“Kod 29 İşçi Düşmanlığı, Çıplak Arama İse İnsanlık Suçudur!”

Gözaltına alındığında çıplak arama işkencesine maruz kalan Sinbo işçisi Dilbent Türker İHD İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenledi. İşçi sınıfına yönelik her türlü saldırıya ve devletin sistematik hale getirdiği gözaltı ve çıplak arama işkencesine karşı mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

Kod 29'a karşı mücadele eden Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan Unkapanı SGK önünde zincirleme eylemi gerçekleştirmiş ve gözaltına alınmıştı. Balat Karakolu’na götürülen işçiler burada çıplak arama işkencesine maruz kaldı. TOMİS saldırıya ilişkin bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenlendi.

 

"Çıplak Arama İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçtur"

Basın toplantısında ilk olarak konuşan İnsan Hakları Derneği adına İstanbul Şube Sekreteri Leman Yurtsever çıplak aramanın bir işkence yöntemi olduğunu vurgulayarak “Sistematik olarak uygulanan çıplak arama insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Biz de insan hakları savunucuları olarak bu olaya ilişkin suç duyurusunda bulunacağız. Ve arkadaşlarımızın hukuksal sürecini takip edeceğiz" dedi.

 

Tahir Çetin ve Ali Faik İlter'i Anıyoruz

Basın toplantısında ÇHD yöneticisi Avukat Seher Eriş konuşmasına Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve Ali Faik İlter'in yıllardır ödenmeyen tazminatları için Ankara'ya gittiklerini ve Ankara'da Soma'ya dönüş yolunda geçirdikleri kazada yaşamlarını yitirdiklerini vurgulayarak değinerek “İşçilere açlık ve ölüm reva görülüyor. İşçi arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz” dedi.

 

"Elle Arama İnsan Bedenine Müdahaledir"

Dilbent Türker ve Onur Eyidoğan'ın Balat Polis Merkezi’nde çıplak aramaya maruz kaldıklarını, bu uygulamanın insan hakları ile bağdaşmadığını belirten Eriş, "Uygulamanın asıl sebebi kişinin ruhsal olarak sıkıntıya sokmaktadır. Kapalı odada iç çamaşırının çıkarılması ve elle arama insan bedenine müdahaledir. Suç duyurusunda bulunduk. Normalde savcının resen delil toplaması gerekir. Ama bu olmuyor ve biz avukatlar tespit edebildiğimiz bilgilerle suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi.

 

“Kazanana Kadar Mücadelemizi Sürdüreceğiz”

Konuşmaların ardından TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker mücadele sürecine değinerek “Ne Sinbo sermayedarının uşaklarının saldırıları ne de polisin azgın saldırıları sınıfımız adına yükselttiğimiz haklı ve meşru direnişimizi ve irademizi kıramadı. Bizler haklı ve meşru olan taleplerimizi kazanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi

 

"Polisin Fiziki Ve Psikolojik Saldırısına Maruz Kaldık"

Kod 29’a karşı mücadelenin bir parçası olarak SGK önündeki zincirleme eylemini gerçekleştirdiklerini belirten Türker gözaltına alındıklarında yaşadıkları işkenceyi“Sinbo önünde başlattığımız direnişimizin 157. gününde haklı taleplerimizi Unkapanı SGK önüne taşıdık. Burada polisin azgın saldırısı ile gözaltına alındık. Gözaltı aracında ve karakolda polisin fiziki ve psikolojik şiddetine maruz kaldık. İmzadan imtina hakkımızı, susma hakkımızı kullandığımızda dahi polisin saldırısına maruz kaldık, tehdit edildik ve bir gün boyunca keyfi olarak nezarette tutulduk. Zorla ve darp edilerek parmak izi ve fotoğraf çekimine maruz kaldık. Gece yarısı nezaretlerin demir parmaklıklarına sert cisimlerle vurularak rahatsız edildik” diyerek aktardı.

 

"Devrimcilere Hak Mücadelesi Yürütenlere Yönelik Sistematik Bir Saldırı”

Keyfi olarak alıkonuldukları Balat Karakolu’nda çıplak arama işkencesiyle karşılaştıklarını ve eşyaleının teslim edileceği söylenerek bir odaya alındıklarını aktaran Türker "Burada bulunan polisler üzerimizi çıkarmamızı söylediler. Çıkarmadığımızda ise tehdit ederek saldırdılar. Polislere 'Bu yaptığınız insanlık suçudur' dediğimizde aldığımız yanıt ise, 'Biz bunu hep yapıyoruz' oldu. İstanbul polisi devrimci-ilerici güçler başta olmak üzere haklarını bilen ve buna uygun davranan herkesin, kişiliklerini ve iradelerini zedelemek için bu saldırıyı sistemli biçimde devreye sokuyor. Amaçları, karşısındakilerin kimliğine, kişiliğine, iradesine saldırarak kendilerine biat eden, boyun eğen uysal kişilere dönüştürmektir. Bizler biat eden, boyun eğen kişiler olmayacağız. Haklarımız, geleceğimiz, onurumuz için mücadelemizi sürdüreceğiz. Balat Karakolu’nda karşı karşıya kaldığımız saldırı, çocuk istismarcılarını teşvik eden ve aklayan, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece kararnamesi ile çıkarak kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete onay veren zihniyetin yansımasıdır" dedi

 

"Haklarımız, Özgürlüğümüz Ve Geleceğimizden Vazgeçmeyeceğiz"

Yaşadıkları çıplak arama işkencesi başta olmak üzere karşı karşıya kaldığımız her türlü işkence ve kötü muameleye karşı sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Türker "Nasıl ki Kod 29 saldırısına karşı kararlı biçimde direniyorsak, insanlık dışı saldırılara karşı da kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimizden vazgeçmeyeceğiz" dedi. Türker her türlü baskı ve zorbalığa karşı mücadele eden tüm toplumsal güçleri de keyfi ve insanlık dışı saldırılara karşı durmaya, dayanışmayı büyütmeye çağırdı.