< Madenci Önderleri Tahir Çetin ve Ali Faik İnter Anıldı

Geçtiğimiz yıl trafik kazasında yaşamlarını yitiren öncü maden işçilerinden Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve sendika üyesi Ali Faik İnter, yoldaşları ve dostları tarafından Soma'da yapılan törenle anıldı.

Soma madencilerinin mücadelesine önderlik eden Bağımsız Maden İşçileri Sendikası'nın kurucu genel başkanı Tahir Çetin ve sendika üyesi Ali Faik İnter yaşamlarını yitirmelerinin birinci yıldönümünde Soma'da kitlesel bir törenle anıldı.

Çetin ve İnter, 4 Temmuz 2021’de Uyar Maden işçilerinin gasp edilen haklarını almak üzere Meclis ve Enerji Bakanlığı ile yapacakları görüşmeler için gittikleri Ankara'dan dönerken, 8 Temmuz'u 9 Temmuz'a bağlayan gece geçirdikleri trafik kazasında hayatlarını kaybetmişti.

Madenciler, Bağımsız Maden İş Genel Merkez binası önünden Madenci Anıtı önüne yapılan yürüyüşle anıldı. Anmaya Umut-Sen, DGD-Sen, Nakliyat İş, İnşaat İş, Emeğin Gücü Derneği ve çok sayıda kişi katıldı.

Tahir Çetin ve Ali Faik İnter'in resimlerinin taşındığı yürüyüşte “Onurlu, Bilge, Yiğit Sınıf Önderlerimizi Mücadelemizde Yaşatacağız, Unutmayacağız” pankartı açıldı.

"Tahir Çetin Ölümsüzdür", "Ali Faik İnter Ölümsüzdür", “Tahir Çetin Ali Faik Onurumuzdur" sloganları eşliğinde Bağımsız Maden İş Genel Merkezi önünden Madenci Anıtı önüne kadar yüründü.


"İkisi De Canımız Ciğerimizdi”

Anma töreni, iş cinayetlerinde katledilen ve işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitiren işçiler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Törende ilk konuşmayı yapan Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, Tahir Çetin ile 14 sene beraber madende çalıştığını anlatarak, “Tahir Başkan gerçekten onurlu, şerefli, haysiyetli bir arkadaşımdı. Sendikayı beraber kurduk. Ali Faik ile 2019 yılında tanışmıştım. İkisi de canımız ciğerimizdi. Onları anlatmak çok zor. Konuşamıyorum.” dedi.


“Onlar Para Babaların Ve Sarı Sendika Düzenine Başkaldırdılar”

Dünya Sendikalar Federasyonu ve Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Tahir Çetin ve Ali Faik İnter'in bir yıl önce bir trafik kazasında yaşamını yitirmesinin, Maden-İş kolunda çalışan işçilerin ve Türkiye işçi sınıfının mücadelesi adına büyük bir kayıp olduğunu söyledi. Onların işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yeri olduğunu hatırlatan Küçükosmanoğlu, “Onlar genç yaşta kapitalizme, para babalarına ve sarı sendika düzenine karşı başkaldıran önderler olmuşlardır. Hiçbir çıkar gözetmeksizin sadece işçi sınıfının çıkarları için mücadele ettiler.

İşte iki arkadaşımızın mücadelesi, aynı zamanda bu çürümüşlüğe karşı mücadelenin adıdır. Çünkü onlar, mücadeleleri boyunca işçi sınıfının çıkarlarını en önde tutmuşlardır ve mücadeleleriyle madenciler için yasa çıkartılmasına vesile olmuşlardır. Onlar aynı zamanda sarı sendikacılığa karşı bağımsız bir sendikanın kurulmasına da vesile olmuşlardır” dedi.

Soma katliamının sorumlusu olan para babalarının ve sarı sendikaların düzeninin aynı zamanda Tahir Çetin ve Ali Faik İnter'in trafik kazasında hayatını kaybetmesinin nedenini olduğunu kaydeden Küçükosmanoğlu, "Buradan çıkartılacak dersin patronların ve aşağılık sarı sendikacılık düzenine karşı mücadelelerini ortaya koyup sürdürmektir” diye konuştu. İnşaat İş Sendikası Örgütlenme Sorumlusu Deniz Gider, ölümsüzleşen önderler Tahir Çetin ve Ali Faik İnter, Bağımsız Maden-İş Sendikasını tırnaklarıyla kazıyarak kurduklarını vurgulayarak, "Onlar direndiler, coplandılar ve ölümsüzleştiler. Çok üzgünüz ve bu öfkeyi çok iyi biliriz. Biz Ankara Gar katliamında İnşaat İş Sendikamızın 6 kurucusunun paramparça gömdük. Kanayan yaramıza Ali Faik ve Tahir abimizde eklendi” diye konuştu.


“Kazanımın Tahir Ve Ali Faik'in Açtığı Yolun İzlemekle Mümkün"

DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar, Tahir Çetin ve Ali Faik İnter'in bu ülkede bir avuçken ağlamadan, sızlamadan devrimciliğin ve kazanmanın mümkün olduğunu gösterdiğini vurguladı. Gezdiğimiz her yerde ve dokundukları her işçide Tahir'in, Ali Faik'in izlerini gördüklerini ifade eden Acar, “Bizler Şekerpınar direnişini örgütlerken Tahir Çetin ile konuşuyorduk.

“Tahir abi yürümüyor nasıl olacak? Kazanamayacağız' dedik. Dedi ki; ‘yola çıkmışsan, ölsen de kalsan da, dursan da yürüyeceksin!’ Biz yürüdük, iki senedir yürüdük ve biz bugün Migros depo direnişinin kazanımını Tahir Çetin ve Ali Faik'e açtığı yolun izini sürmekle mümkün olduğunu biliyorduk. Biz bugün sadece onları anmaya gelmedik, onlara 24 saatimizi, gecemizi, gündüzümüzü işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine adayacağımızın sözünü vermeye geldik” dedi.

Konuşmaların ardından sırayla Ali Faik İnter ve Tahir Çetin'in mezarları ziyaret edildi. Duaların okuduğu İnter'in mezarı başında bir konuşma gerçekleştiren Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz, Tahir ve Ali Faik'in devrimci önderler Denizlerin, Mahirlerin baktığı perspektiften bakmayı öğrendiklerini belirterek, “Cesaretli ve kararlı olunduğunda bütün barikatların açılabileceğini fark etmişlerdi. Onlar önderiz demediler. Onlar kararlılıkları, cesaretleriyle yürüdükleri yolda işçilere güven vermişlerdi. İşçiler onları cesaretleri, kararlılıkları ve verdikleri güven nedeniyle önderleri olarak kabul ettiler” dedi.


'O Kibrit Kutusunun Üzerinde Tahir'in Parmak İzleri Vardı"

Ağıtların yakıldığı Tahir Çetin'in mezarı başında bir konuşma yapan Emeğin Gücü Derneği Başkanı Mustafa Adnan Akyol, Ali Faik ile olan bir anısını şöyle paylaştı: “Ali Faik ‘Sendika da nedir be? Ne işe yarar ki sendika denen şey?’ dedi. Daha sonra Ali Faik ile tanıştık ve birlikte köylere gidip işçilerle konuştuk. O gün köylülerde konuştuğumuz işçilerin gözlerinde bir ateş gördüm. Bu sömürüyü yaratan sermaye düzenine duydukları öfkenin ateşi gözlerinde ve yüreklerinde parlamaya başlamıştı. Ben öyle gördüm ve o ateşin büyüyeceğine inandım” dedi. Bir süre sonra yine işçilerle toplandıklarını ve mücadele üzerine sohbet ettiklerini söyleyen Akyol, “Masanın üstünde bir kibrit kutusu vardı. İşçilerin mücadele ateşinin kıvılcımını çakan kibritti o. Ve o kibrit kutusunun üzerinde Tahir in parmak izleri vardı” dedi.


“Tahir Sana Söz Bağımsız Maden-İş Bu Barajı Aşacak"

Umut Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu ise, yoldaşları Tahir Çetin ve Ali Faik İnter'i şöyle anlattı: “Hangi köye giderseniz gidin, hangi kahveye giderseniz gidin, Tahir Çetin, Ali Faik bilinir. Tahir Çetin, Ali Faik sevilir. Onlar diğerlerinden ayırt edilir. Şimdi Tahir’in, Ali Faik’in arkadaşları madenciler, sadece madenciler değil, güneş paneli santrallerinde çalışanların, tarım emekçilerinin hakları için de mücadele ettik, ettiler. Tek bir maden işçilerinin hakları için mücadele etmedik. Haksızlığın, emek sömürüsünün olduğu her alana değmeye çalışan bir duyarlılıkla mücadele ettik.

Sürekli tebessüm eden, bıyığı altında her zaman gülümseme olarak dolaşan bir çocuktu. En sıkıntılı anlarda, en kahırlı anında bile bunu yapmayı becerebilen bir çocuktu. Ve insanlar bunlardan, işçilerden öğreniyor. Böyle öğrenme hedefi olmayan, salt öğretmek isteyen insanlardan uzak durmak lazım. Öğreneceksin işçilerden, temas ettiğin herkesten. Tahir öyle derdi, ‘Ben konuştuğum her işçiden bir şey öğreniyorum’. Her birinden de ayrı ayrı, kendi içinde bir değeri olan şeyler değerlerdir. Bu ayrı ayrı hikayelerin, öğrenilenlerin birleşmesiyle bu aşağılık düzene karşı bir değer yaratabiliriz. Tahir’in bir sözü var: ‘Gerçeklik tabandadır’. O zaman devrim de tabandadır. İşte biz bu tabandaki değerleri büyüteceğiz, ateşi harlayacağız. Tahir teklif edilen paraya da aldırmadı, tehditlere de aldırmadı. İşte bu insanlık değerleriyle, devrimci değerlerle yaşadı.

Tahir’in mezar taşında yazdığı gibi, ‘Ölüm bir seferde olur, ölür gidersin, ama şerefsizlikten kurtulamazsın. Bir kere şerefsizlik yaparsan o bir ömür seninle kalır’. Madenciler bu mücadeleyi 300 Spartalı gibi sürdürdüler ve sürdürüyorlar. Bağımsız Maden İş Sendikası barajı aşacak. Bizim Tahir’e sözümüz bu. Tahir’e borcumuz bu. Ve madenci arkadaşlar bunun için çalışıyorlar geceli gündüzlü.

Tahir'in mezarı başına geleceğiz ve ‘Sözümüzü tuttuk barajı aştık. Buradan da yola devam ediyoruz’ diyeceğiz” dedi.

Umut-Sen sözcüsü Ayşe Büşra Yılmaz da "Tahir abiyi ve Ali Faik'i anlatmak çok zor. Onlar önderlerimizdi diyoruz, çünkü bize örnek oldular yol gösterdiler. Tahir abi gerçekten de önderdi. Bazen çalışmalarda direnişlerde eksiklerimiz, hatalarımız olurdu. O zaman Tahir abi bunu öylesine mütevazilikle anlatırdı ki. Sabırla, şefkatle bize doğru olanı gösterir, gerekirse defalarca anlatırdı" dedi.

Ermenek'te direniş sürecinin çok zorlu geçtiğini hatırlatan Yılmaz bir akşam arabada giderken "Abi nasıl olacak, bu çok zor, bak yalnız da kalıyoruz," dediğinde Tahir Çetin'in onu dışarı çıkardığını bir süre yürüdükten sonra "Başını kaldır gökyüzüne yıldızlara bak, dağlara, ağaçlara bak" dediğini ve "İşte o yıldızlar bizim yoldaşlarımız. Bir yola çıktık ve sonuna kadar yürüyeceğiz" dediğini aktardı.

Tahir Çetin'in kendini mücadeleye aradığını ve kazanacaklarını olan inancının çok güçlü olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Biz de ona inandık" dedi.

Tahir ve Ali Faik'i kaybetmekten çok büyük acı duyduklarını, devletin ve sermayenin de bunun farkında olduğunu belirten Yılmaz "Evet acımız büyük ama öfkemiz acımızdan çok daha büyük. Tahir'in Ali Faik'in gözlerinin içine baksınlar. Bizler onların yürüdüğü yoldan devam edeceğiz ve bu topraklarda bir şeyler değişecek. Değişecek ve Ali Faik kadar güzel, Tahir kadar heybetli olacak. Kimsenin bundan en ufak bir şüphesi olmasın." dedi.