Kod 29 ile işten atılan Sinbo işçisi Dilbent Türker, mücadelesinin gününde kamuoyuna seslenerek, Fabrikalarda mobbing, baskı, taciz ve ağır sömürü varsa direnişte var diyen bir kadın işçi olarak haklı ve meşru taleplerimizin duyulmasını istiyorum" dedi.

Avcılar'da bulunan ve elektrikli ev aletleri üreten Sinbo fabrikasında sömürü, baskı ve tacizlere karşı Tüm Otomotiv Ve Metal İşçileri Sendikası'nda (TOMİS) örgütlenen ve Kod 29 ile işten atılan Dilbent Türker 230 gündür Sinbo fabitkası önünde mücadelesine devam ediyor. Daha önce de ücretsiz izin saldırısına karşı altı arkadaşıyla verdiği mücadeleyi kazanarak işbaşı yapmıştı. Sendika düşmanlığıyla bilinen ve bu kazanımı hazmedemeyen Sinbo patronu işçilere mobbing, baskı, taciz ve ağır koşullarda ucuza çalışmayı daha fazla dayatmaya başlamış ve buna sessiz kalmayan. Türker'i Kod 29 ile işten attı.

Dilbent Türker dün kamuoyuna yaptığı açıklamada Sinbo'da yaşanan sömürü baskı, koşullaeını ve mücadele sürecini aktararak kamuoyuna dayanışma çağrısında bulundu.

Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkını kullandığı için işten çıkarıldığını, Kod 29'a karşı Ankara'ya yaptığı yürüyüş sırasında 14 günde 11 kez gözaltına alındığını hatırlatan Türker, Sinbo fabrikasında ağırlıkla kadın işçilerin emeğinin sömürüldüğüne dikkate çekti.

 

"Anayasal Hakkımı Kullandığım İçin İşten Atıldım"

Açıklamada "Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası üyesi bir kadın işçiyim. Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkımı kullandığım için küçük ev aletleri üreten Sinbo patronunun yasadışı ve keyfi saldırıları ile karşı karşıya kaldım. Ben de pek çok kadın işçi gibi mobbing, baskı ve tacizle, ağır koşullarda, ucuza çalıştırılmaya son vermek için sendika üyesi oldum. Çünkü fabrikalarda biz kadın işçiler çok büyük sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunlara son vermek istedim" diyen Türker anayasal hakkını kullanarak sendikalı olduğu için işten atıldığını vurguladı.

 

"Patrona Geri Adım Attırdık Ardından Kod 29'la İşten Atıldım"

700 işçinin çalıştığı fabrikada sendika üyesi 6 işçiden biri olarak ücretsiz izine çıkartıldığını ve 31 gün boyunca 6 arkadaşımla birlikte fabrika önünde sürdürdüğü direnişle Sinbo patronuna geri adım attırdıklarını hatırlatan Türker, "Ancak direnişimizin başarısı ardından Sinbo patronu bu kez de tehdit ve baskı ile bizleri yıldırmaya çalıştı. Sendikadan istifa edilmeye zorlandım, tehdit edildim. En son da yalan ve iftira ile Kod 29’dan tazminatsız bir şekilde ahlaksızlıkla itham edilerek işten atıldım" dedi.

 

Sayısız Gözaltına İşkenceye Rağmen Kod 29'a Karşı Ankara Yürüyüşü

7 ayı aşkın bir süredir Avcılarda Sinbo fabrikasının önünde mücadele verirken pek çok saldırı ile karşı karşıya kaldığını, sayısız kez gözaltına alınıp, çıplak arama işkencesi ile karşılaştığını, darp edilip, işkence gördüğünü de hatırlatan Dilbent Türker Ankara’ya Çalışma Bakanlığına gerçekleştirdiği yürüyüş (Yürüyüş; KodAdı:29) ile kamuoyunu bu saldırı karşında taraf olmaya çağırdığını belirtti.

 

"Benim Gibi İşçi Kadınlar Ve Tüm İşçi Sınıfı İçin Direniyorum"

Yasadışı bir şekilde işten atılmış olmasına rağmen Sinbo patronuna herhangi bir yaptırım uygulanmazken Ankara’ya gerçekleştirmek istediği yürüyüşün keyfi yasaklarla engellendiğine ve 14 günde 11 kez gözaltına alındığını belirten Türker "Yasaların ve kanunların işçilerin değil patronlardan yana olduğunu gördüm. Bu saldırıların hiç biri karşısında yılmadım. Haklı ve meşru taleplerimi savunmaya devam ettim. Çünkü ben yalnızca kendim için değil başta benim gibi işçi kadınlar olmak üzere bütün işçi sınıfı için direniyorum" diye vurguladı.

 

"Fabrikalarda Mobbing, Baskı Ve Taciz, Ağır Sömürü Varsa Direnişte Var"

Pandemi dönemi kadın işçilerin üzerindeki baskıyı, çifte sömürüyü ve kadına yönelik şiddeti daha da arttırdığına dikkat çeken Türker, "Ne sokakta, ne evde, ne de fabrikada biz kadınlar güvende değiliz. Kadın bir işçinin direnmesi kadınların aşağılandığı, yok sayıldığı, tüm haklarının gasp edildiği dönemde oldukça zor oluyor. Ben bu zorlukları sendikam TOMİS ile birlikte aşmak için mücadele veriyorum. ‘Fabrikalarda mobbing, baskı ve taciz, ağır sömürü varsa direnişte var’ diyen bir kadın işçi olarak sesimi duyurmanızı istiyorum" dedi.

 

"İnsanlık Dışı Çalışmaya Ve Cinsiyetçi Politikalara Karşı Sesimi Duyurun"

Sinbo patronunun ağırlıkla kadın işçilerin emeğinin azgınca ve kuralsızca sömürülmesi üzerinden karına kar kattığını, büyüdükçe büyüdüğünü belirten Türker, böylesi bir durumda yalnızca bir kadın işçi anayasal hakkını kullandığı için keyfi bir şekilde üstelik yalanlarla, iftiralarla ahlaksızlıkla damgalanarak işten atılabildiğini belirten Türker açıklamasında "İşte bunu sormanızı istiyorum. İşten atılmak bir kadın işçi için çok ağır sonuçlar yaratıyor. Açlık, yoksulluk ve sefalet içinde, en ufak bir hakka sahip olmadan kölece koşullarda çalışmaya boyun eğmeyince bizleri kapının önüne koyarak işsizlikle tehdit ediyorlar. Haklı ve meşru taleplerimizin kamuoyunda duyulması için sizlere özel olarak seslenmek istedim. İnsanlık dışı çalışmaya ve cinsiyetçi politikalara karşı direnen kadın işçilerin sesinin duyurulmasında sizlere önemli bir rol düştüğünü düşünüyorum" dedi.

 

"Cinayetlere Kurban Gidince, Şiddet Görünce Mi Sesimiz Duyulacak?"

"Biz kadınlar yalnızca cinayetlere kurban gittiğimizde, şiddet gördüğümüzde ve tacize uğradığımızda mı medya da sesimiz duyulacak" diye soran Türker, tüm bunlara karşı direnen bir kadın işçi olarak ulusal medya da bana ve benim gibi kadın direnişçilere yer vermeniz haklarımızı kazanmamız açısından önemli olacaktır" dedi.

Türker, taleplerini ise; * Madde 25/2 (kod 29) kaldırılsın! * Tüm çalışanlara iş ve gelir güvencesi sağlasın! * Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın! * İşimi geri istiyorum" diyerek hatırlattı.

Sinbo işçisi Dilbent Türker "Direnişimin sesini duyurmanızı ve direniş çadırıma gelmenizi temenni ediyorum" diyerek basın emekçilerini sesini duyurmaya ve tüm emekçileri de destekleriyle, mücadeleyi büyütmeye çağırdı.