DİSK Yönetim Kurulu, Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nde yspılan basın toplantısında asgari ücret ve ücretlerin iyileştirmesine ilişkin taleplerini açıkladı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu, Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında 2022 yılı için asgari ücret ve ücret iyileştirme taleplerini açıkladı.
DİSK'in Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısından önce yapılan açıklamada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dört kişilik bir ailenin asgari geçim şartlarını belirleyen yoksulluk sınırının Kasım 2021 itibarıyla 10 bin 200 TL’yi aştığını, bu rakamın Aralık 2021 ve 2022 yılında daha da yükseleceğine belirtti. Bu koşullar altında asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısından az olmaması gerektiğini düşündüklerini söyleyen Çerkezoğlu, “Yoksulluk sınırı, gıda fiyatları artışı ve ekonomik büyüme dikkate alındığında 2022 yılında asgari ücret en az net 5 bin 200 TL olmalı” dedi.
“En Düşük Emekli Aylığı Asgari Ücret Kadar Olmalı”
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Kanun’dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı olmadığını hatırlatan Çerkezoğlu, günümüzde emekli aylıklarının Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanan farkla bin 500 TL’ye tamamlandığını belirterek emekli aylıklarında alt sınırın asgari ücret kadar olması gerektiğini söyledi. Ücretlerin asgari ücret kadar kısmı için bin TL tutarında vergi ve pirim indirimi sağlanması gerektiğini ve bu desteğin Hazine tarafından karşılanması gerektiğini belirten Çerkezoğlu, “Böylece bütün çalışanların ücretlerinde bin TL iyileştirme mümkün olacaktır” dedi.
"Asgari Ücret Komisyonunda Yer Almaması Eksikliktir"
DİSK’in, asgari ücretin saptandığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer almadığına işaret eden Çerkezoğlu, bunu bir eksiklik olarak gördüklerini fakat asgari ücretin sadece masa başında belirlenmeyeceğini söyledi.
Sendikaların ortak tutumunun önemli olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, “Geçmiş yıllarda DİSK, Türk İş ve Hak İş tarafından açıklanan asgari ücrete ilişkin politikaların arkasında olduğumuzu bir kez daha açıklıyor ve bu yıl da benzer bir ortak tutumun son derece yararlı olacağını düşünüyoruz” dedi. Çerkezoğlu, önümüzdeki günlerde asgari ücrete ilişkin kapsamlı bir araştırma yayınlayacaklarını söyledi.
“Asgari Ücret Ortalama Ücret Haline Geldi”
Türkiye’de asgari ücretin ücret alt sınırı olmaktan çıktığını ve son yıllarda giderek ortalama ücret haline gelmeye başladığını söyleyen Çerkezoğlu, Avrupa ülkeleri içinde asgari ücretle çalışanların oranının en yüksek Türkiye’de olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin asgari ücretliler toplumu haline gelmesinin temel sebebinin sendikalaşma sorunu olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “AKP hükümetleri asgari ücretteki artış oranlarını memur maaşlarına, emekli aylıklarına ve kamu işçisinin ücretlerine yansıtmaktan kaçınmaktadır. Tüm bunların sonucunda Türkiye, giderek bir asgari ücretliler toplumu haline gelmektedir. Bugün asgari ücret dediğimizde sınırlı bir işçi kesiminin değil, milyonların ücretini konuşuyoruz. Asgari ücret memleket ücreti haline gelmiştir” dedi.
“Güçlü Bir Toplumsal Talep Var”
Ekonomik kriz ve salgın sebebiyle alım gücünün düştüğünü hatırlatan Çerkezoğlu, “Bugün Türkiye’de geçinebilmek emekçilerin en temel sorundur. Asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir düzeye yükseltilmesi için güçlü bir toplumsal talep var” dedi.
"Yoksulluk Sınırı Ve Asgari Ücret Arasında Uçurum Var"
Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğuna dikkat çeken Çerkezoğlu, “10 bin TL’yi aşan yoksulluk sınırı ile asgari ücret arasında ise büyük bir uçurum vardır. TL’nin hızla değer kaybetmesi nedeniyle asgari ücret dolar cinsinden son 15 yılın en düşük düzeyine gerilemiştir. Böylece Türkiye işgücü maliyeti açısından tekrar bir ‘ucuz emek cenneti’ haline gelmiştir” dedi.
Çerkezoğlu, DİSK’in talepleri şöyle sıraladı:
“*Asgari ücret ülkemizde en düşük ücret değil, ortalama ücret haline gelmiştir. Asgari ücret tespitinde bu gerçek dikkate alınmalı.
*Asgari ücret sadece işçinin kendisinin değil ailesinin de geçim şartları dikkate alınarak adil bir düzeyde saptanmalı.
*Asgari ücret baskılanmış ve güdümlü resmi enflasyona göre değil geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalı. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına ekonomik büyüme asgari ücret artışında esas alınmalı.
*Asgari ücret net ödenmeli. Ücretlerin asgari ücret kadar kısmından vergi alınmamalı ve asgari ücretliye bütçeden sosyal güvenlik pirim desteği sağlanmalı.
*Asgari ücret sonrası ücretlere uygulanacak vergi dilimi yüzde 10 olmalı. Vergi dilimlerine uygulanacak tarife enflasyon, ekonomik büyüme ve yeniden değerleme oranları dikkate alınarak saptanmalı.
*Asgari ücret artışında yoksulluk sınırı bir kriter olarak dikkate alınmalı ve hanede iki çalışan olması varsayımından hareketle asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı civarında olmalı.
*Asgari ücret saptanırken bütün ücretlerde iyileşme sağlayacak vergi ve pirim desteği sağlanmalı.
*En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyinde olmalı.
*Diğer emek gelirlerindeki artışlar (ücretler, maaşlar, yevmiyeler ve emekli aylık ve gelirleri) asgari ücret artışının altında kalmamalı.
*Yasada yer alan teşmil mekanizması (toplu iş sözleşmelerinin sendikasız işyerlerine ve işçilere genişletilmesi) etkin biçimde uygulanmalı.
*Sendikalaşma ve toplu pazarlık önündeki engeller kaldırılmalı ve böylece Türkiye bir asgari ücretliler toplumu olmaktan çıkarılmalı.