YÖK protestosu, bu yıl 8 Kasım’da İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampusünde Ana Kapı önünde gerçekleşti.
Polis tarafından üniversite abluka altına alındı, öğrencilerin Fen-Edebiyat kampüsünden gelişine izin verilmedi. Çeşitli noktalarda da öğrencilerin çantası arandı.
Tüm baskılara rağmen öğrenciler Kampüs önünde toplandı ve eyleme başlanıldı. İlk olarak bugün üniversiteye öğrencilerin alınmaması protesto edildi, “Biz okula bilim için giriyoruz, eğitim almak için giriyoruz ama onlar sorgulayan gençleri istemiyorlar, bu yüzden okula bizleri almak istemiyorlar. Gençlik olarak bunu kabul etmiyoruz. Referandum sürecinde gençliğin yüzde yetmişi hayır dedi, gençlik faşizmi istemiyor. Yandaş rektörlere, faşist çetelere, geleceğimizi elimizden alanlara karşı bir kez daha hayır diyoruz” denildi.
Beyazıt’taki eyleme sadece İstanbul Üniversitesi öğrencileri değil, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri de katılım sağladı ve üniversitedeki sorunlara dair çeşitli konuşmalar yaptılar.
Konuşmalarda genel olarak “Son süreçte ihraç edilen hocalarımızın, üniversiteden mezun olan ama işsiz kalan insanların intihar haberlerini sık duyar olduk. Bugün bizler işsizlikle, geleceksizlikle karşı karşıyayız. Bugün eğitiminin dinci-gericileştirilmesi, müfredatta bilime dair konuların çıkartılması bilimsel eğitimi reddettiklerinin kanıtıdır. Üniversite rant konusu haline getiriliyor, öğrencilerin gelişimine dair hiçbir şey yapılmıyor. Bugün üniversitelerde gerek faşist güruhlarla, polis ve ögb ile gerekse ihbarcı akademisyenlerin hazırladığı listelerle ve gözaltılarla baskıya maruz kalıyoruz. Bugün biz bu baskılara karşı burada bulunuyoruz. YÖK’ün anlamı ve tarihi belli, eğitimin ticarileşmesinin önünü açan gerici bir kurumdur. Nasıl ki bir zamanlar bu meydanda Denizlerin sloganlarıyla meydan çınlıyorsa bizler de hep birlikte birçok üniversiteli arkadaşlarımızla burada bulunuyoruz” denildi.
Üniversiteden ihraç edilen bir hocamızın konuşmasıyla devam edildi. Hocamız “Bizler bugün kendi fikirlerimizi beyan ettik diye, barış bildirgesine imza ettik diye, emekçilerin, ezilenlerin yanında olduk diye, sosyalist olduğumuz için okuldan ihraç edildik. Fakat biz emekçilerin yanında olmaktan, haktan bahsetmekten vazgeçmeyeceğiz. Sosyalist Ekim Devrimi’nin 100.yılını selamlıyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Sık sık “Beyazıt Faşizme Mezar Olacak”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Üniversiteler Bizimdir Bizimle Özgürleşecek”, “Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganları atıldı. Eylem Hürriyet Marşı’nın söylenmesiyle son buldu.
Daha sonra bir gün önce İstanbul Üniversitesi’nde 6 Kasım’a çağrı bildirileri dağıtılırken faşistlerin saldırmasını protesto için Ana Kapı önünden Vezneciler’e doğru yüründü.
Yürüyüş esnasında öğrencilerin katılımıyla kitle daha da çoğaldı. Sloganlar eşliğinde yürümeye devam edildi ve açıklama yapıldı, “Hiçbir şekilde bu baskılara boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz, gençlik mücadeleyi daha da büyütecektir. Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için ayaktayız” denildi.
Daha sonra metroya doğru toplu bir çıkış yapıldı. Öğrencilerin tamamı akbil basmayarak ulaşımını sağladı.
Devrimci Öğrenci Birliği/İSTANBUL