Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) erkeğe “Telefona değil, eşinin yüzüne bak” mesajıyla hazırladığı, kadını erkeğin hizmetkârı olarak gösteren kamu spotundan bir kare geçen gün tekrar önüme düştü.
Mevlid-i Nebi Haftası kapsamında "Peygamberimiz ve Aile” başlığı altında hazırlanan bu kamu spotu 6 Kasım’dan beri sosyal medyada yayında ve izlenme sayısı en popüler videolarla yarışıyor.
Kadını hizmetkâr, erkeği oturan boğa konumunda göstermesi nedeniyle çok tepki almasına rağmen Diyanet’ten ne bir açıklama, ne de bir özür var. Bu DİB'in dev bütçesi bizim vergilerimizden besleniyor. 2020 yılı bütçesi n 11,5 milyar TL olarak öngörülüyor. Bu rakam 2019 bütçesinden 1,1 milyar TL daha fazla. 2019 bütçesi de 10,4 milyar TL’ydi ve 2018’den 2,7 milyar TL daha fazlaydı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2021 ve 2022 yılları bütçeleri de 12,3 milyar TL ve 13,1 milyar TL olarak öngörüldü. 2020-2022 yılları bütçelerinin toplamı 36,9 milyar TL ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu bütçesi İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, AB, Kültür ve Turizm gibi bakanlıkların bütçelerini aşıyor. Milyonlarca kadının vergisi üzerinden para kazanan hem de kadını ikinci plana atan bir anlayışı meşrulaştırıp, bu tür kamu spotlarıyla yayıyor.
Sahi Diyanet İşleri ne iş yapar. Toplum yararına hangi üretimde bulunur. Kadının nerelerinin ne kadar tahrik edeceği, çocukların babalarının kucağına oturtulmaması gerektiğini vurgulamaktan başka ne yapar. NASA ile yarışan bu bütçeyle ne tür bir geri dönüş sağlanır?
Toplumu ve bunun önemli bir parçası olan gençliği zehirlemelerinin önüne geçmeliyiz. İnsanlar açlıktan ölürken ses yok. Aileler intihar ederken ses yok. Bir işçi greve çıkıp işimi istiyorum dediğinde ses yok. İlacını alamadığı için ölen bir hastayı duyduğunda ses yok. Ne zaman ki kadın, çocuk tecavüzü ve tacizini teşvik edecek düşünceler varsa, bunun yolunu açmak için hemen altın varaklı mikrofonlardan konuşup, lağım saçmaya başlarlar.
Din, Allah diyerek işçi sınıfını soyanlar; onlara sabretmeyi vaaz edenlerin bindiği arabalar, yedikleri yemekler, kaldıkları oteller, gösterişler bizim sırtımızdan. Biz kadınların da içinde olduğu işçi sınıfının sırtındaki kenedir bunlar. Yükümüzü atmanın zamanı geliyor...
Mücadele Birliği Okuru Bir Kadın