Sağlık emekçileri, TTB'nin aldığı grev kararıyla çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle tüm illerde iş bıraktı. Bir günlük "Beyaz G(ö)rev"de işyerleri önünde ve merkezi noktalarda kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi.

Türk Tabipler Birliğinin ve diğer sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin maddelerin Meclis’te geri çekilmesi üzerine "Oyalama Değil Hakkımızı İstiyoruz" diyerek eylem süreci yürümüştü. Sağlık emekçileri bugün ise ülke çapında bir günlük "Beyaz G(ö)rev"deydi.

 

ANKARA

Ankara Tabip Odası, Ankara Aile Hekimleri Derneği (ANKAHED) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi bir grup sağlık çalışanı, TTB'nin aldığı 1 günlük grev kararı sonrası Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde bir araya geldi. 'Haklarımız olanı alana kadar mücadeleye devam' yazılı pankart açan grup, 'Emek bizim söz bizim' sloganı atarak, çalışma şartlarının iyileştirilmesini istedi.

 

"Bizler De Artık Geçinemiyoruz"

Yaklaşık 300 kişilik grup adına açıklama yapan Ankara Tabip Odası Asistan Hekim Komisyonu Üyesi Dr. Volkan Tümer, pandemi ile birlikte sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının daha da kötüleştiğini belirterek, "Derinleşen ekonomik krizle birlikte ekonomik haklarda ciddi kayıplar yaşanmakta ve iktidar sağlık hizmetlerini üreten hekimlerin ve sağlık çalışanlarının haklarını görmezden gelmekte, tercihini sermayeden yana kullanmaktadır. Tüm toplumsal kesimler gibi bizler de artık geçinemiyoruz. Bugün de sesimize kulak asmayan, taleplerimizi görmezden gelenlere karşı bir kez daha uyarı grevindeyiz" dedi.

ATO Genç Asistan hekimler ve öğrenciler söz alarak yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirdi.

Hacettepe Tıp fakültesi 6. Sınıf öğrencisi, TTB-TÖK üyesi Mustafa Güngör Albayrak, geçinemeyenlerin diyarı Türkiye’den tüm dünyayı selamladıklarını söyledi.

 

"Hekimlikte Garanti Meslek Günlerinden Ekonomik Ve Psikolojik Çıkmaz Günlerine Geldik"

2022 yılının 2. Ayına girdiğimiz günlerde, pandeminin, hayat pahalılığının, güvencesizliğin, geleceksizliğin çevrelediği ağır bir süreci yaşıdıklarını vurgulayan Albayrak, "Tıp oku garanti meslek” günlerinden gelinen noktada tıp okuyan bir gencin mesleğine dair hiçbir isteği, kaygısı kalmayacak şekilde psikolojik ve ekonomik bir çıkmaza itildiğini ifade etti. Tıp öğrencilerinin birçok sorunu olduğun, diğer öğrencilerle ortaklaşan sorunları bulunduğunu ve gelecek kaygısı, hayat pahalılığının tüm öğrenciler için büyük bir sorun haline geldiğini söyledi.

 

"Hekimliği Daha Güzel Koşullarda Yeşertebilmek İçin Mücadele Etmeliyiz"

Ankara’da ortalama bir ev kirası 1800-2000 tl, yurt ücretleri 1500-2000 tl’den başlıyor, Bir steteskop 1700 tl, notlarımız için ayda verdiğimiz para en az 200 tl, Hacettepe yemekhanesinde bir yemek 4,25 tl, dışarıda bir yemek 40 tl ancak kyk kredisi 2022 yılı itibariyle 850 tl. Dil kursları tıp öğrencileri ile doldu, TUS sınavına başvurular azaldı. 2022’nin ilk ayında ülkesinde gelecek göremeyen 197 genç hekim şansını başka coğrafyalarda aramak üzere adım attı. Kurtuluşu bireysel değil, kollektif aramalı, bu topraklarda iyi hekimliği daha güzel koşullarda yeşertebilmek için mücadele etmeliyiz.

 

"İntörn Hekimler Ucuz Emek Gücü Olarak Görülüyor"

Açıklamada konuşan bir bir intörn hekim ise intörn hekimlerin Şubat ayı itibariyle 1098 tl maaş alacaklarnı aktararak, "Biz TÖK olarak bunun en az asgari ücret kadar olacak şekilde ‘’güncellenmesini’’ istiyoruz. UTEAK çerçevesinde belirlenen sorumluluk tanımı dışında, hastanedeki personel açığını gidermek üzere ucuz emek gücü olarak kullanılıyoruz. Sigorta kapsamımız çok dar, bunlar dışındaki çalışma koşulları da gerçekten zorlayıcı. Bazı hastanelerde intörn ve stajyer hekimlere yemek dahi verilmiyor, tüm stajer ve intörn hekimlere Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine uygun olacak şekilde yemekler verilmeli" dedi.

 

"Pandemide Eğitimlerimiz Aksadı Nitelik Problemi Arttı"

Stajyer hekimlerin Covid 19 pandemisi nedeniyle staj eğitimlerinin ciddi bir şekilde aksadığını ve Tıp eğitiminde nitelik probleminin pandemiyle beraber daha da görünür hale geldiği söyleyen İntörn Hekim "Küçük, havasız ortamlarda kalabalık oluşturacak şekilde eğitim alıyoruz. Covid olmamız durumunda çoğu durumda sorumluluk bizde, eğitimdeki aksamalar için yardımcı ve yedek planlar çoğu fakültede yetersiz, hatta öyle ki bazı fakültelerde Covid olmak stajlardan kalmanıza neden oluyor" dedi.

 

"Eğitimimize İlişy Kararlarda Söz Sahibi Olmak İstiyoruz"

Birkaç yıl sonra pratisyen hekimler olacaklarını hatırlatarak "Bizim için bazı stajlar oldukça kullanışsız. Ve belki de en önemlisi bizim eğitimimizle alakalı alınan hiçbir kararda bizim fikrimiz alınmıyor, bu süreçlerde söz hakkımız ne yazıkki yok. Akademinin özneleri olan bizlere kendi eğitimimizle alakalı alınan kararlarda söz sahibi olabileceğimiz alanlar yaratılmasını istiyoruz.

intörn Hekim yaşadıkları problemleri ise "Preklinik eğitimdeki nitelik problemi de pandemi ile beraber daha da görünür hale geldi. Tıp eğitiminin belki de teknolojiyle en çok içli dışlı olan kısmı preklinik eğitim, Türkiye’de tıp eğitiminde teknolojik dönüşüm ne yazık ki gerçekleşmedi.. eğitim materyallerimize tabletler, bilgisayarlar üzerinden erişiyoruz, ancak ekonomik kriz nedeniyle tablet-bilgisayar fiyatları ateş pahası" diyerek aktap.

 

"Tıp Öğrencileri Olarak 10 Acil Talebimiz Var"

Tıp öğrencilerinin 10 acil talebi bulunduğunu söyleyen İntörn Hekim taleplerini şöyle sıraladı:

Nitelikli eğitim şartlarında, adil bir iş dağılımının olduğu, eğitim ve özlük haklarımızın temin edildiği, şiddete göz yumulmayan bir eğitim ve çalışma hayatı; özgür, özerk, demokratik üniversiteler ve tıp eğitimi istiyoruz.

Bizler kendi eğitim hayatımız hakkında kendimiz söz sahibi olmak istiyoruz.

İntörn hekimler ucuz emek gücü değildir. Emeğimizin karşılığını istiyoruz.

En az asgari ücret talep ediyor, sigorta kapsamlarımızın genişletilmesini istiyoruz.

İntörnlerin görevleri anabilim dallarının iki dudağı arasına bırakılmamalı, eğitim kapsamı dışında kalan işler intörn hekimlerin sırtına yüklenmemeli. İntörn hekimlerin görev ve sorumlulukları ülke genelinde standardize edilmeli, her fakülte intörn yönetmeliği oluşturulmasını/revize edilmesini istiyoruz.

Her üniversite öğrencisine insanca yaşayabileceği düzeyde, karşılıksız burs verilmesini istiyoruz.

Barınma sorunumuz gün geçtikçe büyüyor. Yurt kapasitelerinin ve niteliğinin aciliyetle iyileştirilmesini istiyoruz.

Mobbinge/şiddete maruz kalan stajyer ve intörn hekimler için destek birimleri kurulmasını, fakültelerimizde kadına yönelik şiddete karşı Cinsel Tacizi Önleme Birimleri kurulmasını istiyoruz.

TTB’nin yıllardır önerdiği “Sağlıkta Şiddet Yasası”nın bir an önce çıkarılmasını, sağlıkta şiddetin sonra ermesini istiyoruz.

Hekimlerin güvenceli, insanca yaşayabilecekleri ücretlere, emekliliklerine de yansıyacak tek ödeme sistemiyle çalışmasını istiyoruz.

Güvenlik soruşturmaları ile geciken atamalarla sağlık çalışanlarının anayasal hakları ve halkın sağlık hakkının engellenmemesini istiyoruz.

 

İSTANBUL

Sağlık emekçileri İstanbul'da ise işyerleri önünde açıklamalar yaptı. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünden gerçekleştirdikleri kitlesel açıklamayla iktidarı daha uyardı. Milletvekillerinin de katıldığı eyleme siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri de destek verdi. “Oyalama Değil, Hakkımız Olanı İstiyoruz, Haklarımız İçin Grevdeyiz” yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı eylemde, soğuk ve yağmurlu havaya rağmen sağlık emekçileri sloganlar eşliğinde Temel Tıp Bölümü önünden ana kapıya yürüdü.

 

"Sadaka Değil Hakkımızı İstiyoruz"

Sık sık, “Sadaka Değil Hakkımızı İstiyoruz”, “ Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP halka Hesap Verecek” "Direne Direne Kazanacağız" sloganlarının atıldığı eylemde, konuşan SES Şube Eşbaşkanı Fadime Kavak tarafından yapıldı. Kavak, "Biz sağlık vv bu soğukta neden buradayız? Artık bıçak kemiğe dayandı, diyoruz. Bizleri dinlemezseniz bu sistemin altında kalırız. Bundan hepimiz kaybederiz. Öncelikle ekonomik koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz. Kaliteli sağlık hizmeti vermek istiyoruz" dedi.

 

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Osman Ķüçükosmanoğlu ise sağlık emekçilerine kulak verilmesini isteyerek, "Aralık ayında kameralar karşısında 'söyledin mi söylemedin mi?' dediler. Bu yasa tasarısı bütün partilerin oylarıyla geçti, sonra 'bu tasarıyı çekip daha iyisini getireceğiz' dediler. Özlük haklarımızın iyileştirilmesini istiyoruz, insanca yaşayacak bir gelir istiyoruz” diyerek taleplerini yineledi.

 

"Üretimden Gelen Gücümüz Sonuç Verecek"

Sağlık kurumlarından temsilciler de teker teker söz ao, sağlık piyasasında yaşanan zorluklara değindi.

Eylemde, TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı bir konuşma yaptı. Fincancı, “Emeğimiz değersizleştirdiği, emeklerimize yabancılaştırıldığımız için ve ne yazık ki artık bu mesleği sürdürmek konusunda kuşkuları olan meslektaşlarımız için daha iyi bir sağlık sistemi ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret, emekliliklerinde rahatça yaşayabilecekleri bir çalışma ortamı için mücadele ediyoruz” dedi.

Bu mücadeledenin sağlık emekçileri gibi tüm toplumu da ilgilendirdiğinin altını çizen Fincancı, tükenmiş hekimler ve emekçilerle sağlığın olanaksız kılındığını kaydetti. Fincancı, “Birlikte üretiyoruz ve birlikte üretmekten gelen gücümüzü kullanmaktan da çekinmiyoruz. Üretimden gelen gücümüzle haklarımızı alacağımız günler yakın. Yeter ki yan yana durarak mücadele edelim” diye konuştu.

 

Sağlık Emekçilerinin Talepleri

Sağlık emekçileri adına açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip ise talepleri şöyle sıraladı:

"Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi,

Kamuya ait binalarda, kamu çalışanlarından oluşan eksiksiz bir ekiple koruyucu hekimliği önceleyen birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, aile hekimliği ceza yönetmeliğinin iptal edilmesi,

Sağlıktaki personel sayısının kadrolu güvenceli istihdam ile gelişmiş ülkeler ortalamasına çıkarılması,

Asistan hekimler başta olmak üzere uzun süreli ve angarya çalışmanın kaldırılması, fazla mesainin ücretlendirilmesi,

Emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin tüm sağlık emekçilerine uygulanması; üstüne eğitim durumu, hizmet yılı, mesleki risk gibi faktörler ile ücret skalasının belirlenmesi, emekli maaşlarının arttırılması,

Sağlık hizmetlerinde katkı katılım payı, reçete ücreti vb adlarla alınan ücretlerin iptal edilmesi, koruyucu hekimliği ilk bariyeri olan hayvan sağlığı hizmetlerinde üreticilerden alınan tüm ücretlerin devlet tarafından ödenmesi,

COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması,

Etkin bir yasa ile ’sağlıkta şiddet’in önlenmesi Veteriner hekimlerin de sağlıkta şiddet yasasına dahil edilmesi, işyerlerinde güvenli çalışma koşullarının sağlanması,

Liyakatsiz atamalar, soruşturmalar, mobbing, güvenlik soruşturmaları, KHK’ler ile dayatılan antidemokratik uygulamaların derhal bitirilmesi,

Özel sağlık kuruluşlarında ciro baskısına, taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalışmaya son verilmesidir.”

 

"Çam Sakura Hastanesi'nde Polis Saldırısı"

Çam Sakura Şehir Hastanesinde sağlık emekçileri, ücretlerinin ve özlük haklarının iyileştirilmesi talebiyle iş bıraktı. Sağlık emekçileri polis müdahalesiyle hastane dışına çıkartıldı.

Hastane girişinde yapılan basın açıklamasında, hasta ve hasta yakınlarına seslenilerek “Sizler bizim için değerlisiniz, biz sizin sağlığınız için varız. Sizlerden de bu kadar kötü koşullarda çalışan hekim ve sağlık emekçilerinin hak arayışı karşısında anlayışlı olmanızı, hekimlere sağlık çalışanlarına sahip çıkmanızı istiyoruz. Bu sağlıkta dönüşüm sistemini biz getirmedik, bu devasa hastaneler içinde ay sonunu getiremeyen, tükenmiş, depresyonda birçok sağlık emekçisi var. Biz bunun sorumlusu değiliz, şikayetiniz varsa sisteme şikayetinizi bildirin” denildi.

Açıklamada “Buradan tüm sağlık emekçilerinin birlikte mücadele etmesini istiyoruz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz, mutlaka kazanacağız” sözleri dile getirildi.

 

KOCAELİ

Kocaeli Tabip Odası, Kocaeli Diş Hekimleri Odası, SES Kocaeli Şubesi temsilcilerinin ve çok sayıda sağlık çalışanının katıldığı açıklamada, Kocaeli Tabip Odası Genel Sekreteri Mehtap Yılmaz konuşma yaptı.

Yılmaz, “Bugün işyeri hekimlerinin iş ve gelir güvencesi, mesleki bağımsızlığının güvence altına alınmalıdır demek için buradayız. Son 10 yılda yurt dışına göç eden hekim sayısı 24 kat arttı. MHRS sistemlerinde hastalar aylarca sıra bulamıyor; acil başvuru sayılarımız olağan dışı durumlar yaşayan bir ülkede görülebilecek oranlarda; hekimlere/hastalara dayatılan 5 dakikada bir muayene bu sorunu çözmez. OECD ülkeleri arasında 2020 yılında Türkiye hasta başına düşen hekim sayısında 37 ülke içinde 34. sıradayken KHK, arşiv taraması gibi bahanelerle genç hekimler halen atanmıyor demek için buradayız” dedi.

 

VAN

Polis Saldırısı Ve Gözaltı

Van’da açıklama yapmak isteyen sağlık emekçileri, polis saldırısında gözaltına alındı.

Van-Hakkari Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şubesi, özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla yapacakları greve ilişkin Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapmak istediği açıklama, polislerce engellendi. Valilik yasağını gerekçe gösteren polis, açıklama yapmak isteyen sağlık emekçilerini ablukaya aldı. Van Hakkari-Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, polisin tutumuna tepki göstererek, “Türkiye’nin her ilinde yapılan bir açıklama var. Her ilde yasak değil de burada mı yasak? Valiliğin 2 bin gündür kentteki etkinlikleri keyfi şekilde yasağı var. Bizleri keyfi olarak suçlu ilan ediyorsunuz. Eğer bu açıklama suç ise suç işliyoruz” dedi.

 

10 Kişi Gözaltına Alındı

Bunun üzerine sağlık emekçileri ile polisler arasında yaşanan tartışmanın ardından Van-Hakkari Tabipler Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, TTB Genel Sekreteri Ayfer Horasan, SES Van Şubesi Eşbaşkanı Figen Çolakoğlu’nun da aralarında olduğu en az 10 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan sağlık emekçileri İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.