Kayı İnşaat İşçileri: "Bankaları Değil, İşçileri Koruyun"

Gasp edilen haklarını talep eden Kayı İnşaat işçileri Dışişleri Bakanlığı önünde eylem yaptı.“Bankaları değil işçileri koruyun” diyen işçiler şirketin yarın görülecek konkordato davasına çağrı yaptı.

İnşaat Emekçileri Sendikası’na (İnşaat Sen) bağlı Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu, yarın İstanbul’da görülecek Kayı Holding’in konkordato davası öncesi Dışişleri Bakanlığı önünde bir araya geldi. Bakanlık önünde açıklama yapmalarına izin verilmeyen işçiler, açıklamayı yakında bulunan bir parkta gerçekleştirdi.

“Dışişleri Bakanlığı Göreve, Kayı İşçilerinin Hakkını Verin, Yurt Dışında Çalışan İşçilerin Hakkını Koruyun” yazılı pankart açan işçiler “Ya Konkordato Ya İflas Önce İşçi Alacakları Ödenecek” yazılı dövizler taşıdı.

 

"Kapısını Çalmadığımız Bakanlık Kalmadı"

Açıklamada konuşan İnşaat-Sen Örgütlenme Koordinasyonu üyesi Nurseli Gözüaçık Ocak 2019’dan beri mücadele verdiklerini belirterek, “Bugüne kadar eylem yapmadığımız yer, kapısını çalmadığımız bakanlık kalmadı. Bugün de Dışişleri Bakanlığı Kayı inşaat işçileri için adım atsın diye Ankara’dayız. Ama bakanlığın kapısının önüne bile gidemiyoruz. Biz burada Anayasal haklarımızın şehirden şehre validen valiye keyfi olarak değiştiğini görüyoruz. Bu tutumdan vazgeçin” dedi.

 

"İşçilerin Hakkı Ödenmedi Şehir Hastanesi Hissesi Alındı"

Kayı İnşaat işçilerinin 2 yıldır hak edişlerini alamadıklarını hatırlatan Gözaçık, “İşçilerin hak edişlerini ödemeyip, Antep Şehir Hastanesi’nde hisse satın aldı, sermaye biriktirdi. Yıllar boyunca servetine servet kattı. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında devletin makamları, bakanlıkları gerekli adımları atmıyor ama işçiler alın terlerinin peşine düştüğü zaman söz hakkının engellenmesiyle karşılaşıyorlar. İşçinin hakkı yeniyorsa işçiler konuşacak. İşçilerin alın teri gasp ediliyorsa işçiler her kapının önüne gitme hakkına sahiptir” dedi.

 

"Bakan Yardımcısı Söz Vereli İki Ay Oldu"

Daha önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’la görüştüklerini söyleyen Gözüaçık, “Bakan yardımcısı sorunu çözeceğine dair söz verdi. Bu söz Meclis tutanaklarına geçti. Görüşmemiz üzerinden neredeyse 2 ay geçti hala somut bir adım yok" diyerek işçilerin bankalarla, diğer sermaye gruplarıyla baş başa bırakıldığını belirtti.

 

"Herkesi Göreve Çağırıyoruz"

Sorunun batık şirketlerin karşısında işçileri korumayan hukuk olduğunu ifade eden Gözüaçık, “Serbest piyasa ekonomisi, ‘Biz şirketlere müdahale edemeyiz’ diyorlar. Ama o şirketlerin aldığı ihalelerden, tüm ticari faaliyetlerinden haberdarsınız. Kayı inşaat işçilerinin haklarını alması için herkesi göreve çağırıyoruz” diye belirtti.

 

"Bize Verdiğiniz Söz Nerede?"

Ardından söz alan inşaat işçisi Abdulsamet Kete, “Biz burada 360 kişinin temsilciliğini yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’na sesleniyorum; bize verdikleri söz yerine getirilmedi. Bize verdiğiniz söz nerede? Yarın konkordato mahkemesi var, iflas da verilse öncelik işçilere verilmeli. Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum. Biz Cezayir’e çalışmaya giderken çocuklarımızdan ayrıydık, bazen cenazemize bile gelemiyorduk. Bunların hepsini göze alarak orada çalıştık ama paraya gelince gasp edildi ve hiçbiri çıkıp patrona ‘Ne yapıyorsun’ demiyorlar" diyerek tepki gösterdi.

 

"Bankaları Değil İşçileri Koruma Altına Alın"

Batan patronları korumak için yeni bir düzenleme yapmaya çalışıldığını belirten Kete "Bankaları değil işçileri koruma altına alın. Bin aile şuan perişan durumda. Hacizlik oldum, çalışamıyorum. Her geldiğimde beni teselli edip gönderiyorlar. Ama mücadelemiz devam edecek” diye belirtti.

 

"Bu Binaları Bankalar Değil Biz İşçiler Diktik"

Çevredeki binaları gösteren Kete, “Bu binaları bankalar mı dikti, biz işçiler diktik. Ekmek parası kazanmak için uğraşıyoruz. Cezayir’de çözün sıcaklığında çalıştık ama paramıza el koydular. Yazık günah değil mi bize. Cumhurbaşkanı her çıktığında ‘adalet’ diyor. Nerede adalet?” diye sordu.

 

""17 Ay Çalıştım 4 Aylık Aldım"

İşçilerden Mevlüt Özçelik ise “17 ay süre içinde sadece 4 aylık aldım. Çocuklarıma taş yedirdim. Bazı zaman oldu çocuklarım taşı bulamadı yemek için. Ama Cumhurbaşkanı, devlet bakanları Meclis’te oturdukları zaman sadece güçlüyü koruma yasası çıkarıyorlar. Güçlüyü değil güçsüzü koruma yasası çıkarın. ‘Hak hukuk adalet’ diyorlar nerede. Adalet demek, güçsüzü korumak demektir. Güçsüzü koruyun.”

Yapılan açıklamanın ardından işçiler, herkesi yarın görülecek konkordato davası için İstanbul Kartal Adliyesi’ne çağırdı.