Telefonlarını Vermeyen İşçiler Kod 46 İle İşten Atıldı

Telefonlarının toplanmasına karşı çıkan Angel Halı işçileri Kod 46 ile işten çıkarıldı.

Antep'te bulunan Angel Halı'da fabrika girişinde telefonlarının toplanmasına karşı çıktıkları için işyerine alınmadı. Fabrika önünde beklemeye başlayan Angel Halı işçileri, üçüncü günün sonunda Kod 46 ile işten çıkarıldı.

İş Kanunu'nun 25/2 maddesinin değiştirilmesi için işçilerin tepkileri üzerine SGK'da işlem kodu olan Kod 29 farklı kodlara ayrılmıştı.

25/2 maddenin geniş tanımını içeren Kod 29 yerine SGK tarafından yeni kodlar belirlenmişti. Kod 46, "işçinin hırsızlık yapması ve işverenin meslek sırlarını deşifre etmesi" tanımını içeriyor.

Angel Halı'da işbaşı yaparken telefonlarının alınmasını kabul etmeyen yaklaşık 60 işçi işyerine alınmadı. Bunun üzerine fabrika önünde beklemeye başlayan işçilere üçüncü günün sonunda gelen mesajla işten Kod 46 ile işten çıkarıldıkları bildirildi.

İşyerine alınmayan 60 civarında işçinin telefonuna Cuma günü gelen mesajda, “İşveren tarafından Kod 46 ile işten çıkarıldınız. Sağlıklı günler dileriz” ifadeleri yer alıyor.

İplik bölümünde üç vardiya halinde 75'den fazla işçinin çalıştığını ve çavuş ve amirler dışındaki 60-65 kişiye mesajla işten çıkarıldıklarına ilişkin mesaj gelindiğini aktaran işçiler patronun, fabrikanın diğer bölümlerde toplantı yaptığını ve işçilere "Ben onları Kod 46 ile çıkardım, aylıklarını da yatırmayacağım. Onları süründüreceğim, rezil edeceğim demiş. O derece kendine güveniyor. Başpınar’da ağa da benim paşa da benim, istediğimi yaparım" diyerek göz dağı verdiğini belirtti.  

Fabrikada bir çok sorun yaşandığını aktaran işçiler yasaklara bir de mola yasağı telefonların toplanması eklenince sabırlarının taştığını ve telefonları vermek istemediklerini söyledi.

Pazar günleri 12 saat çalıştıklarını haftanın yedi günü hiç dinlenmeden çalıştırıldıklarını söyleyen işçiler, ücretlerinin elden verildiğini, yemeklerin ise çok kötü olduğunu, sigara yasağı getirildiğini ve son olarak da iş başı yaparken telefonlarının alınmak istendiğini belirtti.

"Telefonlarımızı alınca biz ailemizle nasıl haberleşeceğiz? Birisi hastalansa, acil bir durum olsa ancak akşam mesai bitince haberimiz olacak böyle bir şeyi kim kabul eder" diyen işçiler, bu kadar haksızlığa baskıya dayanamadıklarını ve haklarını aradıklarını belirtti.

Haksızlığa karşı çıkıp haklarını aradıklarını ve hırsızlıkla suçlanarak işten atıldıklarını aktaran işçiler "Sadece fabrikanın önünde oturduk. Zaten iki gün orada kaldık. Bize servis göndermediler, kendi imkânlarımızla gitmeye çalıştık. İçeri girmeye çalıştık ama 'Hayır, siz artık içeri giremezsiniz' dediler. Patronun bu kadar gaddar olduğunu bilmiyorduk. Biz, üç gün içeri giremediğimiz için devamsızlıktan atarlar diye düşünüyorduk, fakst hırsızlıkla suçlanarak işten çıkarıldık" dedi.

Patronun bir beyanıyla ve yüz kızartıcı suç gösterilerek işten çıkarılmanın haksızlık olduğunu da vurgulayan işçiler, devletin böyle bir uygulamaya izin vermemesi gerektiğini de ifade ederek “Bizim devletimiz, patronların, zenginlerin yanında. İşverene, sen işçini hırsızlıktan çıkarabilirsin diyor. Böyle olmaması gerekir" diye tepki gösteriyor.

Sokağa çıkma yasağı nedeniyle fabrika önünde duramadıklarını fakat yasak kalkınca fabrika önünd gideceklerini ve haklarını alacaklarını belirterek "Hakkımızı arayacağız. Mahkemeye gideceğiz çünkü bu mesele sadece tazminat, para alacağı meselesi değil, onur, şeref meselesi oldu. Çünkü haksız bir şekilde patron bizi hırsızlıkla suçladı. Elbette bunu kabul etmeyeceğiz hakkımızı arayacağız" dedi