< "Bu Adaletsiz Düzene Son Vermek Zorundayız"

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Gündoğdu Meydanı'nda, işsizliğe, yoksulluğa, zamlara, baskılara, sendikal örgütlenmenin engellenmesine, sömürü ve savaşa karşı karşı miting düzenledi.

İzmir'de Emek Ve Demokrasi Güçleri, "Sömürüye, Yoksulluğa, Zamlara Savaşa Karşı İzmir Buluşması" şiarıyla Gündoğdu Meydanı'nda miting düzenledi.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin "Sömürüye, Yoksulluğa, Zamlara Savaşa Karşı İzmir Buluşması" yazılı pankart açtığı eyleme bir çok sendika, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin aralarında olduğu çok sayıda kurum katıldı.

Eylemde zamlara, yoksulluğa, savaşa karşı dövizlerin yanında işten atılan Eneji Sen üyesi, EnerjiSa işçilerinin işe alınmasını ve baskıların son bulmasını talep eden dövizler yer aldı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin düzenlediği yüzlerce kişi işizliği yoksulluğu ve zamları, baskılara ve savaşa karşı "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Savaşa Hayır Yoksulluğa Son" sloganları attı. Mitinge katılanlar zindanlardaki tutsakları da unutmadı. Siyasi tutsaklar selamlanarak "Tecrite Son Tutsaklara Özgürlük" sloganı atıldı.

Mitingde İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adıu basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. Konuşmasına emeği alınteri ile üreten, hakları için mücadele eden işçileri; KHK'lars lsrşo mücadele edenleri,ormanları, ağaçları dereleri, suyu toprağı korumak için mücadele eden doğa severleri, 'Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz' diyerek yaşamlarına sahip çıkan kadınları ve tüm mücadele verenleri selamlayarak başladı.

Aylardır ülkenin dört bir yanında milyonların "Geçinemiyoruz!"  feryadının yankılandığınj bugün İse bu feryadı emeğin, halkın çok sesli korosu ile yükseltmek için bir araya geldiklerini belirtti.

"Gerçek Enflasyonun Yüzde Yüzü Çoktan Aştı"

Kamu emekçisi, işçisi, asgari ücretlisi ile emeklisi, İşsizi,  kadını,  EYT’lisi,  küçük esnafı, çiftçisiyle hepimiz çok zor bir süreçten geçilmekte olduğunu ve her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıldığını elektrik, doğalgaz, akaryakıt başta olmak üzere her türlü yiyecek ve ihtiyaç maddelerine zam üstüne zam geldiğini belirten Sarı,TÜİK tarafından açıklanan Şubat verilerine göre resmi yıllık enflasyonun  %55’e,  gıda enflasyonunun %65’e, ulaştırma enflasyonunun %76’ye çıktığını hatırlattı.

 

"Bu Adaletsiz Düzene Son Vermek Zorundayız"

Buna karşılık faturalarımıza yansıyan gerçek enflasyonunun, çarşıda, pazarda, mutfakta çoktan %100’ü aştığını, market sepetlerinin, pazar arabalarının artık bomboş olduğunu ifade eden Sarı, "İş bulamıyoruz” diyenler, “barınamıyoruz diyenler”, “geçinemiyoruz” diyenlerin omuz omuza bu gidişe son vermek zorunda olduklarını, işçinin patronundan yüksek oranda vergi verdiği bu adaletsiz düzene son vermek gerektiğini söyledi.

Senelerdir SGK indirimi, vergi indirimi, teşvik diye diye işverenlerin beslendiğini, bir gecede vergilerin sıfırlandığını, ama iş milyonlarca işçiye, emekçiye, emekliye gelince seçimden seçime vaatler verip sonra unutulduğuna dikkat çekti.

"Bir tek Bizim Maaşlarımız, Ücretlerimiz, Gelirimiz Yıllardır Artmıyor"

Gerçek enflasyon oranında ücret artışı da yetmez. Her gün televizyonlara çıkıp bu ülke büyüyor, şahlanıyor diye övünüyorsunuz. Kim üretiyor, biz. Kim alınteri döküyor, biz. Kim çalışıyor, biz. Ekonomiyi kim büyütüyor, biz. Peki neden bizim ekmeğimiz büyümüyor. Eğer dediğiniz doğruysa, eğer ülke büyüyorsa, işçiler de büyümeden payını almalıdır. Gelirde adalet sağlanmalıdır!

 

"Resmi Rakamlar Yalan, Yoksulluk,  İşsizlik Gerçek"

İktidarın “tarihi artış” yaptık diyerek net 4.253 TL’ye çıkardığı asgari ücretin bırakalım yaşadığımız gerçek enflasyonu resmi enflasyon karşısında bile yılın ilk iki ayında buharlaştığını vurgulayan Sarı Son ekmek zamları ile 10 milyon asgari ücretlinin masasından bir yıl içinde 196 ekmek eksildi" dedi.

Enflasyon artı büyüme oranı kadar ücret artışının da yetmeyeceğini özellikle vergilendirmenin de "adaletli olması gerektiğini ifade eden Sarı, Asgari ücretin vergisinin sıfırlanması lazım. Tüm kesintilerin hazineden karşılanması lazım. Patrona verilen desteklerin işçiden esirgenmemesi lazım. Kaşıkla verilenin kepçeyle alınmaması lazım. Hem gelirde hem vergide adalet lazım" dedi.

 

"Hepimiz Yoksulluk Ve Sefaletten Payımızı Fazlasıyla Alıyoruz"

Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm emekçilere gittikçe daha güvencesiz bir çalışma yaşamı dayatıldığını, kadın işsizliği ve  güvencesiz, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz ve mobbingin her geçen gün arttığını söyleyen Ssrı "Emeği ile geçinen tüm kesimler gibi maaşları gerçekçi olmayan  resmi enflasyona göre artırılan 6 milyon kamu emekçisi ve emeklisi olarak bizler de yoksulluktan, sefaletten payımızı fazlası ile alıyoruz" dedi.

“Avrupa bizi kıskanıyor” denildiğini ama Türkiye'de asgari ücretin Avrupa’da en düşük ikinci asgari ücret olduğunu, Aiasgari ücretle çalışan oranının en yüksek olduğu ülke olduğumuzun gizliendiğini ve şçilerin yarısından fazlasını asgari ücrete mahkum edildiğini bep Sarı iktidara şu soruları yöneltti;

*Bu ülkede yıllardır kim büyüyor?

*Yılın daha ilk ayında aldığı ücret açlık sınırının altında kalan 10 milyon asgari ücretli mi büyüdü?

*Yıllardır Kim Büyüyor?

*Milli gelirden sadece %3,5 pay alıp toplam verginin %22”sini ödeyen toplumun en yoksul kesimi mi büyüyor?

*Kim Büyüyor bu ülkede yıllardır?

*Bir simidin fiyatının 3 TL’ye, bir bardak çayın fiyatının 4 TL’ye çıktığı koşullarda 2 bin 500 TL’ye mahkum ettiğiniz emekliler mi büyüdü?

*Emekli olması haksız yere engellenen EYT’liler mi büyüdü?

*Kim zenginleşiyor? Her gün artan mazot, gübre, ilaç maliyeti yüzünden toprağını ekemez hale getirdiğiniz çiftçi mi büyüyor?

*Kim büyüyor? Elektrik faturasını ödeyemez hale geldiği için, siftah yapmadan kepenk kapatan küçük esnaf mı büyüyor?

*Kim büyüyor? Maaşları her seferinde yandaş konfederasyon yönetimi ile varılan mutabakatlarla sefalet oranında artırılan, temel talepleri yıllardır görmezden gelinen 6 milyon kamu emekçisi ve emeklisi mi büyüyor?"

Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de 84 milyonluk nüfusun 17 milyonu açlık sınırı altında,  52 milyonunun  yoksulluk sınırı altında  ve 11 milyonu  işsiz olarak yaşamını sürdürmek zorunda olduğunu söyleyen Sarı,"Biz ne zaman hakkımızı istesek  'bütçe kaldırmaz' diyorlar. Ama bizden alınan vergiler savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya,  teşvik-vergi affı olarak sermayeye, patronlara harcanıyor" dedi.

*Biz bugüne kadar fazlası ile fedakarlıkta bulunduk, karşılığında daha fazla açlık, yoksulluk ve daha fazla işsizlik aldık.artk Yeter!" diyen Sarı taleplerini ise sıraladı.

*Krizleri, savaşları biz yaratmadık, faturasını daödemeyeceğiz.

*Biz gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz. 

*İnsanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli gelecek istiyoruz.

*Kadınlara yönelik şiddetin, tacizin, ayrımcılığın olmadığı bir gelecek istiyoruz.

Eşitliğin, özgürlüğün, adaletin ve barışın hüküm sürdüğü;  demokratik, laik bir ülke özlemiyle ; sadece mevcut  iktidarı değil, bu ülkeyi gelecekte  yönetmeye talip  olanları da ülkenin dört bir yanından yükselen milyonların  “geçinemiyoruz, artık yeter!” çığlığına ses vermeye çağıran Sarı, bu ülkenin emekçileri,  yoksullaştırılan halkı, toplumun %99 olarak %1’in faturasının bizim sırtımıza yıkılmasına Artık Yeter dedi. Sarı diğer taleplerini ise şöyle aktardı;

*Tüm tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınmasını istiyoruz.

*Özelleştirmelerin iptal edilmesini, başta enerji üretim ve dağıtım şirketleri olmak üzere özel sektöre peşkeş çekilen tüm işletmelerin, fabrikaların kamulaştırılmasını istiyoruz.

*Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz.

*Tüketim maddelerindeki KDV’nin tamamen kaldırılmasını istiyoruz.

*Tükettiğimiz her şeye zam olarak yansıyan akaryakıt ürünlerinde ÖTV ve KDV’nin sıfırlanmasını istiyoruz.

*Kamu Özel İş birliği Projelerinin, Döviz Garantili İhalelerin sonlandırılmasını istiyoruz.

*Maaşlarımızın-ücretlerimizin insanca yaşamaya yetecek seviyeye çekilmesini istiyoruz.

*Herkese güvenceli istihdam sağlanmasını, tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmesini istiyoruz.

*Emekçiklerin sendika ve grev haklarını kullanmasının önündeki tüm yasal ve fiiliengellerin kaldırılmasını istiyoruz.

Dünyanın neresinde olursa olsun emperyalistlerin çıkarları adına sürdürülen savaşlara karşı olduklarını ifade eden Sarı, Yeyüzünün en büyük suç örgütü olan, doğuya doğru genişleme politikası yürüten NATO dan çıkılmalı, üsler kapatılmalıdır.Savaşlara, çatışmalara karşı halkların kardeşliğini, emeğin birliğini sağlayacak adımlar atılmalıdır" dedi.

Bu talepleri sıralamanın yetmediğini ve emeğin özgürlüğünün mücadeleyle mümkün olacağını vurgulayarak "Bizim gücümüzle değişir ve güzelleşir dünya.Biz birleşirsek kurulur savaşsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya… Yeter ki, bu güzel coğrafyaya özlenen baharın ve  aydınlık  güzel günlerin   elbet geleceğinin umudunu büyütelim" diyerek birlikte mücadele çağrısıyla sözlerini tamamladı.