İstanbul Esenyurt'ta 2012 yılında MarmaraPark AVM inşaatında, işçilerin kaldığı çadırın yanması sonucu 11 işçinin iş cinayetinde yaşamını yitirmesine ilişkin dava bugün Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 15 tutuksuz sanığın yargılandığı davada karar verildi. Mahkeme Kaldem İnşaat'ın üç ortağı hakkında 14'er yıl hapis cezası olmak üzere tüm sorumlu sanıklar hakkında hapis cezasına hükmetti.
İstanbul'un Esenyurt ilçesinde 2012 yılında Marmara Park adlı AVM'nin inşaat şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davada karar çıktı.
Mahkeme heyeti Kaldem İnşaat'ın hissedarı Mehmet Altun, şirketin ortakları Abdullah Altun ile Kadir Altun'un 'Birden fazla kişiyi bilinçli taksirle öldürme' suçundan ayrı ayrı 14 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verirken elektrik teknikeri Şaban Bakırcı'nın da aynı suçtan 9 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.
Diğer 8 sanıkta aynı suçtan hapis cezasına çarptırıldı.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya yangında hayatını kaybeden işçilerin yakınları tutuksuz sanıklar Kadir Altun ve Cem Yıllar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada karar öncesi son sözleri sorulan sanıklar Kadir Altun ve Cem Yıllar kendilerinin neticede bir işçi olduklarını söyleyerek beraatlerini istedi.
Mahkeme heyeti sanıklar Ömer Faruk Gülmez, Cem Birol Meral ve Vehbi Ergin Öztürk'ün kast veya taksir düzeyinde kusurları bulunmadığından beraatine, Kaldem inşaatın hissedarı Mehmet Altun, şirketin ortakları Abdullah Altun ile Kadir Altun'un 'Birden fazla kişiyi bilinçli taksirle öldürme' suçundan ayrı ayrı 14 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Elektrik teknikeri Şaban Bakırcı'nın da aynı suçtan 9 yıl 4 ay hapsine karar veren heyet sanıklar Cem Yıllar ve Nuri Şener Tığlı'nın da aynı suçtan 7 yıl hapis ile cezalandırılmasına hükmetti.
Diğer sanıklar Hikmet Tezcan, Hakan Mintaş, Yalçın Arıcı, Ahmet Selahattin Şakarcan, Çoşkun Yılmaz, Orhun Kartal da aynı suçtan ayrı ayrı 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Duruşma sonrası yapılan açıklamada konuşan Avukat Gökhan Küçük, "Esenyurt çadır yangınının 9 buçuk yılının sonunda Yargıtay'ın bozma ilamından sonra dosyamızda tekrar karar çıktı. Bizler için ve Türkiye açısından işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığı noktasında nelerle karşılaşılacağını görmemiz açısından umut verici bir karar. Verilen bu karar sadece bizim için değil, Türkiye'de iş kazalarının, iş cinayetlerinin ya da işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uyulmadığı noktada nelerle karşılaşılacağına güzel bir örnek oldu. " dedi. Çıkan yangında oğlunu kaybeden Ayşe Kıyak ve ağabeyini kaybeden Sebahattin Yağal da karardan memnun olduklarını dile getirdi.
Esenyurt'taki bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davada Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 sanığın beraatine karar vermişti.
Mahkeme, sanıklar Kaldem İnşaat'ın ortakları Mehmet Altun, Abdullah Altun, Kadir Altun ve elektrik teknikeri Şaban Bakırcı'nın "1. derece asli kusurlu olarak taksirle 11 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan ayrı ayrı 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti. Ayrıca Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Cem Yıllar ve Ömer Faruk Gülmez'in “1. derece tali kusurlu olarak taksirle 11 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 6 yıl, Hikmet Tezcan'ın ise aynı suçtan 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi bu kararı cezalar yönünden bozarken, beraatler yönünden onamıştı.
Dava dosyasının yeniden Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelmesinin ardından, Kayı İnşaat yetkilileri Vehbi Engin Öztürk, Ahmet Selahattin Şakarca, Çoşkun Yılmaz ve Orhun Kartal ile Miratek İş Güvenliği Uzmanı Nuri Şener Tığlı, Miratek Danışmanlık yetkilisi Hakan Mintaş ve Mirak İş Getliştirme Uzmanı Cemal Birol Meral hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Dosya kapsamında 7 kişi hakkında “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan ek iddianame düzenlenmişti.
Kararı gazetemize değerlendiren ailelerin avukatlarından Av. Berrin Demir, ailelerin yaklaşık 10 yıllık bir mücadelesinin sonunda gecikmeli de olsa 11 işçinin iş cinayetinde yaşamını yitirmesine neden olan şirket yetkilileri ve sorumlulukları bulunanların 'Birden fazla kişiyi bilinçli taksirle öldürme' suçundan en yüksek cezayı almış olmalarının iş cinayetleri davaları açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Adalet Arayan İşçi Aileleri olarak yıllardır iş cinayeti davalarında tüm sorumluların yargılanması ve gereken cezayı alması yönünde zorlu bir mücadele verdiklerini hatırlatan Demir, davada ilk aşamada sadece Kaldem İnşaat'ın yetkililerinin ceza alması yönünde karar çıktığını, kararın Yargıtay tarafından bozulmasıyla yeniden görülen davanın Kaldem İnşaat yetkilileriyle birlikte en az onlar kadar sorumlu olan Kayı İnşaat yetkilileri, inşaat sahasında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini denetleme işini alan Miratek şirketi yetkilileri ve işçi sağlığı iş güvenliği uzmanlarının da aynı gerekçeyle suçlu olmaları nedeniyle en üst sınırdan ceza almalarının yerimde bir karar olduğunu belirtti. Kararda hükmün geriye bırakılması, indirime gidilmesine yer olmadığı yönünde kararın da önemli olduğuna değinen Demir, bu kararın yakınlarını yitiren aileler açısından da kıymetli olduğunu söyledi.
Demir "İş cinayeti davalarında tüm sorumluların yargılanması ve cezalandırılması konusunda ne yazık ki, bir çok davada adil bir yargılamanın yapılmadığına şahit olduk. Bir Davutpaşa davasında olduğu gibi. Bu cezasızlık hatta ödül denebilecek cezalar ise işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almakla yükümlü kişilerin bu konuda çok daha sorumsuzca ve rahat davranmasını getiriyor.
MarmaraPark iş cinayeti davasında tüm şirket yetkilileri işçi sağlığı iş güvenliği uzmanları ve sorumluluğu bulunanların üst sınırdan cezalandırılmaları açısından çok kıymetli ve bizler açısından iş cinayeti davalarında emsal bir karar oldu.
Ailelerle birlikte vermiş olduğumuz mücadelenin sonuç vermesi de bizlerin iş cinayetlerinin yaşanmaması için verdiğimiz mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi" dedi.