Sakarya'da 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin yaralandığı Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikası patlaması davasının ikinci duruşması bugün Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkiinde Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen ve 7 kişin hayatını kaybettiği 120 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşması bugün Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmaya tutuklu sanıklar Y.C, A.A, H.A.V, E.Ö. ve A.B, tutuklu bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS)  ile bağlanırken, tutuksuz sanıklar A.R.E.C. ve A.Ç. ile avukatlar da mahkeme salonuna getirildi.

 

Sanıklara 22 Yıl 6’şar Ay Ceza İstemi  

Aralarında fabrikada çalışan işçiler ve hayatını kaybedenlerin yakınlarının da olduğu toplam 108 müştekinin dinleneceği davada, şüpheliler hakkında "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.

 

"Olay Sonrası Barutlar Patlamaya Devam Ediyordu"

Patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları da duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ailelere destek verdi.

Açıklamada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, patlamanın hemen sonrasında olay yerine geldiklerini ve patlama alanında yürürken ayaklarının altında barutların hâlâ patladığını aktardı. 

 

"İsim Değiştirip Üretime Devam Edildi"

Aynı fabrika daha önce defalarca patlamanın yaşandığını bir yerdi, fakat adını değiştirerek üretime devam ettiğini hatırlatan Çerlezoğlu, "Üretim zorlamasıyla, özellikle pandemi koşullarında daha fazla üretim yapılması için insanların canının hiçe sayıldığı bir süreci gördük. Bugün de burada aileler ve avukatlarla birlikteyiz. Soma'dan Ermenek'e, Torunlar'dan Hendek'e kadar iş cinayetlerine karşı adalet arayışımız ve mücadelemiz devam edecek” dedi.

Çerkezoğlu, "Hendek'te 3 Temmuz'da yaşanan cinayette 7 işçi arkadaşımızı kaybettiğimiz davanın duruşması için buradayız. Patlama yaşandığında, çok kısa bir süre içinde buradaydık. Patlama alanında yürürken birkaç saat sonra bile devam eden bir süreçti. Bu fabrika daha önce defalarca bu tür patlamaların yaşandığı bir yer. Daha önce 6 kez patlama yaşanmış ama yine farklı isimler altında üretime devam edilmiştir. Üretim zorlamasıyla insanların canının hiçe sayıldığı bir süreci o gün orada da gözlemlemiştik. Bugün burada ailelerimizle, avukatlarımızla birlikteyiz. DİSK olarak Soma'dan Ermenek'e Torunlar'dan Hendek'e kadar iş cinayetlerine karşı adalet arayışımız devam edecek. Eşitliğin adaletin olduğu bir çalışma hayatının kurulması için mücadelemiz devam edecek" diye konuştu.

 

"Bilerek Yapılan Bir Cinayetle Karşı Karşıyayız"

Patlamada dayısını kaybeden Avukat Gülşen Uzuner "Burada 7 canımızı kaybettik. Ailelerin yanındayız ve ailelerin de bir parçasıyız aynı zamanda. Bir kasıtla, bilerek yapılan bir cinayetle karşı karşıyayız. Kimse ihmal, taksir veya başka şeylerin arkasına saklanmasın" dedi.

 

"Böyle Üretim Yapanların Peşini Bırakmayacağız"

Bilinmiş, saklanmış, organize edilmiş, denetlemeden kaçırılmış veya denetimle anlaşılmış bir dosya olduduğunu söyleyen Uzuner, "Daha önce de bu fabrikada hayatını kaybedenler, yaralananlar var. Onlarla birlikte bir daha olmasın diye de kendi canımızın hesabını sormaya geldik. Bu davanın, Coşkunların, böyle üretim yapan işverenlerin peşini bırakmayacağız" dedi.

 

"Hakimler Bizi Süründürmeden Sorumlulara Cezaları Versin"

Hendek'teki fabrika patlamasında yakınını kaybeden Hatun Tepeçınar da "Biz adalet için buradayız. Acılarımız her gün kat kat artıyor. İşçilerin emekçilerin hiçe sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Biz böyle bir ülke istemiyoruz. Hakimlerin bizleri süründürmeden cezalarını vermelerini istiyoruz" dedi.