Kurultay’ı anlatmaya başlamadan önce, Kurultay’ın kısa tarihine kısaca değinelim.
İlk politik kurultay, 1997 yılında 33 kadın ve 1 erkek temsilciyle gerçekleştirildi. Kurucular arasından Courage Kadın Derneği, MLPD, çeşitli sendikaların kadın kolları, gençlik örgütü REBELL ve bazı feminist örgütler de bulunuyordu. Örgütlerin ve bireysel kadınların katılımcı ilkeleri olarak şunlar belirlendi:
Politik Kadın Konseyi nedir?
Kadın gruplarının, örgütlerinin ve partilerinin yanı sıra bireysel kadınların da fikir alışverişinde bulunabileceği uluslararası politik ve kültürel kadın platformudur.
Kurultay şu şekilde karakterize edilir:
Açık ve eşit bir şekilde deneyim ve görüş alışverişi,
Karşılıklı ilgi ve saygı,
İdeolojik açıklığa dayalı demokratik tartışma kültürü,
Kurultay katılımcıların kendileri tarafında organize ve finanse edilir.
Faşist, ırkçı ve fanatik dini görüşe sahip kişiler dışında konseyin yönergelerini kabul eden herkes katılabilir.
Zaman içerisinde düzenli olarak toplanan Kurultay yüksek uluslararası katılım ve ilgi gördüğü için Uluslararası Kadın Konferansını toplama fikrine ilham kaynağı oldu. Ve Mart 2011'de Venezuella'da Kurultayın çalışmaları sonucu “1. Tabandan Gelen Dünya Kadın Konferansı” örgütlendi. 2. Uluslararası Kadın Konferansı ise 2016 yılında Nepal'de toplandı. 3. Konferans ise Tunus'ta gerçekleştirildi. Bu konferanslar militan uluslararası kadın hareketini birleştirme yolunda atılan önemli adımlardı. Ve Courage Kadın Derneği militan kadınları bir araya getirme projesinin hazırlanmasında ve uygulanmasında önemli bir rol oynadı.
Politik Kadın Kurultayı'nın 13.sü 1 Kasım Cuma günü Almanya'nın Kassel şehrindeki Kassel Üniversitesi kampüsünde Almanya'nın her yerinden ve dünyanın dört kıtasından 700 civarında katılımcıyla başladı.
İlk günkü etkinlikler Dünya Kadınlarına Yolculuk başlığıyla, Almanya dışında gelen kadın gruplarına adandı. Savaşların ve sert mücadelelerin merkezinden gelen kadınlar cesur ve ölüme meydan okuyan mücadelelerinden bahsederek cesaretlerini herkese bulaştırdılar.
Konuşmacılar arasında yöresel kıyafetleriyle gelen İranlı Kadınlar dinci faşist iktidara karşı ayaklanmalarından ve verdikleri mücadeleden bahsettiler ve sözlerini “Jin Jiyan Azadi” sloganıyla bitirdiler, Rojavalı Kadınlar YPJ'nin ve Kürt kadınlarının ISIS'i nasıl yendiklerini anlattılar. Ayrıca 1 Kasım Kobane günü vesilesiyle söylenen Hernepeş Marşı’na salondakiler de katıldı. Ayrıca dünyadaki en çok maden işçisine sahip (Kobalt ve Elmas) Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden madenci kadınlar, İstanbul Sözleşmesi için sokaklarda eylemler yapan, ancak aynı Türkiye'deki gibi “Babalar Derneği” kuran erkeklerin saldırısına uğrayan ve bununla mücadele eden Hırvatistanlı kadınlar, bunun yanında Polonyalı kadınlar, Afgan Kadınlar, Bangladeşli Tekstil işçisi kadınlar, Botswana’da tecavüzle mücadele eden kadınlar, Burkano Faso'dan, Hollanda'dan, Fransa'dan kadınlar verdikleri korkusuz mücadeleleri anlattılar.
Rusya adına konuşan kadın temsilci, ülkesinde kadın hakları ihlallerini ve buna karşı verdikleri mücadeleyi anlattı ve devamında sözlerine söyle devam etti: “Ülkemde kadınlar için hala çok olumlu haklar da var. Doğumdan sonra 1,5 yıla kadar bir kadın, çalışmadan maaş alabilir, çocuklar için hobiler, kurslar ücretsizdir, dezavantajlı kişiler teşvik edilir, sağlık hizmetleri ücretsizdir, sosyal güvenceler sözkonusu olduğunda kimse açlıktan ölmez.”
Kurultay katılımcıları, 2. gün sokaklardaydı. Kassel Tren İstasyonunda saat 10.00'da konuşmaların yapıldığı bir miting düzenlendi. Miting sonrası yürüyüş başladı. “Mücadeleci, Dayanışmacı, Enternasyonal Kadınların Gücü” pankartının taşındığı yürüyüş, 500 kişinin katılımıyla şehir merkezinden belediye önüne kadar coşkulu bir biçimde sürdü.
Belediye önüne gelene kadar bir çok yerde konuşmalar yapıldı, Kassel halkı kurultaya davet edildi. Filistin bayraklarının da taşındığı yürüyüşte sık sık “Filistin’e Özgürlük”, “Avrupa Finanse Ediyor, İsrail Vuruyor”, “Yaşasın Uluslararası Dayanışma” sloganları atıldı.
2. gün öğleden sonra ise çeşitli konuların tartışıldığı forumlar vardı.
Son gün yani 3 Kasım'da sabah çeşitli atölye çalışmaları vardı.
Atölye çalışmaları sonrası anti faşist zeminde tartışmaların yapıldığı panel gerçekleşti. Canlı tartışmaların yaşandığı panelde Kassel'den Volkswagen işçisi bir kadın, Kassel'deki VW fabrikasının kapatılmasının gündemde olmasından dolayı işçiler arasında huzursuzluğun ve gelecek kaygısının hakim olduğundan bahsederek, kaçınılmaz olan grevi örgütlemek için işçiler ve sendika arasında görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Eşi VW işçisi bir kadın da eşinin “greve fabrikada değil, aynı zamanda evin mutfak masasında karar verilir” sözlerine atıfta bulunarak, bu mücadelede işçi eşlerine de büyük sorumluluklar düştüğünü belirtti. Bu konuşmalar yapılırken, İsrail'de sığınakta kalmak zorunda kalan bir kadın, Ver.di Sendikası aracılığıyla kurultayı selamladı, barış ve Filistin’le dayanışma mesajları verdi.
Transseksüel kadınlar adına yapılan konuşmada, kendilerinin sadece sosyalist bir sistemde insanca yasama olanaklarının olacağını belirttiler.
Son bölümde ise Kurultay yürütmesinin raporları ve yeni seçimleri yapıldı.
Kadınların birlik, dayanışma ve mücadele şiarlarının yükseldiği coşkulu geçen Kurultay boyunca, kadınların kapitalist toplumda özgürleşmesinin mümkün olmadığına, kadınların kurtuluşunun sosyalizm ile başlayacağına sık sık vurgu yapıldı.