Tuzla'da bulunan ETF Tekstil işçilerinin fabrika önündeki eylemi 8 gündür geceli- gündüzlü devam ediyor. Mücadele Birliği Platformu'nun dayanışma ziyaretinde çoğunluğunu kadınların oluşturduğu Deriteks üyesi işçiler, "Patronumuz bir kadın ama bu işin kadını erkeği yokmuş, patron ve işçi varmış bunu gördük. Fabrikayı kapatıp tazminat haklarımızın %30-40'ını verip yıllarıdır verdiğimiz hakkımızı gasp etmek istiyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Haklarımızı almadan buradan ayrılmayacağız" diyerek kararlılıklarını bir kez daha dile getirdi.
İstanbul Tuzla'da da bulunan ETF (European T-shirt Factory) patronu Sanem Dikmen'in iki ay önce işçileri işten atma saldırısı, işçilerin tazminat ve bayram ikramiyelerini gasp etmek istemesiyle devam ediyor.
Geçtiğimiz ay işçilerin işten çıkarmaların olduğu fabrikada, Temmuz başında 30 işçi işten çıkarılırken patron, Sanem Dikmen işçilere kıdem tazminatlarının sadece yüzde 70’ini ödeyeceğini söyledi. İhbar tazminatı, yıllık izinler, ikramiyeler ve Temmuz ayı ücretlerinin ödenmesinin ise tamamen belirsiz olması üzerine işçiler "Artık yeter!" diyerek fabrika önünde eyleme başladı. Sendika ve işçilerin tüm uzlaşı çabalarına karşın olumlu bir adım atmayan Sanem Dikmen, 30 Temmuz'da fabrikayı kapatacağını söyledi. İşçilerin tazminatlarının büyük bir kısmını gasp etmeye çalışan Dikmen bir de işçilerden fabrika kapanıncaya kadar çalışıp siparişleri yetiştirmelerini isteme pişkinliği gösterdi. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ETF Tekstil işçileri, her fırsatta "kadın hakları", " kadın istihdamı" üzerine söylevler veren Sanem Dikmen'in bu saldırısına karşı "Her platformda kadın hakları konusunda konuşuyor. Hak savunmak konuşmakla olmuyor. Önce bunca kadın çalışanın hakkını versin" diyerek tepki gösterdi.
İşçilerin gece-gündüz fabrika önündeki eylemi sekizinci gününe girerken dayanışma ziyaretleri de sürüyor.
Bugün Mücadele Birliği Platformu, işçilerle dayanışma için Tuzla'daydı. "ETF İşçisi Yalnız Değildir", "Yaşasın İşçilerin Mücadele Birliği" sloganlarıyla fabrika girişine gelenleri işçiler karşıladı.
Patron Sanem Dikmen'in, destek ziyaretlerini bahane ederek provokasyon yaratmaya çalıştığını ve bu nedenle gelenleri fabrikaya giriş yolunda akarşıladıklarını belirtterek ağaçların altında sohbet etmeye davet etti. "Yaşasın Sojıd Dayanışması" sloganıyla gölge alana geçildi. İşçilerin sıcak karşılaşmalarının ardından işçi temsilcilerinden Pembe Maden, ETF Tekstil işçilerinin yaşadıkları süreci aktardı.
Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçilerin tazminat haklarının gasp edilmeye çalışıldığını belirten Maden, "İki-üç yıldır çalışandan 15-17 sene çalışan arkadaşlarımız var. Ve işçi arkadaşlarımızın yıllarca çalışıp hak ettiği tazminatında çok büyük fark oluyor. Biz bu hak gaspını asla kabul etmeyeceğimizi söyledik. Pandemi demedik, hastayız demedik, izin kullanmadan çalıştık ve bu tazminatları hak ettik. Bizim tüm iyi niyetli çabalarımıza karşı Sanem Dikmen olumlu tek bir tavır göstermedi. Biz de 8 gündür geceleri de nöbetleşe kalmak üzere direnişimizi sürdürüyoruz"dedi.
Patronunun bu uzlaşmaz tavrı üzerine geçen hafta işçilerden Sema Lermi'nin çatıya çıktığını ve işçilerin endişeli gergin anlar yaşadıklarını aktaran Maden, "Hem arkadaşımızın olumsuz bir şey yaşamaması hem de bir uzlaşı sağlanması için görüşmek istedik patronla. Fakat kendisi biz "Çatıdaki ve fabrika önündeki şov bitmeden görüşmem"şeklinde bir haber gönderdi ve yine o acımasız uzlaşmaz tavrını gösterdi" dedi. Kadın işçiler ise "Bizim sesimiz olmak için arkadaşımız çatıya çıktı. Ona bir şey olur mu kaygısıyla biz telaşlanırken Sanem Dikmen, 26 yaşındaki kızının psikolojisinin bozulduğunu söyleyip arkadaşımız için 'şov yapıyor' diyebilecek kadar acımasız birisi" diyerek öfkelerini dile getirdi.
Bu sırada sık sık dayanışmaya gelen Deriteks üyesi Özkan Kundura işçileri öğle arasında ziyarete geldi.
Maden konuşmasının devamında "Bizler kadın patron biraz da olsa kadın işçilerin halinden anlar diye düşünürdük. Ama gördük ki, bunun kadını erkeği yokmuş. Sermaye sahibinin kadın yada erkek olması fark etmiyor. Patron ve işçi varmış. Patron kadın ama kadın işçilere karşı bu kadar acımasız. Biz de bu sınıf farkını çok net olarak görmüş olduk. Bu kararlılığımızı ve birliğimizi daha da güçlü hale getirdi" diyerek iki sınıfın uzlaşmazlığını ifade etti.
Tazminatları ve tüm alacakları için mücadele ettiklerini belirten işçiler, "Biz hep iş yetişsin elbet hakkımızı alırız, Allah bi kolaylık verir diye sabrettik. Ama biz hesabı Allah'a bırakmayacağız. Biz hakkımızı aramazsak istemezsek alamayacağımızı gördük. Hakkımız olanı almak için gece-gündüz buradayız. İnsanların dayanışmaya gelmesinden de güç alıyoruz. İyi ki geldiniz" dedi. Sohbet sırasında kadın işçilerden birinin hamile olduğunu belirten işçiler "Sen çok hareket etmesen, yorulmasan" derken kadın işçi ise "Çalışıyor olsak gelmeyecek miydim zaten işe. Direnişte, eylemde mi dinleyeceğim, öyle olmaz. Dayanışmaya gelmişler elbet geleceğim. Zaten kızımın ismi ya Eylem ya Diren olacak. Çocuğum bu fabrika çalışırken doğacak diye düşünüyordum ama galiba direniş çocuğu olacak" diyerek neşeli bir şekilde yanıtladı arkadaşlarını.
Kadın işçilerle eylem süreci ve yaşamları üzerine bir süre sohbet edildi. Emekçi Kadınlar getirdikleri Dünyaya Başkaldırıyoruz adlı dergileri kadın işçilere vererek sohbet etti.
Paketlemede çalışan kadın işçilerden birisi sohbet sırasında "Pamdemi demedik, senelik izin, hastalık demedik çalıştık. Patron iş yetişecek dediğinde hepimiz sipariş yetiştirmek için çalıştık. Hem ne çalışmak.... Öyle çalışırdık ki, tuvalete gidecek olsak. Aman şu iş de bitsin de öyle gideyim derdik. Hem çok hızlı olacaksın hem hata yapmayacaksın. Çünkü bir hata oldu mu bütün seriyi kontrol etmek gerekiyor. O da zaman kaybı. Bizim bu çabamıza bu fedakarlığımıza bu zulmü yapması çok ağırımıza gitti. Bize deseki hakkınız budur, tamam ama hepsini birden veremem. Şu kadarını vereyim, şu kadarını da bir ay sonra vereyim. İşi bitirip kapatalım dese biz kabul ederdik. Fakat kadın patron dedik en büyük zalimliği yaptı. Ben bu saatten sonra hakkımı almadan gitmem. Eşim de öyle diyor. 'Madem ki böyle yapıyor, hakkınızı bırakmayın. Sen ne kadar durmak gerekiyorsa dur. Bir şekil idare ederiz' diye destek veriyor" dedi.
Bir kadın işçi de sohbet sırasında "Sanem Dikmen 'Eylem yüzünden kızımın psikolojisi bozuldu' diyor. Kızı 26 yaşında... Ya burada hakkını alamayan, evine ekmek götüremeyen işçilerin çocuklarının psikolojisi ne olacak?" diye tepki gösterdi.
Çatıya çıkan arkadaşlarına Sanem Dikmen'in "Üç kuruş için mi çatıya çıkmış" demesine de öfkelenen işçiler, "O üç kuruş dediği parayla biz ev kiramızı, faturalarımızı ödeyip çocuklarımıza bakmaya çalışıyoruz. Bize kızının psikolojisinden bahsediyor bir de utanmadan. O kızını bizim hakkımızı çalarak rahat yaşatıyor" dedi. Bu konuşma üzerine "Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız", "İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek" sloganları atıldı.
Eylem sürecinde birbirlerini tanıdıklarını ve daha da kaynaştıklarını her konuda birlikte olabilmeyi öğrendiklerini vurgulayan işçiler "Bizim kararımız kesin hakkımızı almadan gitmek yok" dedi.
Ardından "Eylemde, direnişte halaysız olmaz" denildi. Hep birlikte bir söylenen bir kaç parça eşliğinde halay çekildi.
İşçiler "Dayanışmanız için ayrıca çok teşekkür ederiz. Kadınların çoğunlukta olması bizi ayrıca sevindiriyor. Çünkü fabrikada çalışan arkadaşlarımızın çoğunluğu kadınlar. Bir çok kurumdan ziyarete desteğe gelerek bize güç verdiler. Sizleri fabrika önünde karşılayamadığımız için hoşgörünüzü istiyoruz. Olası bir kışkırtmaya, karalamaya karşı bu şekilde bir yöntem izledik" dediler.
Bir süre daha sohbetin ardından işçilerin yemek saati geldiğinden yemek işini organize etmek üzere arkadaşlarını çağırması üzerine dayanışmaya gelenler "Yemek saatinizi bölmeyelim. Biz tekrar geliriz" dediler.
İşçiler "Şimdi birlikte yemek yiyebilmek daha güzel olurdu. Ama patronunun provoke tavrı yüzünden böyle oldu. Buradaki pankartımızı bile yırtmışlar. Ama olsun biz yarın yenisini asarız" dediler.
İşçilerle bir süre daha sohbet eden Mücadele Birliği Platformu üyeleri tekrar dayanışma sloganlarıyla fabrika önünden ayrıldı.