Sağlık emekçileri, 12 Ocak Salı gününden bu yana, “Taleplerimiz İçin Nöbetteyiz” diyerek eylemler yapıyor.
Bugün, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanları nöbet çıkışında 08.30 itibariyle hastane bahçesinde toplandı.
“Duyulmuyor, Görülmüyor Dinlenmiyoruz. Artık Her Gün Kendimiz İçin Nöbetteyiz!” pankartı açılan nöbet eylemi, bugün 3. gününde… Sağlık emekçileri, talepleri yerine gelene kadar eylemlerine devam etmekte kararlılar.
Sağlık emekçilerinin talepleri şöyle:
-Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yoksulluğa ve sefalete itilmesine karşı; toplu sözleşme derhal yenilenmeli,
-Temel ücretlere 2000 lira seyyanen zam yapılmalı,
-Tüm ek ödemeler temel ücrete eklenerek emeklilik hesaplamasına dahil edilmeli,
-3600 ek gösterge, yıpranma hakkı düzenlemesi bir an önce hayata geçirilmeli,
-Personel eksikliğinin kadrolu güvenceli istihdamla giderilmeli,
-Birinci vergi dilimi yüzde 15'ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
Aynı saatlerde İstanbul E.A Samatya Hastanesi Başhekimlik önünde toplanan sağlık emekçileri adına ilk konuşma SES Aksaray Şube eş başkanı Yasemin Bakır tarafından yapıldı.
Basın açıklamasını da şube yönetim kurulu üyesi Birsen Dursun okudu. Böylesi günlerde ekonomik taleplerle gündeme gelmekten mahcup olduklarını da dile getiren açıklamada, “Pandemi sırasında yurttaşlarımız, çalışma arkadaşlarımız hastalanıp ölürken biz ekonomik taleplerle gündeme gelmekten imtina ettikçe, iğneden ipliğe yapılan zamlar zaten yoksul olan biz sağlık emekçilerini eylem yapmaya zorluyor. Temel gıda ürünlerinden geçmediğimiz köprülerin ücretlerine, vergi ve harçlardan elektriğe kadar zamlar yağmur gibi yağdırılıyor. Görünen o ki yandaş şirketler için boşaltılan kasa, yeniden emekçilerin alın teriyle dolana kadar zam yağmurları devam edecek” denildi ve temel ücretlerinin asgari ücretin biraz üzerinde olduğu söylendi.
“Siz, Bakanın açıklamalarına değil sağlık emekçilerinin medyadaki, sosyal medyadaki ve iş yerlerinde yaptığı eylemlere bakın ve bizleri anlamaya çalışın. Kadir Saldız'ı hatırlayın. Lenfoma tedavisi yeni bitmesine rağmen 24 saat nöbet sonunda dinlenmek için uzandığı kanepede hayata veda etti. Kalbinin durmasına neden olan asıl faktörün yoksulluk olmadığını kim iddia edebilir? Geçinemiyorum diye intihar edenlerden, üzerlerine benzin dökerek çığlık atanlardan ne farkı var? Kadir Saldız gibi kronik hastalığı olan binlerce sağlık emekçisi çalışmaya devam ediyor” denildi ve temel harcamalara yapılan zamlarla maaşlara yapılan zammın ne kadar orantısız olduğuna dikkat çekildi.
Açıklama, “Bu kadar ekonomik sıkıntının yanında çok zor koşullarda canımız pahasına çalışırken en yakınlarımızdan çocuklarımızdan bile uzakta görevimizi yapmaya çalışıyoruz. 24 saat nöbet tutmamıza rağmen çocuklarımızı bırakacağımız 24 saat açık kreşimiz yok. Var olan kreşimiz de çok yüksek ücret karşılığı hizmet vermektedir.
Sağlık hizmeti bir ekip işidir. Bu hastane çatısı altında çalışan herkes sağlık çalışanıdır ve zincirin bir halkasıdır. Bir halka koptuğunda zincir kopar, sağlık hizmeti aksar. Çalışırken nasıl bir halkaysak haklarda da eşit olmalıyız. 4/B, 4/D, 3+1 gibi istihdam modelleri bizi ayrıştırmakta, ekip ruhunu bozmaktadır. Hastanın çarşafını değiştiren, tuvaletini temizleyen temizlik elemanı, röntgene hasta taşıyan taşıma elemanı, yemeği dağıtan yemekhane personeli…” denilerek devam etti ve işten atmalar yasak olduğu halde Kanuni Sultan Süleyman EAH de 65 yemekhane personelinin işten atıldığı hatırlatıldı, “Eşit işe eşit ücret” istendiği vurgulandı.