KESK, yürütülen 6. toplu sözleşme görüşmeleri kapsamında Batman ve Edirne'den başlattığı yürüyüşü Ankara'da sonlandırdı. Yapılan açıklamada iktidarın emekçileri açlık ve sefalete muhkum ettiği ifade edilerek "Kimsenin kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeye hakkı yoktur" denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK), "İnsanca bir yaşam, demokratik, grevli toplu sözleşme için mücadeleyi birlikte büyütüyoruz" şiarıyla Edirne ve Batman olmak üzere iki koldan başlattığı yürüyüş 20 Ağustos'ta Ankara'da sona erdi.
Ankara’ya ulaşan kamu emekçileri Ulus Heykeli önünde yaptıkları mitingle taleplerini bir kez daha dile getirdi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'da katıldı.
Batman kolunun miting alanına girdiği sırada yolu trafiğe kapatmalarını bahane eden polis kitleye saldırdı. Kısa süreli arbede yaşandı.
Mitingde "Eşit işe, eşit ücret", "Cinsiyet eşitsizliğine, mobbinge son" ve "Halkın iradesi kayyumla gasp edilemez" dövizleri açılırken, "İnsanca bir yaşam, demokratik, grevli toplu sözleşme için mücadeleyi birlikte büyütüyoruz" pankartı açıldı.
Mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan, emekçilere dayatılan sefalet zammını hatırlatarak, büyüme yalanlarına değindi, "Ülkeyi yönetenler yıllardır 'büyümede rekor kırdık' dediler. 'Dünya bizi kıskanıyor' dediler" diye belirtti.
Türkiye'nin sözde büyümesinden emekçilerin payına hiçbir şey düşmediğinin altını çizen Kablan, yıllardır çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyonuna bağlanmış düşük maaşlar, sefalet ücretlerinin dayatıldığını hatırlattı.
İşçi ve emekçilerin neredeyse yarısının asgari ücrete mahkum edildiğini kaydeden Kablan, “Sofrasındaki ekmeği küçülen, güvencesiz, angarya çalışmaya mahkum edilen hep bizler olduk. Karın tokluğuna, düşük maaşlarla, sefalet ücretleri çalıştırılan hep bizler olduk" dedi.
50 milyon kişinin yoksulluk sınırı altında yaşadığını ifade eden Kablan, emekçilerin maaşlarından kesilen milyarlarca lira verginin, teşvik, yapılandırma ve af olarak sermayeye, patronlara aktarıldığını söyledi.
6. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde dayatılan sefalet zammını hatırlatan Kablan, Çalışma Bakanlığı'nın önerdiği ücret artışının kamu emekçilerinin insanca yaşamasına yetecek seviyede olmadığını belirtti, “Özellikle pandemi döneminde maaşlarımızda yaşadığımız reel erimenin giderilmesine ilişkin tek bir cümle yoktur” dedi.
Gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi talebini dillendiren Kablan, emekli olduklarında maaşlarının yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması gerektiğini söyledi.
Kadrolu-güvenceli istihdam talebini de gündemleştiren Kablan şöyle konuştu: “Kamu emekçilerini Hakem Kurulu vasıtası ile siyasal iktidarın iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkum eden, grev hakkımızı yok sayan mevcut sistemin değiştirilmesine yönelik en küçük bir adım yoktur. OHAL KHK'leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi yoktur. Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması yoktur. Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi yoktur.”
Kablan, resmi enflasyon rakamıyla yapılacak olan sözleşmenin gerçek dışı olduğunu söyleyerek, "Dolayısıyla hiç kimsenin bu teklife değer yükleme çabasına girmeye, 'maaş artışlarının üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür' yaklaşımı sergilemeye, kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeye, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeye hakkı yoktur" dedi.
KESK olarak her zaman emekçinin hakkını savunacaklarını belirten Kablan, Ankara yürüyüşünün bu sorumluluğun bir parçası olduğunu ifade etti ve taleplerini sıralayarak sözlerini "Asıl yetki kamu emekçilerinde diyerek" tamamladı.
Miting, TİS taleplerini ifade eden sloganlarla sona erdi.