12 Mart 2016’da kuruluşunu ilan eden Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH), 4 Haziran 2017 tarihinde İsviçre Basel’de konser düzenleyerek birinci kuruluş yılını selamladı. Türkiye, Kürdistan başta olmak üzere tüm ölümsüzleşen devrim savaşçıları için Enternasyonal Marşı eşliğinde saygı duruşuyla başlayan etkinlik, Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen sanatçıların sahne alması ve yapılan açıklamalarla sürdü.
Etkinlik, devrim ve sosyalizm mücadelesine ve ölümsüzleşmiş tüm devrim savaşçılarına bağlı kalınarak birleşik devrim mücadelesini daha da yükseltileceği vurgulanarak sonlandırıldı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi adına yapılan açıklamayı paylaşıyoruz:
Değerli dostlar, yoldaşlar;
Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin kuruluş yıldönümünü kutlamak üzere düzenlemiş olduğumuz etkinliğe hoşgeldiniz! Dinci faşist iktidarın faşist devlet güçlerini tam kapasite harekete geçirerek azgın bir saldırı kampanyası yürüttüğü günümüzde Halkların Birleşik Devrim Hareketi, 1. yılını kutlayarak faşizme meydan okuyor, halkların kurtuluş umudu ve özlemini güçlendiriyor.
Dostlar, Yoldaşlar;
“Şimdi Devrim Zamanı” sloganını bayrağına yazarak kuruluşunu ilan eden Halkların Birleşik Devrim Hareketi, Türkiye ve Kürdistan Halklarında devrimci hareketin birliğine yönelik büyük özleme yanıt vermekle kalmadı ama bununla birlikte, iki ülkenin devrimci güçlerinin halkların kurtuluşu için devrim hedefi etrafında birleşebileceğinin somut mesajını da vermiştir.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi, “Şimdi Devrim Zamanı” sloganını şiar edinirken, bununla hem devrimin güncel bir konu olduğunu, hem devrimin koşullarının olgunlaştığını ve hem de bu dinci faşist iktidarla onun faşist devletinden kurtuluş yolunun muzaffer bir devrimden geçtiğini göstermiş oldu. Bu yüzden Halkların Birleşik Devrim Hareketi, kuruluşunun ilanıyla birlikte egemen sınıf saflarında büyük bir korku ve paniğe yol açarken iki ülkenin emekçi sınıflarında ve ezilen halklarında kurtuluş umudunu büyütmüştür.
Yaşam, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin düşüncesini fazlasıyla doğrulamıştır. Dinci faşist iktidar, elinde tuttuğu faşist devlet aygıtına, sermaye sınıfının ve emperyalist güçlerin desteğine dayanarak, önce 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını tanımadı. Meclis’te azınlık durumuna düşmesine rağmen hükümetten çekilmediği gibi baskı ve terörünü artırarak yola devam etti. JÖH, PÖH gibi adlar altında örgütlediği faşist çeteleri özellikle Kürt halkı üzerine sürerek toplu katliamlar, kıyımlar yaptı. İnsanlar canlı canlı yakıldı, enkaz altında gömüldü, görülmemiş bir vahşetle saldırıldı. Mitingler bombalandı, düğünler katliam yerine dönüştürüldü ve bu koşullarda 1 Kasım seçimlerini yaparak Meclis’te tekrar sözümüz ona çoğunluk haline geldiler. Oysa azınlıkta olduklarını kendileri de biliyordu ve bu yüzden büyük bir korku içindeydiler.
Dinci faşist iktidarı tahkim edecekleri referanduma aynı yöntemlerle gittiler. HDP’li vekilleri, binlerce HDP yöneticisini, yurtseveri, devrimciyi tutuklayarak, gözaltına alarak, on binlerce insanı işinden edip açlığa mahkum ederek, yetmeyince açıktan hileye, sahtekarlığa başvurarak kendilerini referandumun galibi ilan ettiler.
Artık herkes, sokaktaki insan bile bu dinci faşistlerin sandık yoluyla iktidarı bırakmayacaklarını, bunları toplumun başından defetmenin, bunlardan kurtulmanın yolunun sandıktan geçmediğini, geçmeyeceğini anlamış, kabul etmiştir. Halklarımızın bilincinde bu gerçek giderek berrak bir bilince dönüşmüştür. Dinci faşist iktidar ve onun dayandığı güçler ancak bir devrimle yıkılır ve şimdi onları yıkmanın zamanıdır.
Bu yüzden Halkların Birleşik Devrim Hareketi, tarihsel görev ve sorumluluk altındadır. Bu “Hareket” adından da anlaşılacağı gibi bir devrim hareketidir. Türkiye ve Kürdistan devriminin artık ortak, birleşik bir devrimci merkezi var. Birleşik devrimimizin merkezi bir karargahı var. Bir araya geldik ve haykırıyoruz: “Şimdi Devrim Zamanı”, “Faşizmi Yıkacağız, Halklarımız Kazanacak”.
Dostlar, Yoldaşlar;
Son bir kaç yılda, Haziran Halk Ayaklanmasından 6-8 Ekim Serhıldanına; oradan 2015-2016 Kürdistan şehir savaşlarına kadar sayısız ayaklanma, isyan, çatışma, yaşadık. Ancak bunların hiç birini zafere, iktidarın fethi noktasına taşıyamadık. Çünkü bunun için gerekli olan en önemli araçtan, merkezi bir karargahtan, birleşik bir merkezden yoksunduk. Şimdi buna sahibiz, şimdi Halkların Birleşik Devrim Hareketi ile çok daha güçlüyüz.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi, işte bu yüzden devrimde zaferin umudu, halklarımızın dinci faşist iktidardan, faşist devletten ve sömürü düzeninden kurtuluş ışığıdır.
Bu nedenle, Halkların Birleşik Devrim Hareketini birleşik devrimimizin güçlü bir karargahına çevirmek, onun bayrağını her yerde dalgalandırmak emekçi, ezilen halklarımıza karşı tarihsel görevimiz ve boynumuzun borcudur.
Bu duygu ve düşüncelerle sizleri bir kez daha selamlıyor ve haykırıyoruz:
Yaşasın Halkların Birleşik Devrim Hareketi!
Yaşasın Türkiye ve Kürdistan’ın Birleşik Devrimi!
İsviçre’den Leninistler