İşten atılan Enerji Sen üyesi EnerjiSa İşçileri İkiz yürümek istedi. Enerji işçilerini polis engelledi. Polis saldırısına rağmen işçiler İkiz Kuleler önüne yürüyerek açıklamalarını gerçekleştirdi. İşçiler işlerini geri almak için 9 Mayıs'ta tekrar İkiz Kuleler önünde olacaklarını söyledi.
DİSK'e bağlı Enerji Sen’e üye oldukları için işten atılan EnerjiSa işçileri mücadeleye devam ediyor. Dört hafta boyunca Ankara'da Başkent Elektrik Genel Müdürlüğü önünde eylemlerine devam eden işçiler,Ankara’dan başlattıkları yürüyüşte bugün İstanbul’a ulaştı.
"İş, Ekmek Hakkımız İçin Yürüyoruz Alırlarsa Alsınlar"
"EnerjiSa - Başkent Elektrik işçileri işi, ekmeği ve hakları için mücadele ediyor" yazılı pankartla Levent’teki Sabancı Kuleleri önüne yürümek istedi. Fakat polis yürüyüşe izin verlimeyeceğini söyledi.
Enerji Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, dört hafta boyunca defalarca gözaltına alındıklarını, hak arama mücadelelerinin çeşitli bahanelerle engellenmek istendiğini belirtti.
Hiçbir engelin kendilerini durduramayacağını vurgulayan Keskin, "Defalarca gözaltına aldılar. Sendikamızın önlüklerini dahi parçalayarak aldılar. Tek yapmak istedikleri yürüttüğümüz haklı mücadelemizden geri döndürmeye çalışmak. Biz haklıyız, doğruyuz, meşruyuz. Bu yüzdendir ısrarımız ve inadımızdır. Biz iş, ekmek hakkımız için yürüyoruz gözaltına alırlarsa da alsınlar" dedi.
Polis Barikatlarını Aşan İşçiler İkiz Kulelerin Önünde
Keskin’in konuşmasının ardından işçiler"Direne Direne Kazanacağız" sloganıyla kulelerin önüne yürüyüşünü başlattı. Yürüyüşün önü polis kalkanlarıyla kesilerek engellenmek istendi. Enerji işçilerinin yürüyüşüne İnşaat-İş, Dev Yapı İş, Dev Turizm İş, Halkevleri, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi. Polisin kalkanlarla iterek işçileri engellemeye çalışması sırasında yere düşenler darba uğrayanlar olsa da işçiler sloganlarını hiç kesmeden polis barikatını aşarak kulelerin önüne ulaştı.
"Haklarımızı Burada Da Talep Edeceğiz"
İlk olarak konuşan Enerji Sen İç Anadolu Bölge Temsilcisi Osman Çokaman, işçilerin geri işe alınması için mücadele yürüttüklerini belirterek, "Sorularımızı burada da soracağız, haklarımızı burada da talep edeceğiz. Ama en çok da işçi arkadaşlarımız, yıllardır iş kazalarında yaralanan, hayatını kaybeden direk tepelerinde kentleri aydınlatmak için uğraşan, trafolara giren, arızalarını gideren, afet bölgelerinde gece gündüz çalışan enerji işçisi arkadaşlarımız konuşacak" dedi.
"İşten Atılma Korkusuyla İşe Gitmek İstemiyoruz"
Ardından Enerji Sen kurucu üyelerinden Kamil Kartal, 30 gündür Sabancı Holding'den haksız yere işten atılan 6 işçi için mücadele ettiklerini, yasalarda bulunan haklarını kullanmaya ve bunları almaya çalıştıklarını fakat bana karşı sermaye güçlerinin yasadışı uygulamalarıyla karşılaştıklarını söyledi
"Hakkını arayan işçileri yasadışı bir biçimde ezmeye çalışıyorlar korkutmaya çalışıyorlar sindirmeye çalışıyorlar" diyen Kartal işçilerr "Korkuyor muyuz arkadaşlar?" diye sordu. İşçiler de güçlü bir şekilde "Hayır!" diye yanıtladı.
"Biz alın terimizin karşılığını almak istiyoruz" diyen Kartal işçiletin isten atılmasına ilişkin tel bir neden göstermediğine dikkat çekerek "Sabancı bu sermayenin büyük başı bir tek neden söyleyemiyor. 17 yıl 16 yıl, 12 yıl işyerinde çalışmış, ustalar yetiştirmiş, her afet döneminde afetin olduğu her bölgede halkımıza kesintisiz enerji vermek için çabamış emek vermiş, bu emeğin karşısında da, bu devletin yöneticileri bu devletin bakanları bu arkadaşlarımızın hepsine takdirnameler vermiştir" dedi.
İşçiler sarı sendika zincirini kırmak için yola çıktıklarında 12 yıldır Sabancı'lara kendilerini peşkeş çeken sarı sendika zincirini kırmak için Enerji Sen'e geçtiler, Enerji Sen örgütlenmesine öncülük ettiler diye sarı sendika işte birliği ile birlikte işten atıldıklarını vurgulayan Kartal işçilere "Bunu kabul ediyor muyuz arkadaşlar?" diye sordu. İşçiler yine hep birlikte "Hayır!" diye yanıtladı.
"Biz emek üreterek ürettiğimiz emeğin karşılığı ile çoluk çocuğumuzu yaşatmak istiyoruz. Hem de insanca yaşatmak istiyoruz. Biz bir işyerinde çalışırken ertesi gün işten atılma korkusu ile o iş yerine gitmek istemiyoruz. Biz işyerlerinde gerekli güvenlik önlemlerinin işçi sağlığı iş güvenliği önlemleri alınsın istiyoruz. Direkt tepelerinde ölüp eşlerimizin dul, çocuklarımızın yetim kalmasını istemiyoruz. Onun için hak mücadelesi veriyoruz onun için günlerdir sokaklardayız" dedi.
Sabancı'lara seslenen Kartal "Senin gücün olabilir, senin paran olabilir, bu siyasi iktidarı istediğin gibi yönetebilirsin. Ama bizim de inancımız var, kararlılığımız var. Ve daha önemlisi size karşı sınıf kendimiz var. Mücadele edeceğiz ve mutlaka ama mutlaka kazanacağız" diyerek sözlerini tamamladı.
İşçiler "Biz Haklıyız Biz Kazanacağız" sloganı attı.
"17 Yıllık Emeğimin Karşılığı Bu Mu Olmalıydı?"
Erdal Şener: "17 Yıllık bir emeğim var. 17 yıllık emeğin karşılığı bu mu olmalıydı? Şirketimizin kalbi olan kulelerde şekilde mi girmeliydik? Biz bunu mu hak ettik? 17 Senelik emeğim var diyorum. Sizdeki mücadelem 11 senedir devam ediyor. Yani tecrübeli bir personeli aldınız. Onlarca usta yetiştirmiş bir personel aldınız. Karşılığı bu mu olmalıydı? Biz bunları mı hak ediyoruz? Sabancı Vakfı'nın eğitime verdiği destekten bahsediyorlar. Engelli çocuğu olan bir baba bu şekilde mi karşılanmalıydı?
"30 Gündür Bağırıyorum Bugün De Buradan Meydan Okuyorum"
İşçi işten çıkarılır. Hırsızsa çıkarılır arsızsa çıkarılır, işini yapmıyorsa çıkarılır. İşini yapmayıp da gelip buraya mikrofonu eline alıp konuşan namerttir. Hakkından fazlasını isteyen namerttir. 30 gündür Başkent Kulenin önünde soruyorum? Erdal Şener'in, Bekir Bayatlı'nın varsa hırsızlığı arsızlığı yolsuzluğu yüzüne söyleyin diyorum. 30 gündür bağırıyorum. Bugün de buradan bağırıyorum, meydan okuyorum.
"Alın Megafonu, Verin Pensemi Tornavidamı"
Ben babayım, ben çalışalım, ben emekçiyim beni Bozkurt'ta niye atmadın? Isparta niye atmadın? Pandemide insanlar kaçacak delik ararken, Başkent Kulede sadece güvenlik görevlileri varken neredeydiniz? O zaman önümüzde çalışacak iş çok muydu? Şimdi neden bitti? Hayatında İstanbul'a ilk defa gelişim, bu şekilde mi karşılanmalıydık? Bizim sayemizde dünyanın sayılı liderleri arasında bir şirket olduğunuz. Arkadaşlarım, eşim, dostum, 'Nerede çalışıyorsun?' dediklerinde ben 'Sabancı çatısı altında çalışıyorum' diye feryat ediyordum. İşe alım yaptığınızda Erdal'ın, Bekir'in Mehmet Ali'nin referanslarına başvuruyordunuz. 'Sizin sözünüz bizim için senettir' diyordunuz ne oldu ,ne değişti? Erdal Şener enerjisinden simerjisinden hiçbir şey kaybetmedi. Alın bu megafonu elimden verin benim pensemi tornavidamı ben başka bir şey istemiyorum.
"Ben İşimi Alana Kadar Bu Megafonu Bırakmayacağım"
Ben çalışmak istiyorum ben enerji işinde çalışmak istiyorum, hizmet etmek istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Bozkurt'ta görev gider misin dediğinizde seve seve gönüllü olduk. Zonguldak'ta Bartın'da 2 metre karda kar durduramadı bizi sen nasıl durduracaksın bu hizmet aşkını? Hadi durdur bakalım. Hodri meydan. Ben bu megafonu işime geri dönünceye kadar elimden bırakmayacağım hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın."
"Bizi Susturamazsınız, Engelleyemezsiniz"
Bekir Bayatlı: "Ben de arkadaşlarım gibi işten atılan bir işçiyim yani işçi olarak size sesleniyorum. Sözde güvenliğimizi alıyorsunuz, ama bizi engelliyorsunuz. Sermayenin güvenliğini alıyorsunuz. Bizi engelleyemeyeceksiniz. Çünkü sınıf dayanışması var, işçinin kardeşliği var. Dahası sizin İçişleri Bakanınız Süleyman Soylu Bozkurt'ta ben çalışırken anlımın terini silmek için takdirname verdi. O benim alınteri eksildiğini sandı ama kısa bir süre sonra beni işten attılar, kapının önüne koydular. Tabii ki kapı koyduklarını zannettiler.
Kapının önünde DİSK bekliyor dahası Enerji Sen bekliyordu. Bize kucak açtı, bizi destekledi, bize hakkımızı öğretti. Bizi engelleyemezsiniz işçi gözünü açtı. işçi artık direniyor. İşçi anayasal hakkını Enerji Sen'den öğrendi.
"Biz Kelepçelerimizi Prangalarımızı Kırdık"
Yıllardan beri işçinin ayağını eline kelepçeler, ayağına prangalar vuran sermayeler korkmaya başladı artık. Üzerimizdeki biz artık ayağımızdaki prangalara kırdık. Çünkü bizim elimizde elektrik pensesi vardı. O ayağımızdaki prangaları kesecek elimizdeki kelepçeleri dağıtacaktı. Bu yüzden direniyoruz.
"Film Çekmiyoruz Hayatın Gerçeklerini Anlatıyoruz"
30 gündür direniyoruz. Ankara'da anlattık anlamadılar. Bursa'ya geçtik, Eskişehir'e gittik, Kocaeli'ye, İzmit'e geçtik. Bugün ise istanbul'dayız Kulelerin önündeyiz. Sabancı holdingdeki yetkililere sesleniyorum. Biz film çekmiyoruz. Biz hayatın gerçeklerini size anlatmaya çalışıyoruz
"Senoryoyu Sarı Sendika Yazıyor Siz Oynuyoruz"
Filmi çeken sizin alt yöneticileriniz. Filmi çeken düne kadar bize abi diyen mühendisleriniz. Sabancı Holding yöneticileri, size söylüyorum: Senaryoyu sarı sendikacılar yazıyor siz de bize oynuyorsunuz. Çünkü bu malvarlığının üzerine reklamlar yazdıroyorsunuz.
"Bizim Sesimizi Kesemezsiniz Çünkü Enerji Sen Var"
Isparta'da,Bozkurt'ta, Zonguldak'ta Karabük'te döktüğümüz alın teri ile siz yukarıda oturuyorsunuz. Sesimizi duyun bizi işe geri alın! Çünkü benim çocuğum ekmek bekliyor. Hasta yatakta yatan babam benden haber bekliyor. Önümüzdeki 1 Mayıs'ı Ramazan Bayramını bayram gibi kutlayalım. Yoksa bizim sesimizi kesemezsiniz, susturamazsınız çünkü DİSK Enerji Sen var.
"Yazdığım Mektubu Oku Güler Sabancı"
Güler Sabancı, senin mektup yazdığın gibi Ben de Sana Yazdım. 6 Yaşındaki çocuğum yazdı. Benim hatırım yoksa çocuğumun hatırı için o mektubu oku. Danışmanların seni kandırmasın. Bizi görmeyen sarı sendika! İşimi geri almak için gerekirse kulenin önünde öleceğim yine sana boyun eğmeyeceğim. Sabancı Holding yöneticileri bize işe, al bize işi al.
"Afet Bölgesinde Gecemi Gündüzüme Kattım"
Mehmet Oğuz: Ben Zonguldak afet bölgesinden gelen Mehmet Oğuz. Ben 2006'dan beri afet bölgesinde gecemi gündüzüme kattım. Evime gidemedim evime. Çoluk çocuğuma gidemedim. Ben iki çocuk babasıyım, üniversitede okuyan bir oğlum var. Benden haber bekliyor. Yeter artık bir cevap ver bize.
"Sendika Seçimlerinde Kazandık Burada Da Kazanacağız"
Biz plaket istemiyoruz. Ben çoluk çocuğumu geçindirecek ekmek istiyorum, ekmek. İşimi istiyorum ben. Bu sarı sendikanın sözleşmeleriyle mağdur ettiler bizi. Sarı sendikanın sözleşmelerinden kaçmak için DİSK Enerji Sen çatısı altında toplandık. Öncülük yaptım, orada orada temsilci oldum. Biz ilk defa bir seçim yaptık. Biz sarı sendikanın çatısı altında 4 sözleşmede hiç seçim yapamadık. Sarı sendika sermayedarları oturttu masasına, onlarla bir dümen çevirdi. Biz buna hayır dedik ve Enerji Sen çatısı altında toplanıp seçim yaptık. Bu seçimi kazandık ve burada da kazanacağız ve kazanmaya da devam edeceğiz.
"Sabancı'nın 18 Şirketinde Çalışıp Toroslar Elektrik'te Çalışamıyorum"
Muhammed Kelle: Ben Toroslar Elektrikten geliyorum. Ta Adana'dan buraya kadar geldim. Şunu sordum: Ben 04 kodu ile nasıl işten atılıyorum? Açıklayamadılar. 'Sabancı'nın başka firmasında çalışabilir miyim?' dedim 'Çalışabilirsin'dediler. Ayrıca Akdeniz Elektrik Gediz Elektrik şirketlerine iş başvurusunda bulundum. Geri dönüş yaptılar. 'Gen konuşalım, anlaşalım, çalışın' diye cevap verdiler. 'Ben Enerjisa'da işten atıldım. Yine kabul eder misiniz?' dedim. 'Kabul ederiz' dediler. Ben Sabancı'nın başka firmasında çalışabiliyorum 18 tane dağıtım şirketinde çalışabiliyorum. Ancak kendi memleketimde 18 yıldır çalıştığım Toroslar Elektrik'te çalışamıyorum.
Ben 19 senedir çalışıyorum. Ben sabancı'dan 10 sene eskiyim. Toros Elektiğin bu yaptığı zorbalıktır. Bu 'Git başka memlekette çalış' demektir. Bu nasıl oluyor bunun cevabı kimse veremedi. Burada cevap verebilecek olan varsa gelsin buyursun burada söylesin."
"Enerji İşçilerinin İradesi 1 Mayıs İradesidir"
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da eyleme katılarak, işçilerin 1 Mayıs meydanlarında ortaya koyacakları kararlılığın yükselen işçi direnişlerinden geldiğini belirtti ve "Enerji işçilerinin Ankara'dan İstanbul'a yürüyen iradesi 1 Mayıs meydanlarının da iradesi olacak" dedi. Enerji işçilerinin haklı mücadelelerinde sonuna kadar yanlarında olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, patronlara işçilerin iradesini tanıma çağrısı yaptı.
"Biz Neden İşten Çıkarıldık?
Basın açıklamasını, atılan işçilerden Mehmet Ali İçindere okudu. İçindere, pek çok zor koşulda halka hizmet eden işçiler olarak insanca yaşama ve çalışma koşulları istediklerini ancak bu isteklerinin patronlar ve sarı sendika işbirliğiyle örselendiğini aktardı. Bu duruma yaptıkları itiraz sonucu işten çıkarıldıklarını belirten İçindere, "4 hafta boyunca neredeyse her gün Başkent Elektrik Genel Müdürlüğü önünde açıklama gerçekleştirdik ve tek bir sorunun cevabını aradık; ‘Biz neden işten çıkarıldık?'" dedi
"Maliyeti Düşürmek İçin Sendikal Örgütlenmeyi Engelliyorlar"
Sabancı Holding patronlarının işe iade davalarında işçiler kazansa dahi kararı tanımayacaklarını söylemesi hatırlatan İçindere, patronların sendikal örgütlenmenin önüne geçmek, maliyetlerini kısmak ve performans baskısına devam etmek için bu tavrı takındığını söyledi.
"Elektrik Dağıtımı Kamusal Olmalıdır"
"Doğru düzgün bir işleyişin dahi kurulamadığı bu çalışma düzeninde aslında kamusal olması gereken bir hizmetin yani elektrik dağıtımının nasıl düzgünce yapılabileceği bile meçhuldür. Bu durum yalnızca çalışanları değil aynı zamanda bütün bir halkı, ülkeyi etkilemektedir" diyen İçindere, taleplerini şöyle sıraladı:
Enerji İşçilerinin Talepleri
🔹İşten atılan işçiler işe geri alınsın.
🔹 İşten çıkarmalara son verilsin.
🔹 Sendikal baskılara son verilsin.
🔹 Yönetici keyfiyetine karşı önlemler alınsın ve denetlensin.
"9 Mayıs'ta İkiz Kuleler Yine Önünde Olacağız"
Enerji Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, işçilere destek veren tüm emek dostlarına teşekkür ederek. 9 Mayıs'ta tekrar İkiz Kuleler önünde olacaklarını belirterek kararlılıkla, mücadeleyle ve sınıf dostlarının dayanışmasıyla bu mücadeleyi kazanacaklarını belirtti.