Ankara'da Türk Tabipler Birliği ve sağlık meslek örgütleri “Pandeminin Ağır Sonuçlarının Sorumlularını Biliyoruz!" şiarıyla Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sağlık emekçileri 14-15 Mart'ta tüm ülkede grevde olacaklarını belirtti.

Pandeminin ikinci yılında Türk Tabipler Birliği ve sağlık meslek örgütleri, Sağlık Bakanlığı önünde “Pandeminin Ağır Sonuçlarının Sorumlularını Biliyoruz!" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde konuşan Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı "İki yıllık pandemi döneminde sevdiklerinizin, meslektaşlarımızın aralarında olduğu insanlarımızı yitirdik .Önlenebilir ölümlerden 250 bin insanımızı kaybettik. Pandeminin ağır sonuçlarının sorumlularını bildiğimizi ve sürece dair hesap vermeleri gerektiğini hep söyledik. Fakat değil sağlık emekçilerinin değerinin bilinmesi, sağlık emekçilerinin emeklerinin değersizleştirildi, mesleklerinin itibarızlaştırıldığı bir süreç yaşadık" dedi.

Basın açıklamasını kurumlar adına Ankara Diş Hekimleri Odası Şube Başkanı Özsoy okudu.

Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs pandemisini ilan ettiği ve Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020’den bu yana iki yıl geçtiğini hatırlatan Özsoy, "On dört buçuk milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer alan Türkiye, salgını en ağır yaşayan ülkelerden biridir" dedi.

 

"Pandemide 519 Sağlık Emekçisi Hayatını Kaybetti"

Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara göre bile vefat sayısının 95 bin gerçek rakamların ise 250 binin üzerinde olduğunu hatırlatan Özsoy, bu dönemde izinsiz, angarya koşullarında, yeteri ve uygun olmayan koruyucu ekipmanla çalışmak zorunda kalan yüzbinlerce sağlık emekçisi enfekte olduğunu, 519 sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak "Her biri bir can. Her biri bir insan. Her biri bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, bir çocuk. Her birinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalık yüzünden öldüler" dedi.

 

"Maske Ve Aşı Ulaştırılamadı, Aşı Karşıtlığının Önü Açıldı"

Salgın değil algı yönetimine çalışıldığını salgından “başarı hikayesi” çıkarıp siyasi rant hedefiyle politikalar üretildiğini söyleyen Özsoy, salgının başlarında maske sıkıntısı yaşanırken, devamında aşıların vatandaşlarla zamanında buluşturulamadığı gibi aşı tereddüdüne neden olacak söylemler ile aşı karşıtlığının da önünün açıldığını vurguladı.

 

"Devlet 'Çarklar Dönecek, Üretim Sürecek' Politikasında Israr Edildi"

Özsoy pandemi döneminde uygulanan yanlış politikaları ise şöyle sıraladı:

"* İlk günden beri gerçekleri gizleyen ve çarpıtan, yanlış yürütülen sağlık politikaları hayata geçirildi.

* Eksik, yanlış, tutarsız salgın yönetimi hayatları karartmaya devam etti.

* Alınmayan önlemler, uygulanmayan tedbirler ve bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin, sağlık emek örgütlerinin uyarılarına kulak tıkandı.

* Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması ve ekonomik destek çağrılarına rağmen “Çarklar dönecek, üretim sürecek!” ısrarı ile salgın devam etti; destek sermayeye, açlık ve ölüm emekçiye düştü.

Salgının birgün sona ereceğini fakat bu günlerde yaşananların sorumlularını da bildiklerini vurgulayan Özsoy "Sorumluları biliyoruz ve unutmuyoruz. Unutmuyoruz ve affetmiyoruz! Sevgi, Özlem, Yas ve Öfke!" diyerek sözlerini tamamladı.

"Sağlık Haktır Satılamaz", Yaşamak Yaşatmak İstiyoruz" sloganları atan sağlık emekçileri" Toplumun sağlık hakkı, kendi özlük ve ekonomik haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz. Buradaydık, buradayız. Yaşamak yaşatmak istiyoruz. Gidenler sağlık emekçileri değil, pandeminin ağır sonuçlarının sorumluları olacak" dedi.

 

"Haklarımız İçin 14-15 Mart'ta G(ö)deve!"

Sağlık emekçileri hakları için grev çağrısında bulundu. Açıklamada, "Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara karşı, Emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte sahip çıkmaya, Bütün ülkeyi önlüklerimizin beyazına boyamaya, 14-15 Mart'ta #HaklarımızİçinGöREVe! Buradaydık! Buradayız! Kalacağız! Emek Bizim Söz Bizim!" diyerek 14-15 Mart günlerinde grevde olacaklarını duyurarak eylemi sonlandırdı.