01:27:32
Yeni Sahra'daki kâğıt depolarına saldırı düzenlenen geri dönüşüm işçileri, ırkçı saldırıları protesto ederek buna karşı birlikte mücadele edeceklerini duyurdu.
İstanbul Yenisahra'da depoları bulunan geri dönüşüm işçileri ard arda ırkçı saldırılarılara uğradı. Genç bir işçi bıçaklanarak yaralandı, geri dönüşüm malzemeleri yağmalandı depoları ya ateşe verildi, yıkıldı.
Saldırıya uğrayan işçiler Geri Dönüşüm İşçileri Derneği ile birlikte bugün depoları önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Geri Dönüşüm İşçileri Derneği, 11 Haziran gecesi 15 yaşındaki bir çocuğun E5 karayolu üzerinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesinden sonra başta sosyal medya olmak üzere çeşitli mecralarda mülteci işçiler ve geri dönüşüm işçileri hedef gösterildi. 12 Haziran gecesi yapılan saldırı sırasında çocuğu Afganistanlı göçmenlerin öldürdüğü ve geri dönüşüm işçilerinin yanında olduğu iddia edilmişti.
Tüm bu hedef gösterme ve ırkçı faşist saldırılar sonraki günlerde devam etti. Bugün de gelişmeleri aktarmak ve ırkçı saldırılarıları protesto etmek amacıyla yakılan depolar önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasında İstanbul Romanlar Derneği Başkanı Tolga Kocasoy, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu da katılarak destek verdi.
Basın açıklaması öncesinde geri dönüşüm işçileri gazetemize yaşadıkları saldırıyı aktardı.
"Canımızı Korumaya Çalıştık"
Bine yakın kişinin ellerinde sopalar, bıçaklar, demir çubuklar gibi aletlerle geldiklerini ve mülteci işçilerin olduğunu iddia ederek saldırıya geçtiklerini, burada bizden başka kimse yok diye anlatmaya çalışmalarına rağmen saldırıya uğradıklarını söyledi. Akıncı Geri dönüşüm malzemelerinin yağmalandığını, bir gencin bıçaklanarak yaralandığını ve depolarının ateşe verildiğini canlarını korumaya çalıştıklarını vurguladı.
"Mesele 'Kürtleri İstemiyoruz' Meselesi"
On yıldır bu mahllede bulunduklarını ve geri dönüşüm işletmesi olarak kayıtlı bir işletme olarak çalıştıklarını ifade eden Sait Akıncı, Bize mülteci işçileri bahane ediyorlar. Ama asıl mesele Afgan veya Suriyeli meselesi değil bu. Bu, 'Biz Kürtleri istemiyoruz' meselesi" dedi.
"İnsanlar Uyurken Kundakladılar"
Saldırıların bu sabah da dahil olmak üzere devam ettiğini de aktaran Akıncı 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' denilerek, tekbir getirerek, ellerinde suç aletleriyle dükkanımızı kundakladılar. Ailemden insanlar uyurken kundakladılar, saldırdılar. Biz burada dört gündür ölmemek için çaba gösteriyoruz" dedi. Saldırı sırasında polisin de bölgede olmasına rağmen olayı sadece izlemekle yetindiğini, sonraki günlerde ise saldırılar devam ettiği halde hiçbir önlem alınmadığını vurgulayan Akıncı,
"Bundan Sonra Olacaklardan Önlem Almayanlar Sorumludur"
"İstanbul Valiliği ve İçişleri Bakanlığı'na sesleniyorum, birimizin canına bir şey olursa o saatten sonra bizim için hiçbir şey fark etmez. Biz artık canımızı kurtarmanın derdindeyiz. Olacaklardan bu saldırılara karşı önlem almayanlar sorumludur" dedi.
"Polis Çekildi Saldırı Başladı Canımızı Zor Kurtardık"
Saldıraya uğrayan işçilerden Vahdet Akıncı ise "Olay öncesi burada polisler toplandı, 'hayırdır' diye sorduk. İstihabarat aldıklarını, bir grubun yürüyüş yapacağını söylediler. Biz de can güvenliğimiz olduğunu düşünmüştük. Ancak polisler gittikten sonra saldırı başladı," dedi. Malzemelerinin yağmalandığını, ikisini aynı zamanda barınmak içinde kullandıkları dört depodan üçünün yakıldığını birinin de kırılıp parçalandığını aktardı.
"Biz Ekmeğimizin Derdindeyiz Mülteci De Öyle"
Akıncı "Bize Afganlılar var diye tutturdular. 'Burada bizden başka kimse yok' dedik anlatamadık kimlik gösterdik anlatamadık. Mülteci de varsa ne olacak o da insan o da ekmeğinin derdinde. Varsa yaptıkları kötü bir şey çıkar deriz ki biz şu sebepten rahatsız oluyoruz. Başka da bir şey yapılmaz ki. Afgandı, Suriyeliydi, yok falan yerdendi diye insanlara saldıracak mıyız, öldürecek miyiz? İnsanlar ekmeğinin peşinde" dedi.
"Kürt Olduğumuz İçin Saldırıya Uğradık"
Akıncı "Biz açıkça hedef gösterildik ve ırkçı saldırılara uğradık hala da saldırıyorlar. Daha sabah bir grup daha geldi. Açıkça Kürtler istenmiyor. Yok Afganlılar varmış, yok kaza olmuş çocuk ölmüş hepsi bahane... Kürt olduğumuz için saldırıya uğradık" dedi. Sabah da bir grubun geldiğini hatırlatan Akıncı, "Can güvenliğimiz yok. Ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Her şeyi talan ettiler canımızı kurtarmanın derdindeyiz" dedi.
Polisin 'Yolu Kapatmayın' Uyarısına Tepki
Basın açıklaması sırasında polis hiçbir aracın geçmediği yolda 'trafiği engellemeyin' diyerek açıklama sırasında geri dönüşüm işçilerinin yakılan bina önünde durmasını engellemeye çalışması üzerine HDP milletvekili Musa Piroğlu, "Geçen akşam bin kişi sokağa doluşup saldırılarırken neredeydiniz? Şimdi 20 tane insan canının derdinde ona mı müdahale ediyorsunuz?" diyerek tepki gösterdi. Bina önüne geçilerek açıklama yapıldı.
Basın açıklamasını Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu yaptı.
"Büyüyen Yoksulluğun Nedeni Göçmenler Değil"
"Büyüyen yoksulluğun nedeni göçmenlermiş gibi kolaycı söylemler üreterek bu sorunun çözülmeyeceğinin de farkındayız. Yenisahra'da yaşananlar bu tür söylemlerin nasıl ağır sonuçlara yol açabileceğinin canlı bir örneğidir" dedi.
Medillioğlu "Bildiğiniz üzere bazı sosyal medya hesapları ve bir partinin lideri olayı Afgan gençlerin bir Türk gencini gasp etmek istemesi üzerine Türk gencinin kaçarken araç altında ezilerek hayatını kaybetmesi olarak paylaştı ve sosyal medya üzerinden halkı sokağa çağırdı ya da dolaylı şekilde sokağa çıkmaya teşvik etti.
"Çatışma Ortamı Yaratmak İsteyen Provokotörlersiniz"
"Buradan soruyoruz. Olayın aktardığınız biçimde yaşandığına dair bilgiyi nereden aldınız? Emniyet'ten mi? Görgü tanıklarından mı? Eğer emniyetten aldı iseniz size bu bilgiyi sızdıran emniyet mensupları kimlerdir? Bu soruya cevap vermezseniz açıkça söylüyoruz ki bu haberleri halkı birbirine düşürmek ve çatışma ortamı yaratmak için kasıtlı olarak yayan provokotörlersiniz" dedi.
Olayın nasıl yaşandığı konusunda bilgi vermesi gerekenin Valilik olduğunu, hele ki iş sokak eylemlerine, kağıt depolarının yakılmasına, kağıtçıların darp edilmesine ve yağmaya kadar varmışsa ve tüm kamuya mal olmuşsa hayatını kaybeden gencin vefatı ile ilgili bir açıklama yapmak gerekiyorsa bu sorumluluğun İstanbul Valiliğine düştüğünü vurgulayan Medillioğlu "Acısı henüz çok taze olan bir annemiz varken hem annemizin acısına, hem de hayatını kaybeden gencimizin hatırasına saygısızlık etmek, yaralarını deşmek istemiyoruz."
"15 Yaşında Bir Genci Suça İten Toplumdur"
Sosyal medyada süren tartışmalarda hayatını kaybeden 15 yaşındaki çocuğun da suçlandığını söyleyen Mendillioğlu "Diğer yandan medya üzerinden verilen bir takım haberlerde ise olayın gelişiminde hayatını kaybeden Selahattin kardeşimizin asıl suçlulardan biri olduğu paylaşılıyor. Gerçek böyle bile olsa 15 yaşında bir genç ve ailesi suçlu değildir olamaz. Böyle bir durumda tek suçlu 15 yaşında bir genci suça iten toplumdur, hepimizizdir" dedi.
"Provokatörler Cezasını Çekmeli"
Geri Dönüşüm İşçileri olarak yaşananlara, maddi ve manevi kayıplarına rağmen olayın üzerine sünger çektiklerini ifade eden Mendillioğlu, açıklamaya şöyle devam etti: "Provokasyona gelerek saldıran mahalleli gençler varsa hiçbirinden şikayetçi olmayacağız. Ancak bu provokasyonu örgütleyen art niyetli insanlar konusunda aynı alçakgönüllülüğü göstermeyeceğiz. Bu provokatörler mutlaka cezalarını çekmelidirler. Cezalarını çekmeleri konusundaki ısrarımız bizim yaşadığımız acının bedeli olmaktan çok, olası bundan sonra yaşanacak benzer olayların önüne geçmek, bir kamuoyu duyarlılığı yaratmak için bir zorunluluktur" dedi.
"Olayın Sorumlusu Göçmenler Değil"
"Türkiye'deki göçmen sorunu ile ilgili ise "Bu sorunu biz yaratmadık. Büyüyen yoksulluğun nedeni göçmenlermiş gibi kolaycı söylemler üreterek bu sorunun çözülmeyeceğinin de farkındayız" diyen Mendillioğlu Yenisahra'da yaşananların bu tür söylemlerin nasıl ağır sonuçlara yol açabileceğinin canlı bir örneği olduğunu vurguladı.
"Yoksullarla Değil Yoksullukla Mücadele Edeceğiz"
Mendillioğlu "Hiçbir sorunun çözümü birilerini düşmanlaştırmak ve hedef göstermek olamaz olmamalıdır. Dün olduğu gibi bundan sonrada Yenisahra ve tüm mahallelerde bir arada kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Bu bütünleşme ve dayanışma ile birlikte daha güçlü bir şekilde yoksullarla değil yoksullukla mücadelemizi büyüteceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz" dedi.
Basın açıklamasının ardından olayla ilgili Valiliğe görüşmeye gidildi.