< < Cumartesi Anneleri'nin 1000. Haftasında 3 Kuşak Haykırdı: "Kayıplarımızı İstiyoruz!"

 

Cumartesi Anneleri'nin 1000. hafta eylemi bariyerler kaldırılarak yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararlarına rağmen yasaklanan Galatasaray Meydanı'nda kayıp yakınları 300 hafta sonra yüzlerce kişiyle birlikte "Kayıplarımızı buluncaya, failleri cezalandırılıncaya kadar buradayız" dedi.

Cumartesi Anneleri / İnsanları, 1000. hafta eyleminde yüzlerce kişinin katılımıyla kayıplarının akıbetini sordu. 700. hafta eyleminde yaşanan şiddetli polis saldrısı, işkenceli gözaltıların ardından Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararlarına rağmen yasaklanan Galatasaray Meydanı'nda 300 hafta sonra 3 kuşak ellerinde gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle bir araya geldi. Yere gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfillerle donatılan 1000. Hafta yazılı pankart açıldı. Eyleme demokratik kitle örgütlerinden ve siyasi partilerden çok sayıda insan da katıldı

 

"Aynı Derin Acı Ve Aynı Israrla 1000 Hafta!"

Cumartesi Anneleri adına basın metnini okuyan Sebla Arcan "Bugün burada, 1000. kez aynı derin acı ve aynı ısrarla bir araya geliyoruz. 1000 hafta… Yani 7000 gün, 229 ay… Yani arayışla geçen bir ömür… Biz Cumartesi Anneleri/ İnsanlarıyız. Anneyiz, babayız, eşiz, kardeşiz, evladız, yeğeniz, torunuz. Yani sizler gibiyiz. Ama aslında bir farkımız var sizden. Bizim kalbimizde aynı derin yara sızlıyor; sevdiklerimizin mezarlarına bile sahip olamamanın tarifsiz acısı" diyerek sözlerine başladı.

 

"Yakınlarımzı Ya Yıllar Sonra Kimsesizler Mezarlığında Bulduk Ya Da Hiçbir İz Bulamadık"

Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan sevdiklerinden bir daha haber alamadıklarını ya aylar, uzun yıllar sonra “kimliği meçhul kişi” olarak gizlice gömüldükleri kimsesizler mezarlığında ağır işkence izleri taşıyan bedenlerine ulaştıklarını ya da hiçbir iz bulamadıklarını vurgulayan Arcan, "Onlardan geriye sadece isimleri ve kucaklarımızdaki fotoğrafları kaldı" dedi.

 

"Onlar Bizim En Sevdiğimizdi…"

Arcan, taşıdıkları fotoğrafları göstererek "Kucağımızda fotoğraflarını taşıdığımız sevdiklerimize bir bakın. Onlar da sizin gibiydiler. İşçilerdi, esnaflardı, taksicilerdi, çiftçilerdi, doktorlardı, eczacılardı, hemşirelerdi, gardiyanlardı, avukatlardı, gazetecilerdi, öğretmenlerdi, mühendislerdi, iş insanlarıydı, ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileriydi, siyasetçilerdi, sendikacılardı. Onlar bizim en sevdiğimizdi…" dedi.

 

"Sevdiklerimizi Kaybedenler Cezasızlıkla Korunuyor"

1000 haftadır, hiç dinmeyen bir ağrıyla ve aynı zamanda hiç bitmeyen bir umutla Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldiklerini hatırlatan Arcan devletin gözaltına alıp götürdüğü sevdiklerini aradıklarını, akıbetlerini bilmek istediklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "1000 haftadır, soruyoruz: Kayıplarımız nerede? 1000 haftadır, soruyoruz: Sevdiklerimizi kaybedenler, bu insanlığa karşı suçun fail ve sorumluları neden cezasızlıkla korunuyor? 1000 haftadır haykırıyoruz: Unutmuyoruz, unutmuyoruz, asla unutmayacağız. 1000 haftadır haykırıyoruz: Vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz."

 

"Gözaltına Alındık, Yargılandık Israrımızdan Vazgeçmedik"

"27 Mayıs 1995’ten beri, her hafta saat 12:00’de Galatasaray Meydanı’nda topladıklarını ve Galatasaray Meydanı'ndın gözaltında kaybedilenlerin ve yakınlarının sesi olduğunu ifade eden Arcan "Kimi zaman engellendik, kimi zaman yasaklandık. Şiddetle, zorla dağıtıldık kimi zaman. Gözaltına alındık, yargılandık. Ama ısrarımızdan bir an için bile olsa vazgeçmedik. Nasıl vazgeçelim; onlar bizim gözbebeğimizdi!" diye konuştu.

 

"Mezarlarına Çiçek Koyamıyoruz Galatasaray Meydanı'na Karanfil Bırakıyoruz"

"Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize dokunamıyoruz ama her cumartesi onların resimlerini gururla taşıyoruz. Mezarlarına çiçek koyamıyoruz, ama her cumartesi onlar için Galatasaray Meydanı’na bir karanfil bırakıyoruz. Bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılarak sürüp gidecek. Galatasaray Meydanı’na bakan her göz, o meydandaki her taş, devletin bu büyük utancının ve Cumartesi Anneleri’nin direncinin tanığıdır!" diyen Arcan, 1000. haftada bir talepleri olduğunu vurgulayarak "Kayıplarımızı istiyoruz!" dedi.

Karanfillerini Galatasaray Meydanı'na’a değil, sevdiklerinin mezarlarına bırakmak istediklerini, kaybedilen yakınlarının doğdukları, yaşadıkları topraklarda bir izleri, bir mekanları olmasını istediklerini vurgulayarak "1000. haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz: Sevdiklerimizi bulana kadar onları aramaktan vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz" dedi.

 

"Eğer ki Adalet Varsa Failleri Yargılasınlar"

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, çok sayıda insanın kendilerine destek vermesinden mutlu olduğunu belirterek herkese teşekkür etti ve adalet çağrısı yaptı. Gözaltında kaybedilen Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, Ferhat Tepe gibi en az 25 Özgür Gündem çalışanının katledildiğini hatırlatarak. "Failler Tansu Çiler, Mehmet Ağar, Korkmaz Tanhan yargılanana kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Çocuklarımızın katillerini istiyoruz. Adalet yok burada. 'Türkiye hukuk devleti' diyorlar. Eğer ki, adalet varsa failleri yargılasınlar. Adalet istiyorum" diyerek Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

 

"Elbet Bir Gün Bize Hesap Verecekler"

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun ise "Elbet bir gün bize hesap verecekler. Adalet aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Katiller yargı önüne çıkana kadar burada olmaya devam edeceğiz" dedi. Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, "Annem hep bir mezar istemişti. Ben annemin bıraktığı yerden ağabeyimin çiçeklerle donatılan bir mezarı oldu için buradayım. Bugün burada olmamız vazgeçmememizin bir sonucudur. Unutmayacağız, unutturmayacağız" diyerek kayıplarının akıbetini sormaya devam edeceklerini belirtti.

 

"Benim Bu Devletten Bir Mezar Alacağım Var"

Gözaltında kaybedilen Savaş Buldan'ın eşi Pervin Buldan, bin haftadır adalet aradıklarını söyledi. Buldan, "Karanfil koyacağımız, dua edeceğimiz bir mezar yok. O yüzden kayıplarımız bulunana kadar, failler cezalandırılana kadar burada olmaya devam edeceğiz. Çünkü bu meydan adalet aradığımız meydanımızdır" dedi. Kaybedilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır, gözaltında kaybedilen yakınlarını sormak için Galatasaray Meydanı'na geldiklerinde haftalarca işkenceyle gözaltına alındıklarını hakaretlere uğradıklarını belirterek "Çünkü yakınlarımızı kaybedenlerle aynı zihniyetteler" dedi. Kendisi gibi Cemil Kırbayır'ı aramak için her hafta Galatasaray Meydanı'na gelen kardeşi Fatma Kırbayır'ı geçen hafta kaybettiklerini belirterek "Benim bu devletten bir mezar alacağım var. Biz bu meydanda olmaya devam edeceğiz" dedi.

 

"Bin Haftadır Haykırıyoruz: Adalet Nerede!"

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ise, "Burası kaybedilenlerin mezarlığı değil, burası kayıp yakınlarının buluşma meydanı, acıların, ağıtların seslerimizi duyurma yeridir. Kayıplarımızın nerede olduğunu, adalet nerede diye haykırdığımız yer. İşte bin haftadır da haykırıyoruz. Adalet nerede" diye sordu.

 

"Binlerce İnsan Cenazesini Bulmak İçin Bekliyor"

Kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, abisinin cenazesinin dahi yok edilmek istendiğini ancak ısrarlı aramalar sonucu bulup defnettiklerini söyledi. Bir mezar yerleri olması sebebiyle binlerce kayıp ailesi arasında en "şanslılardan" biri olduklarını ifade eden Karakoç, "Binlerce aile bu haktan mahrum. Biz bin haftadır bu alanda adalet talebimizi dile getiriyoruz. Kaybedilenlerin akıbeti ortaya çıkarılsın, sorumlular yargılansın, cezasını çeksin diye. Binlerce insan cenazesini bulmak için yıllarca hasretle, özlemle bekliyor" ifadelerini kullandı.

 

Sri Lanka Kayıp Yakınları: "Bizi Susturmak İstiyorlar Ama Biz Susmayacağız"

Son olarak Sebla Arcan 1000. Hafta nedeniyle yurtdışından da çok sayıda mesaj geldiğini belirterek özellikle gözaltında kaybedilenlerin yakınları tarafından gönderildiği için Sri Lanka'dan gelen mesajı okudu: Sri Lanka kayıp yakınlarının yolladığı mesajda, "Türkiye'nin Cumartesi Anneleri de 1980'ler ve 1990'lar gibi zorla kaybedilmelerin mağduru olan anneleridir. Bizim gibi onlar da kapı kapı dolaşıyorlar... Dünyada bize hakikati ve adaleti inkar etmeye devam edenler, gerçeği iktidara karşı konuşmamızı istemiyorlar. Bizi susturmak istiyorlar. Ama biz susmayacağız" denildi.

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.