Sakarya Hendek'te Büyük Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında 7 işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiğiı patlamaya ilişkin davada patronlara ve fabrika yöneticilerine ceza verildi.

Sakarya Hendek'te 3 Temmuz 2020 tarihinde Büyük Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında 7 işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiği 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin dava bugün Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülerek karara bağlandı.

"Bu Dava, Maliyet Kalemi Olarak Görülen İşçi Sınıfının Yaşam Mücadelesi"

Duruşma öncesi aileler kısa bir açıklama yaptı. Açıklamada, "olası kasıt"tan bir ceza verilmesini beklediklerini ifade eden işçinin yakını, "Önlenebilen hiçbir ölüm, kaza kader, fıtrat diyerek meşrulaştırılamaz. Olası kasıtla ölüme sebebiyet veren sanıklar kadar göz yuman denetlemeyen yetkililer de yargı da sorumludur. Biz artık ölenler için adalet aramak istemiyoruz. Bu dava, maliyet kalemi olarak görülen işçi sınıfının yaşam mücadelesidir" denildi.

Duruşmaya ailelere destek için farklı şehirlerden bir çok avukat katılmak üzere geldi. Bugün karar çıkması beklenen duruşma avukatların ve ailelerin salona alınmasının engellemeye çalışılması nedeniyle gerginlikle başladı.

Polis, mahkeme başkanının talimatı olmadan kendi inisiyatifiyle avukatları içeri almadı. Avukatların ve ailelerin tepkileri ve kararlılığı sonucunda mahkeme salonuna girildi.

Baroların Katılma Talebi Reddedildi Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada TBB Başkanı Erinç Sağkan, Avukatlık Kanunu uyarınca baroların insan haklarını koruma görevinin olduğunu belirtip yaşam hakkının da en temel insan hakkı olduğunu hatırlatarak TBB adına katılma talebinde bulundu. Çanakkale Barosu Başkanı Soner Aydın, Bursa Barosu Başkanı Metin Özstosun da katılma talebinde bulundu. Karar duruşmasında işçileri temsilen farklı baro mensubu avukatlar, baro başkanları, TBB Başkanı olmak üzere toplamda 50'den fazla avukat müşteki vekili yerini aldı. Mahkeme baroların katılma talebini reddetti.

 

Patronlar Kendilerini Aklamaya Çalıştı

Duruşmada sanıkların olası kasttan ek savunmaları alındı. Sanık Aslı Bozkurt, "Bu dosyanın bilirkişisi burada çalışan işçilerdir" dedi. Patron Yaşar Coşkun, savunmasına "Bu son duruşma ve bizi kimse susturamadı, kimse de susturamayacak" diyerek başladı. Besmele çekerek sözlerine devam eden Coşkun, işçinin hakkını savundukları iddiasıyla kendini aklamaya çalıştı. Mahkemede sistem tartışması yapıldığını söyleyen Coşkun, "Sistemi düzeltme görevi meclisin görevidir. Mahkemelerin görevi değildir. Burada sistem tartışması yapıyorlar. Ben ne kadar konuşursam konuşayım davanın başından beri sizden bir ümidim yok. Ama umudumu hiç kaybetmedim" dedi.

 

Sanık Avukatı Dayanışmadan Rahatsız Oldu

Coşkun'un avukatı Abdullah Tekneci de davayı takip eden milletvekillerinin heyeti ve Türkiye'yi baskı altına almaya çalıştığını iddia etti. İşçilerin zorla çalıştırılmadığını da söyleyen Tekneci, "Burada iktidar düşmanlığı yapılıyor. Ama HDP, TİP, EMEP, CHP buraya gelecek size baskı yapacak. Heyetin HDP'yle yol yürümesi bizi üzdü" dedi.

Sanık avukatı Tekneci'nin müşteki avukatlarına yönelik el hareketleri ve "konuşma" diyerek ukala davranışları üzerine salonda gerginlik yaşandı. Savunmaların ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.

 

Patronlara Ceza

Mahkeme heyeti Aslı Bozkurt, Asiye Angın, Erşan Özkürt, Ahmet Çağırıcı'ya 6 yıl 8 ay, Hasan Ali Velioğlu 12 yıl 6 ay, Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun'a ise "bilinçli taksir" yönünden 16 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

 

"Bu Yargılama İnsanların Dişleri Tırnaklarıyla Bu Aşamaya Geldi"

Mahkeme sonrasında açıklama yapan Avukat Can Atalay, “Bu dosya, bu yargılama, bu insanların dişleriyle ve tırnaklarıyla geldi. Tehdite boyun eğmediler, para teklifine tamah etmediler, direndiler. Ama biz daha yeni başladık” dedi. Sözlerine şunları ekledi:

“Burada, bizim çevremizde fır dönen polis hırsızın, uğursuzun, katilin peşinde fır dönecek. Bu feryada kulak verin! İşçi canı en ucuz maliyet kalemi olarak sürdürülemez. Burada insanlar cenazelerini defnedememişler, bize diyorlar ki ‘bilinçli taksir’, ‘olur böyle şeyler’. Biz bu işi bırakmayız, bu insanlar bu işi bırakmazlar. Ama tekrar aynı soruyu orta yere koyalım, bu memleket böyle devam eder mi?”

 

“Devletin Bütün Kurumlarının Yardımıyla Oğlumu Katlettiler"”

Adliye önünde söz alan işçi yakını Muammer Yılmaz ise, “O çocuğun kanını bunlara yedirmeyeceğim, o çocuğun kanı üzerine kimse bina yapmayacak. Sakarya Emniyet Müdürü’ne sesleniyorum, bu fabrikada kaçak barut üretiliyor, denetlemeler bunlara haber veriliyor. Bu denetlemeler nasıl haber veriliyor? Nasıl rahat ediyorsun?.” dedi.

Yılmaz, “54 yaşında bir adamım, 5 kişilik bir ailem vardı sağolsun devletin bütün kurumlarının yardım ve yataklığıyla oğlunu katlettiler. Ailemi 4 kişiye indirdiler.” dedi. Kendisine sürekli "Seni ifşa edeceğiz denildiğini ifade eden Yılmaz "Beni ifşa edeceklermiş, Ben ifşa ediyorum dedi."