4 yıldır verilmeyen haklarının ödenmesi talebiyle eylemler yapan BİMEKS işçileri, bu süreçte 15 defa gözaltına alınmışlardı. 13 Ocak günü yine kendilerine karşı açılan bir dava nedeni ile Çağlayan Adliyesi'ne gelen BİMEKS işçileri, basın açıklaması yapacaklarını duyurmuşlardı. Ancak mahkeme heyet başkanının mazeret bildirmesi nedeniyle, dava ertelendi.
Saat 14.00'de işçiler, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile birlikte Adliye önünde bir basın açıklaması yaptılar. “Yasal Eylemlerimize Dava Açan Devlet Akgiraylara Neden Dokunmuyor” ve “Bimeks İşçileri Yalnız Değildir” pankartlarının açıldığı eylemde İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK) ve Emeğin Gücü Derneği de baret ve dövizleri ile katılarak işçilere ve öğrencilere destek verdi.
Açıklamada ilk olarak konuşan Bimeks emekçilerinin Avukatı Emre Erdal, işçilerin uzun zamandır maaşlarını ve tazminatlarını alamadıklarını söyleyerek, açtıkları davaların sonuçsuz kaldığını belirtti. İcra takiplerinden de bir sonuç alınmadığını söyleyerek “Bu dava sürecine gelen yolda Bimeks işçileri hakkını ararken il hıfzısıhha kanunu kararı bahane edilerek işçilere müdahale ediliyor. Herhangi bir suç unsuru yokken hakkını arayan işçilere davalar açılıyor. İşçilerin yaptığı şikayetlerin hepsi kovuşturmaya yer yoktur kararlarıyla hiçbir şekilde işleme alınmıyor fakat yaptıkları ilk eylemde dava açılıyor” dedi.
Ardından konuşan Bimeks emekçilerinden Dilek Aslan, mağdur olduklarını ve uzun zamandır iş bulamadıklarını dile getirerek, “İlmek ilmek soygunlarına alet ettiler bizi sömürdüler. 'Aileyiz' dediler 'aynı gemideyiz' dediler. 'Aynı gemideyiz' diyenlerden uzak durun. Aynı gemide değilsiniz çünkü batan gemide ilk sizi atıyorlar. Sokağa bırakıldık, her yere borçlu kaldık. Hakkımı aradığım için gözaltına alındım. Ben suçlu muyum? Devlete soruyorum, hırsızlık mı yaptım? Bimeks'in mağazasından bir çöp mü çaldım? Bizim tazminatlarımız içeride kaldı. Onlar gibi hanlar, hamamlar istemiyordum. Evimi geçindiriyordum, onu da elimden aldılar. Hırsız patronlardan bizi kollayın. Biz robot gibi çalıştık. Ne bayram gözü gördük ne başka bir şey” dedi.
Yine işçilerden Leyla Akıncı da, Vedat Akgiray’ın STK başkanı olabilmek için hisselerini kardeşine devrettiğini söyleyerek, “Akgiray şirketi borsaya soktu. Usulsüzlük yaptığı için devlet soruşturma açtı fakat bu soruşturmadan da sonuç çıkmadı. Kendisinde ahlak adında hiçbir şey bulunmayan patronumuz Vedat Akgiray şu anda Boğaziçi Üniversitesinde iş etiği dersi veriyor. İşçileri, borsayı, STK’yı dolandıran bu adam Üniversitede iş etiği dersi nasıl verebiliyor” dedi.
Boğaziçi Dayanışması adına konuşan BOUN öğrencisi Hüseyin Arif ise, demokratik taleplerini ve haklarını dile getiren her kesime dönük baskının arttığına dikkati çekerken, dayanışma çağrısı yaptı. “Biz bunlara geçit vermeyeceğimizi, bu düşüncelerin kayyum düşüncelerle aynı olduğunu onlarca kez dile getirdik dile getirmeye devam ediyoruz. Okullarımızda ve yaşamın her alanında kayyumları da hırsız patronları da istemiyoruz. Demokratik taleplerini demokratik alanlarda istediği gibi dile getiren gençliği arzuluyoruz. Biliyoruz ki ancak işçilerle, kadınlarla, LGBT+ bireylerle beraber bunu sürdürürsek başarabileceğiz” dedi.