< "Tüm Kamu Emekçileri 'Artık Yeter' Demeli"

İzmir'de Birleşik Taşımacılık Emekçileri Sendikası üyeleri sürgünlere ve demiyollarının özelleştirilmesine karşı 53. oturma eylemini Alsancak Garı önünde gerçekleştirdi.

Sürgükkere ve demiryollarının özelleştirilmesine karşı Birleşik Taşımacılık Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi üyelerinin Alsancak Garı önünde yaptıkları oturma eylemi devam ediyor. BTS üyesi demiyolu emekçileri bu hafta 53. otumra eylemini gerçekleştirdi. Eylemde basın açıklamasını BTS İzmir Şube Hukuk Sekreteri Necat Sezginer okudu.

 

"BTS Susturulması Gereken Kurum Olarak Görülüyor"

"Bizler bugüne kadar; demiryollarının geliştirilmesi amacıyla; açıklamalar yapıp raporlar yayınladık, onlarca kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin yaralandığı tren kazaları bir daha yaşanmasın diyerek bu kazaların gerçek nedenlerini açığa çıkarmaya çalıştık. Kurum taşınmazlarının haraç mezat satılmasına, yap işlet devret yöntemiyle yapılan işlere karşı çıkarak her türlü hukuksuzluğa karşı fiili ve meşru mücadelemizi verdik" diyerek mücadele sürecini aktaran Sezginer, bu nedenlede BTS'nin gerek siyasi iktidar gerekse de TCDD ve Taşımacılık A.Ş. yöneticileri tarafından susturulması gereken bir kurum olarak görüldüğünü vurguladı.

Halkın açlığa sefalete mahkum edilerek, ekonomik bunalıma sürüklenmesinin, ve fahiş oranda artan fiyatların kamu kurumlarının özelleştirilmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Sezginer, elektrik,doğal gaz ve suyun dahi özelleştirilmiş olduğunu söyledi.İ

zmir halkı için de TCDD’nin özelleşmesi halinde seyahat eden yoksul halkın ulaşım aracı olan trene binmenin de artık lüks olacağına ve bilet fiyatlarının fahiş oranlarda artacağına dikkat çeken Sezginer," Şu anda aynı zamanda kamu hizmeti gören trenler, maliyet gerekçe gösterilerek bir çok hatta seferden kaldırılacak. Aynı hataya düşmemek için, TCDD’nin patronların değil halkın malı olarak kalması için TCDD’nin özelleşmesine hep birlikte dur demek zorundayız" dedi.

 

"Yeterli Bakım Denetim Ve Personel Olmadığı İçin Kazalar Yaşanıyor"

Geçtiğimiz hafta 9 Aralık 2021 tarihli İzmir mavi Treni Balıkesir'den hareket ettikten sonra koşum takımının kopması sonucu iki yolcu vagonu hareket halinde iken birbirinden koparak ayrıldığını hatırlatan Senginer, "Olay yine ucuz atlatılmıştır. Her defasında dile getiriyoruz. Yeterli denetim ve bakım yok. Çünkü yeterli personel yok. Malzeme yorgun. Her birimde her nöbette açık var. Bunları her zaman kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz" dedi.

 

"Mücadelemizle Sürgünler Dönüyor Davaları Kazanıyoruz"

"Siz gideceksiniz biz kalacağız" diyerek başladıkları mücadelenin olumlu sonuçlarını da almakta olduklarını aktaran Sezginer, "Geçtiğimiz hafta yine güzel bir haber aldık. Van Kapıköy’e İran sınırına sürgüne gönderilen Basmane temsilcimiz Serdar ÜRUN için sendikamız tarafından açılan dava kazanılmıştır. Bu davaları kazanacağımızı bilerek bizleri sürgüne gönderdiler. Çünkü amaç baskı ve yıldırmaydı. Yapılmak istenen açık ve netti! Sendikamızın siyasi iktidarı ve kurumu rahatsız eden gerçekleri toplumla paylaşmasını sindiremeyenler sendikamızı sindirmeye çalıştı. Fakat BTS tarihi mücadele tarihidir. Sürgünler baskılar haklı olan bizleri yıldıramaz. Nerde Haksız Hukuksuz Uygulama varsa karşılarında duracağız. Emeği ve Emekçiyi savunmaya devam edeceğiz" dedi.

TCDD'deki usulsüzlüklere de değinen Sezginer, usulsüz şekilde alınan 12 yandaş avukat ve yaptıkları usulsüz işler için yüzbinlerce liranın ödendiğini söyledi.

 

Düşük Ücretler, İşsizlik Yoksulluk Hayatların Sönmesine Neden Oluyor"

Asgari ücretli, emekli, kamu emekçisi ve dar gelirli olan tüm kesimlerin günden güne hızla eriyen ücretleriyle, satın alma güçlerindeki ağır kayıplarla gündelik yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Sezginer,. İşsizlik, geçim derdi ve düşük ücretlerin artık hayatların sönmesine, ailelerin dağılmasına, çocukların çalışmak zorunda kalmasına neden olduğunu vurguladı. Siyasi iktidarın ise bu tabloya karşı gözlerini yummuş ve kulaklarını tıkamış şekilde, görmek istediği hülyaya, duymak istediği nidaya kendisini kaptırmış gitmekte olduğunu söyledi.

 

"Tüm Kamu Emekçileri 'Artık Yeter' Demeli"

Kamu emekçilerine ve emeklilere seslenen Sezginer "Biz bu gidişe dur demediğimiz sürece, sahici ve samimi bir şekilde yan yana gelip el ele vermediğimiz sürece, kapalı kapılar ardında rakamlarla oynadıkları gibi hayatlarımızla oynamaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla sendikalı ya da sendikasız, tüm kamu emekçileri 'Artık Yeter' demeli ve bu gidişe bir son vermelidir" diyerek birlikte mücadele çağrısında bulundu.

 Gençlerin eğitim yurt ve barınma sorunlarına, tarikat yurtlarına gitmek zorunda kalmalarına ve öğrencilerin intiharlarına da değinen Sezginer, gençlerin verdiği mücadeleye desteklerini ifade etti.

 

"Karanlığa Teslim Olmayacağız!"

Sezginer sözlerini "Kamu emekçileri olarak özelleştirmelere, sürgünlere baskılara teslim olmayacağız. İnsanca onurlu bir yaşam için, laik demokratik bir yaşam ve çalışma talebi için Karanlığa Teslim Olmayacağız" diyerek tamamladı.