Geçtiğimiz hafta polis tarafından kaçırılan ve 5 gün sonra bırakılan Gökhan Güneş için açıklama yapan sendikalar "Gökhan Güneş dayanışmanın gücü sayesinde aramızda" dedi.

DİSK'e bağlı Devrimci Yapı Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası, Liman ve Tersane İşçileri Sendikası ile İnşaat İşçileri Sendikası geçtiğimiz hafta polis tarafından kaçırılan iş yeri önünden polis tarafından kaçırılan ve 5 gün haber alınamayan ve dün serbest bırakılan inşaaat işçisi Gökhan Güneş'le dayanışma eylemi yaptı.

DİSK'e bağlı Dev Yapı İş ve Limter İş Sendikaları ile İnşaat İş Sendikası'nın çağrısıyla yapılan açıklamada Kadıköy'de Süreyya Operası önünde "Gökhan Güneş Birleşik Mücadele ve Dayanışmanın Gücüyle Aramızda" yazılı pankart açıldı.

İnşaatlarda elektrikçi işçisi olarak çalışan Gökhan Güneş'in, sosyalist bir işçi olduğunu, sınıfının çıkarlarını savunup ona göre yaşadığı için çalıştığı şantiyenin önünden pusu kurularak kaçırıldığını belirten İnşaat İşçileri Sendikası örgütlenme sorumlusu Deniz Gider, "Gökhan, tam 5 gün hiçbir açıklama yapılmadan gayri resmi şekilde gözaltında tutuldu. Onun kaçırılmasıyla sınıf mücadelesini yükseltmek için emek harcayan devrimci öncü işçilere, örgütlü sosyalist kesimlere gözdağı verilmek istendi. Fakat bekledikleri gibi olmadı. Gökhan’ın ailesinin, arkadaşlarının, yoldaşlarının, siper yoldaşlarının, tüm öncü-duyarlı kesimlerin refleks tutum alıp, her yerden, her alandan Gökhan’ı sahiplenmesi, bu işin o kadar da kolay olmadığını gösterdi" dedi.

Gökhan’ı kaçıranların zamane öncü devrimci-sosyalist kesimlerin sindirilmesi, paralize edilmesi, güven sorunları yaşaması, kendi kabuğuna çekilmesi amacında olduduğunu, ifade eden Gider, "Çünkü korkuyorlar. İşçilerin, emekçilerin, milyonlaşan işsizlerin, çevresine-yaşamına sahip çıkan köylülerin, bastırılamayan kadın öfkesi ve direnişinin, gençliğin biriktikçe derinleşen öfkesinin, artık sokaklara taşan yoksulluğun bir halk isyanına dönüşmesinden, bu isyanın birleşik bir mücadele ekseninde buluşmasından korkuyorlar" dedi

Bu öfkenin öncü güçlerle buluşmasından korkanların öncü güçleri sindirmenin onlar için yaşamsal önemde, bunu söyleyen Gider, uzun zamandır uygulanan bu politikayı Mehmet Bal’dan, Diril çiftinden, aylarca kontrgerilla merkezinde tutulan Ayten Öztürk’ten, yine haber alınamayıp sonra bir yere bırakılan FETÖ’cü olduğu iddia edilen iki kişiden bildiklerini ifade etti. Giderek sistematik hale gelen bu politikanın öncü-muhalif kesimlere yönelik kapsamlı bir savaş stratejisinin parçası olduğunu vurgulayan Gider, "Bu strateji, Gökhan kardeşimizde olduğu gibi sistematik işkenceyle birleştirilerek yürütülüyor. Gökhan’a da bunlar yapıldı. Elektrik verildi, tecavüzle tehdit edildi, çırılçıplak soyulup ıslatıldı, kaba dayağa maruz bırakıldı, tabut denilen bir yere konuldu, ölümle tehdit edilip, ajanlık dayatıldı. Fakat belirttiğimiz gibi onlar ne kadar örgütlü hareket edip, savaş stratejileri oluşturuyorlarsa işçi ve emekçilerin eşitlik-özgürlük mücadelesi yürüten bizler de o kadar cesaretli, o kadar planlı ve o kadar birleşik ve örgütlü hareket edeceğiz. Gökhan kardeşimizi ellerinden çekip almamızı sağlayan da budur. Biz onu birleşik mücadelemizin gücüyle ellerinden çekip aldık" dedi.

Gökhan’ın ellerinden çekilip alınmasının devrimcilere yeni bir mesaj ve görev bıraktığını, bunun da birlikte hareket etmek, yoldaşlaşma mesajı olduğunu, ve bu mesaja uygun hareket edeceklerini belirten Gider, "Birbirimizin ellerini daha sıkı tutacağız! Halklarımızın biriken öfkesinin isyana dönüşmesinden korktuklarının bilinciyle sınıfımızın orada burada patlayan ve giderek istikrarlı bir nitelik kazanan irili ufaklı tüm direnişlerini dayanışmanın gücüyle büyütüp, kazanıma ulaştırmanın yolunun Gökhan’ı alırken sergilediğimiz birleşik mücadele hattı olduğu bilinciyle hareket edeceğiz. Bu bizim rehberimiz olacak" dedi.

Eylem "Siz Kaçırdınız Biz Aldık", "Yaşasın Birleşik Mücadelemiz", Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz" sloganları atılarak sona erdi.