KHK ile ihraç edilen KESK üyesi emekçilerin Kadıköy ve Bakırköy’de sürdürdükleri oturma eylemleri 41. Haftasında. Bu hafta Kadıköy’deki kamu emekçilerinin eylemine İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyeleri de katılarak Kasım ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. Emekçilerle birlikte KHK’leri protesto etti.
OHAL’in ilanının ardından KHK ile işlerinden ihraç edilen KESK üyesi kamu emekçilerinin Kadıköy ve Bakırköy’deki oturma eylemleri 41. Haftasında.
KADIKÖY – Altıyol’da saat 14.00’de “KHK’ler Gidecek Biz Kalacağız”, “Haksız Hukuksuz İhraçlara Hayır! İşimizi Geri Alacağız” yazılı pankartlarını açarak Nuriye ve Semih’in fotoğraflarının bulunduğu açlık grevinin 269. Gününde olduğunu belirten döviz ile imza standının açıldığı eyleme bu hafta İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyeleri de katıldı. Her ay iş cinayetleri raporunu hazırlayan İSİGM Kasım ayı iş cinayetleri raporunu burada açıkladı.
KESK üyesi kamu emekçileri 14.00-16.00 arasında sık sık “KHK’lar gidecek biz kalacağız!”, İşimizi geri alacağız!”, “Nuriye Semih yalnız değildir!” sloganlarını atarak eylemini sürdürdü. KHK ile ihraç edilen eğitim emekçisi Sema Uçar, işleri ekmekleri, gelecekleri ve onurları için 41 haftadır eylemde olduklarını belirtti.
Çalışma hayatları boyunca KESK üyesi kamu emekçilerinin özlük, sendikal hakları için mücadelenin en önlerinde yer aldıklarını, hak gasplarına, çağdışı, bilimdışı, haksız uygulamalara, her türlü idari baskıya karşı kamu emekçilerinin sesi olduklarını belirtten Uçar, “Rant için değil, halk için belediyecilik dedik. Muktedirlerin zalimliğini değil, ezilenlerin haklarını savunduk, Öğretmen aydınlıktır, ışıktır dedik ve çocukların tarikat ve cemaatlerin karanlığında değil, bilimin aydınlığında eğitim görmesini savunduk. Özgürlük, adalet ve eşitlik dedik. İktidara yandaşlık yaparak bir yere gelmeye çalışmadık, muktedirlerin karşısında elpençe divan durmakdık, kamusal hizmetleri verirken güçlünün değil emekçilerin çıkarlarını savunduk” dedi.
İktidara göre şekil alan , koltuğu ve konumu için her türlü haksızlığa göz yuman, yandaş kapı kulu olmayı her zaman reddettiklerini, mesleki onur ve emekçi kimliklerini her şeyin üzerinde tuttuklarını belirten Uçar, tam 50 yıl önce “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen, boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir” dediklerini ve bu ilkeye hep bağlı kaldıklarını vurguladı.
KESK üyesi kamu emekçilerinin başlarını hep dik tutmaları, insanlığın evrensel değerlerini savunmaları, iktidara biat etmeyişinin birilerine dert olduğunu ve bu nedenler listeler hazırlayarak kamu emekçilerini ihraç ettiklerini ifade eden Uçar, “Haksız kararlarınıza, zulmünüze, iftiralarınıza boyun eğmeyeceğiz. Biz suç işlemedik, fakat sizler en alt düzey yöneticilerden, en üst yöneticilere kadar, keyfi ve haksız uygulamalarınızla on binlerce insanı haksız bir şekilde işten atarak suç işlediniz. İşyerlerinde keyfi ve haksız hukuksuz uygulamalara itiraz ettiğimiz için bizler hakkında iftiralarla dolu raporlar hazırlayıp KHK listelerine eklenmemize neden olan yöneticiler, müdürler suç işlemiştir. Bu yöneticiler aynı zamanda yaşanan tüm mağduriyetlerin ve 50’yi aşkın intiharların da sorumlusudurlar” dedi.
Haklarını sonuna kadar arayacaklarını, mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini, diz çökmeden, boyun eğmeden, itaat etmeden işlerine geri döneceklerini, güçlerini, verdikleri emeklerinden, haklılıklarından, insanlık tarihi boyunca zalimlere karşı verilen mücadele mirasından aldıklarını ifade eden Uçar “Korkmuyoruz, teslim olmuyoruz. Haksızlığa karşı adaleti, ayrımcılığa karşı eşitliği, karanlığa karşı aydınlığı, savaşa karşı barışı, sermayeye karşı emeği savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın da ihraç saldırısına karşı başlattıkları eylemi açlık grevine çevirdikleri ve bu nedenle tutuklandıklarını, Yüksel Caddesi’nde eylemi sürdüren emekçilerin her gün polisin saldırısıyla karşı karşıya olduğunu da hatırlatan Uçar, tüm saldırılara karşı kararlı bir mücadelenin sürdürülmekte olduğuna dikkat çekti.
Semih Özakça’nın ardından dün Nuriye Gülmen’in de özgürlüğüne kavuştuğunu, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın berat etmesine karşın Nuriye Gülmen’e ceza verilmesini ise iktidarın kendini aklama çabasından başka bir şey olmadığını belirten Uçar, bütün baskılara, saldırılara karşı mücadeleyi Nuriye ve Semih ile birlikte kamu emekçileri olarak sürdüreceklerini, işlerine geri dönmek için başlattıkları imza kampanyasının da devam ettiğini belirten Uçar, emek dostlarının desteğini beklediklerini belirtti.
BAKIRKÖY - Özgürlük Meydanı’nda da “İşimizi, Ekmeğimizi Geri Alacağız” yazılı pankart ve dövizlerini yere seren emekçiler 41. Kez oturma eylemlerine başladılar.
KHK ile ihraç edilen KESK üyesi emekçiler adına konuşan Dursun Doğan, 41 haftadır oturma eyleminin sürdüğünü belirterek “İşimiz aşımız, geleceğimiz için direnmeye devam ediyoruz” dedi.
İşçilere, emekçilere yönelik saldırıların OHAL gerekçesiyle katlanarak sürmekte olduğunu belirten Doğan, KHK ile ihraç edilen emekçilerin de mücadelesini işlerine dönünceye kadar sürdüreceğini ifada ederek “Direnmek bir haktır ve meşrudur, biz de direnme hakkımızı kullanıyoruz” dedi. İşlerini, ekmeklerini, geleceklerini iktidarın zulmüne teslim etmeyeceklerini, yolsuzlukları, hırsızlıkları, haksızlıkları teşhir etmeye ve emekçilerin haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtti.
OHAL KHK’leri ile yüzbinlerce emekçinin ihraç edildiğini belirten Doğan, gerici iktidarın suç üretmeye çalıştığını anlatarak dün Ankara’da Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın yargılandığı davaya dikkat çekti. Nuriye Gülmen’in tahliye edildiğini ancak örgüt üyeliğinden ceza verildiğini belirterek, cezaya tepki gösterdi.
Demokratik bir ülke, parasız, bilimsel, laik bir eğitim mücadelesi veren emekçiler olduklarını söyleyen Doğan, “Bu yüzden yargılanıyoruz ve bu yüzden işten atıldık” dedi.
Meydanların emekçilere ait olduğunu söyleyen Doğan, işlerine geri dönebilmek için, emekçilere yönelik saldırıların son bulması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Eylem arada sloganlar atılarak şiirler ve ezgiler söylenerek saat 16.00’dek sürdürüldü.