KHK ile ihraç edilen KESK İstanbul Şubeler Platformu üyesi kamu emekçileri Bakırköy'de Özgürlük Meydanı'nda 34. eylemini gerçekleştirti. Ankara'da "İşimizi Geri İstiyoruz" eylemlerini sürdürmekte olan kamu emekçilerinden Acun Karadağ'da eyleme katıldı. Tutuklanan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını isteyen KESK üyeleri "Baskının karşısında mücadeleyi, karanlığın karşısında aydınlığı büyütmeye devam edeeğiz. Geleceğimiz için direniyoruz ve mutlaka kazanacağız" dedi.
İSTANBUL - KHK ile ihra çedilen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu üyeleri Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda bu hafta "İşimizi Geri İstiyoruz" eylemlerinin 34. haftasındaydı.
Her zaman olduğu gibi sloganları ve marşları ile alanda yerini alan kamu emekçilerinin eylemine bu kez Ankara'da Yüksel Caddesi'nde "İşimizi Geri İstiyoruz" diyerek eylemlerini sürdüren kamu emekçilerinden Acun Karada'da katıldı.
"İşimizi Geri İstiyoruz", "KHK'lar Gidecek Biz Kazanacağız", "Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz" sloganları atan KESK üyeleri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın talepleri ile taleplerinin aynı olduğunu ve hatırlatarak "Nuriye Semih Yalnız Değildir" sloganı ile onarı da selamladı. Oturma eylemi sonunda yapılan basın açıklamasını KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinden Özge Astan okudu.
Takvimler 21. yüzyılı gösterirken, ortaçağ karanlığına gömülmeye çalışılan bir dönemden geçmekte olunduğnu, demokratik devletlerin olmazsa olmaz hukuk ilkelerinin ise ülkede işlemediğini, bir OHAL uygulaması içine hapsedildiklerini ve hergün yeni bir KHK ile güne uyandıklarını belirten Astan, "Kendisi gibi düşünmeyen herkesi, gazetecileri, milletvekillerini, öğrencileri, avukatları, öğretmenleri, aydın, sanatçı kim varsa herkesi düşman ilan etmiş bir iktidarın zulmü ile karşı karşıyayız. Öyle ki, dünyanın herhangi bir yerinde insanlar baskıya, şiddete uğradığnda 'burası Türkiye değil" diyerek karşı çıkıyorlar. Yani tüm dünyanın gördüğü bir diktatörlük haline geldik" dedi.
Her gün yapılan yeni zamlarla giderek fakirleşen ve açlığa mahkum edilen işçiler, emekçiler ve işsizlerin halini umusamayan bir iktidarın bulunduğunu, milyar dolarlık saraylarda oturup, canı istediğinde zam yapan, canını sıkanları işten atan bir ikitdarın bulunduğunu ifade eden Astan, "Ve bu faşizme karşı ağzını açan herkesi terörist, vatan haini diye yatalayıp kimimizi işinden ihraç ediyor, kimimizi sürgüne gönderiyor, kimimizi hapse atıyor" dedi.
Astan sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, bu faşist iktidarın iddia ettiği gibi terörist veya vatan haini değiliz. Aksine bizler bu topraklarda yetişmiş, devrimci, demokrat, yurtsever, onurlu kamu emekçlieriyiz. Öğretmenler, akademisyenler, hemşireler, doktorlar, belediye çalışanları, teknisyenleriz. İnsanca yaşayacağımız bir dünya istediğimiz için bir gece yarısı çıkarılan KHK ile işimizden atıldık.
Evet, bizler insanca yaşayacağımız bir dünya istiyoruz. Eğitimin laik, bilimsel, demokratik ve anadilde olmasını savunuyoruz. Sağığın parasız ve ulaşılabilir olmasını isityoruz. İş barışının hakim oludğu güvenceli çalışabileceğimiz iş ortamları istiyoruz. İşe alımlarda torpilin veya rüşvetin değil, liyakatin esas alınmasını talep ediyoruz. Millyeti, dini inancı veya siyasal ideolojisi nedeniyle kimsenin ayrımclığa maruz kalmasını istemiyoruz. Kimsenin çocuğu ölmesin diye savaş politikalarının son bulmasını ve bir an evvel ülkemizde ve dünyada barışı tesis edilmesini istiyoruz. Yani kısaca biz insanca yaşamak istiyoruz" dedi.
İktidarın bu nedenlerle kendilerini işten attığını belirten Astan, insanca, onurlu bir yaşam talebinden asla vaz geçmeyeceklerini ve işlerine dönünceye kadar da mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
Bir yıl içinde 150 bine yakın kamu emekçisinin işten atıldığını, sürgün edildiğini, yüzlercesinin tutuklandığını hatırlatan Astan, "İşimizi geri istiyoruz" eylemlerini yapan kamu emekçilerinin ise tüm bu işten atılan, hakları gasp edilen emekçilerin talebi olduğunu belirtti.
Tutuklu bulunan kamu emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ise verdikleri mücadelenin onuru olduğunu ifade eden Astan, açlık grevi nedeniyle sağlık durumları kritik bulunan Gülmen ve Özakça'nın taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini söyledi.
Astan sözlerini "Faşizme boyun eğmeyip onurlu bir yaşamı savunduğu için tutuklu bulunan tüm KESK üyesi arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Bizler baskının karşısında mücadeleyi, karanlığın karşısında aydınlığı büyütmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar hiçbir zalimin karşısında boyun eğmedik bundan sonra da eğdiğimiz görülmeyecektir. Umudumuz, direncimiz ve örgütlülüğümüzle bu karanlığı yırtacak ve işimize mutlaka geri döneceğiz" diyerek tamamladı.
Bakırköy'deki 34. hafta akşam KHK eylemlerine ilişkin Nuriye ve Semih İçin Dayanışma tarafından Mimarlar odasında düzenlenecek panele çağrı ile sonlandırıldı.