yapılmış çadırlar kullanılabilir; Barınma yerlerinde kullanılan ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemleri, elektrik tesisatları ile aydınlatmalar için gerekli güvenlik tedbirleri alınarak yeterli ve uygun araçlar sağlanır, yangına neden olmayacak şekilde tesis edilip, kullanıma alınır. Isıtma sistemlerinde yangın riski oluşturacak mangal, maltız ve benzeri açık ateş kullanılmaz…
Burada da görüldüğü gibi, yasalarda bulunmasına rağmen, bu işçi sağlığı ve iş güvenliği maddelerinden hiç biri uygulanmıyor. İSİG Meclisi raporunda bu detaylara değinerek, “İşçilerin barınma sorunu vardır acilen çözülmelidir.
İşçilere barınma yeri dahi sağlanmamakta, onbinlerce işçi işyerinde yatıp kalkmaktadır.
İşyerlerinin çoğu ruhsatsızdır, kaçaktır, Davutpaşa katliamı bunun en önemli örneklerinden birisidir.
İşyerleri acil durumlara hazır değildir.
İşyerleri yangına hazır değildir.
İşyerleri ısıtılmamakta, işçiler donmamak için yanarak ölmektedir!
İşyerlerinin elektrik tesisatı bırakın elektrikli ısıtıcıları, normal kullanımda bile sorun yaratacak kadar ilkel ve yetersizdir.
Mevzuatta yazan hiçbir maddeye uyulmamaktadır” diyor.
Ocak ayında yaşanan en az 155 iş cinayetinde (en az diyoruz, çünkü bunlar kayıtlara geçen ve / veya haberlere konu olan ölümler) 10’u çocuk, 11’i kadın ve 19’u göçmen...
155 emekçinin 135’i ücretli (işçi ve memur), 20’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...
Ölenlerin 11’i kadın, 144’i erkek işçi.
3’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 10 çocuk işçi (üçü tarım, biri gıda, ikisi tekstil, biri ağaç, biri ticaret, biri metal işçisi ve biri hurdacı) can verdi.
Böylece iktidar tarafından ‘Çocuk İşçilikle Mücadele Yılı’ ilan edilen 2018’in ilk on bir ayda en az 66 çocuk işçi ölümü gerçekleşmiş oldu. Bu sayı şu ana kadar tespit edebildiğimiz çocuk işçi cinayetlerinin en yüksek olduğu yıl olarak tarihe geçti…
Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, gemi/tersane, belediye/genel işler, metal, tekstil, ağaç, enerji ve güvenlik işkollarında gerçekleşti.
En fazla ölüm nedeni zehirlenme/boğulma ezilme/göçük, trafik/servis kazası, kalp krizi ve yüksekten düşme.
Ölenlerin 3’ü sendikalı işçi, 152 işçi ise sendikasız…