Merhaba yoldaşlar. Uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz ancak ilk defa size bir işçi mektubu yazacağım. Çalışma koşullarımdan az da olsa bahsedeceğim.
Pazar günü dışındaki tüm günlerde sabah 08.30’da iş başı yapıyorum. Çalıştığım yer bir AVM. İnsanlar alışveriş yapar, biz kamyonetlere doldururuz eşyaları. Kapısına kadar götürür sırtımızda evine kadar bırakırız.
Bir hafta önce, iş yerinden arkadaşlar beni aradılar. "Abi çabuk gel" dediler. Nedenini sorduğumda "Eylem yapacağız, gel de konuşalım" dediler. Durumu öğrenmeye çalıştım. Mağazaya yeni gönderilen müdür kendini patronlara ispatlamak için iş çıkış saatlerimizi değiştirmeye çalışmış. Personeli bir araya toplayarak “yeni bir düzen kuracağız” demiş. Nasıl mı? Her gün elimize listeler verilir. Kamyonet arabalarda çalışırız. İçine doldurduğumuz eşyalarla adreslere gider, satın alınan eşyaları teslim ederiz. İşimiz bazen beşte altıda biter, bazen de ikide. “Erkenden işiniz bitse de evlerinize gitmeyeceksiniz” demiş. İşimiz olmasa bile dört saat, beş saat mağazada boş boş beklememizi istiyorlar.
Bütün personel yan yana geldik. “Ne yapacağız” diye sordular bana. En eski personel benim ve sol görüşlerimi de bir çoğu biliyordu. “Arabaların anahtarını bırakalım diyoruz, sen ne diyorsun” dediler. “Birlik olursak hiçbir şey yapamazlar” dedim, anahtarları bıraktık. Servise çıkmadık. “Servise çıkmıyoruz, işimizi de bırakmıyoruz genel müdürü çağırın gelsin” dedik.
Genel müdür telaşlanmış, normalde genel müdürü mağazada görmenizin imkanı yok. Olanları duyunca hemen geldi, en eski personel ben olduğum için bana sordu. Durumu anlattık, yeni müdürün gelir gelmez icraatlarını anlattık. “Hiç birimiz işe çıkmayacağız” dedik. “Hiç biriniz işe çıkmıyor mu” diye tekrar sordu. “Hayır” dedik “hepimiz bırakıyoruz”. Patron bayağı düşündü, sonra dedi ki “tamam, o zaman eski sistem devam etsin”. O kadar şaşırdım ki, o “hiçbir şeye yaramaz” denilen arkadaşlarla neler başardık. O olaya kadar, ben anlatıyordum dilim döndüğünce, ama diğer işçiler fazla mesaiye kalmak için, bayramda çalışmak için yarışıyorlardı birbirleriyle. Bunları gördükçe acı çekiyordum.
Yoldaşların yanına vardığımda anlattım. “Geçen gün ne oldu biliyor musun” diyerek başladım. Yoldaşlar dinledi ve ekledi, “siz grev yapmışsınız”. Yaptığımızın grev olduğunu o an anladım gururlandım. “Bunu gazeteye yazman gerekir” dedi.
İlk mektubum bu, eksiklerimi mazur görün. Biz birlik olursak hiçbir güç yenemez bizi yoldaşlar.
İstanbul Sefaköy'den Bir İşçi