Ücretleri Ödenmeye GOPAŞ bünyesinde faaliyet yürüten Yapı Mermer taşeron firmasıyla çalışan işçilerin maaşları ödenmiyor. Ana firma ile taşeron firmanın birbirlerine yönlendirildiğini belirten işçileri pandemi koşullarında bir haftadır şantiyede sağlıksız koşullarda barınmak zorunda kalıyor.
BY Oktayöz, Reyhan İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. , Bahas Holding, Gaziosmanpaşa Belediyesi, GOPAŞ ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortak projesi olan rezidans şantiyesinde faaliyet yürüten Yapı Mermer taşeron firmasıyla çalışan memer döşeme işi yapan işçiler ödemelerinin yapılmaması nedeniyle yaklaşık on gündür parasız ve son derece sağlıksız koğuşlarda şantiyede barınmak zorunda kaldı. Ana firma ile taşeron firmanın topu birbirlerine atarak ödeme yapmadığını söyleyen işçiler isyan etme noktasına geldi.
"Paranızı Taşerondan İsteyin"
Yaklaşık 3 haftalık bir çalışma sonrasında taşeron firmadan alacaklarına mahsuben avans isteyen işçilere önce "Tamam bekleyin akşam saatlerinde biraz ödeme yapayım" dedi. Fakat sonra telefonlara çıkmadı. Gece işçilerden birini arayan taşeron firma patronu "Ben ana firmadan ödeme alamadım. Size de gönderemedim. Ana firmaya gidin ödeme isteyin" dedi. İşçiler adına proje müdürü ile görüşmeye giden Emin Binici "Proje müdürü 'Sizin para alıp almamanız bizim sorunumuz değil. Paranızı taşeron firmadan isteyin' diyerek ters bir tavır gösterdi.
"Taşeron Patronu Telefonu Açmıyor"
Bu kez taşeron firma patronu, ödeme yapılana kadar işçilerle birlikte işe çıkmama kararı aldı. Taşeron sonraki günlerde işçilerin telefonlarına çıkmadı, ana firmaya giden işçilerin sorunlarına çözüm üretilmiyor.
İşçiler yaklaşık bir haftadır işe çıkmıyor ve Covid-19 salgını sürecinde daha büyük riskler barındıran konteynerlerde barınmak zorunda kalıyor.
"Salgında Beş Parasız Bırakıldık"
İki kişinin kalması gereken koğuşlarda 4-6 kişi kaldıklarını, aktaran işçiler salgın koşullarında, mesafe ve hijyen kurallarını uygulamaları mümkün olmayacak şekilde 6-8 kişi bir arada bütün günlerini geçirmek zorunda kalıyorlar. İşçilerin salgın koşullarında hijyen kurallarını uygulamaları ise neredeyse imkansız. Ortak kullanılan banyo ve tuvaletler pislik içinde. İşçiler para alamadıkları için maske, temizlik malzemeleri ve hijyen sağlamak için gerekli malzemeleri de alamıyorlar.
"Milyarlarca liralık proje GOPAŞ'da salgın koşullarında maske, mesafe hijyen yok. Şantiyede bu salgında beş parasız, bırakıldık. Hem ana firmalar hem de taşeron firma bizi açıkça ölüme terk etti" diyen işçilerden Emin Binici, bu süreçte Gazi Mahallesi'nde tanıştıkları insanların yardımcı olduklarını belirterek "Bu halimizi görünce duyarsız kalmadılar. Ellerinden geldiğince ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalıştılar. Ziyarete gelip, çay, şeker, yiyecek, maske, temizlik malzemeleri bıraktılar. Onlar getirmese bunları alacak paramız dahi kalmamıştı" dedi.
"Pandemide Eylem de Yapılmazmış!"
Alacakları konusunda yaşadıkları sorunlara ilişkin Emeğin Gücü Derneği ile irtibata geçtiğini söyleyen Binici, "Dernekten arkadaşlar ilgilendiler, zaten bir çok inşaat işçisi arkadaş var. Böyle durumlarda tecrübe sahibi insanlar. Firma ile görüştüler. Ama proje müdürü, işçilerin alacaklarından sorumlu olmadıklarını bunun taşeron firmayı ilgilendiren bir sorun olduğunu söyleyip aynı olumsuz tavrı gösterdi" dedi.
Derneğin sorunun çözümü konusundaki olumlu yaklaşımına karşılık, proje müdürünün "Zaten pandemi koşullarında eylem de yapılmaz" diyerek "Biz ödeme yapmayız. Sizin de bizi zorlama şansınız yok gibi işçileri küçümseyen bir yaklaşımı olduğunu belirten Binici, "Görüşmede Salı gününe kadar süre verdik. Biz hakkımız olanı istiyoruz. Salı günü ödeme yapılmazsa gereken her neyse onu yapacağız. Şunu bilsinler ki, biz hakkımızı patronlara bırakmayacağız" dedi.
"Artık Yeter Demek Zorundayız"
Emeğin Gücü Derneği ile birlikte haklarını arayacaklarını söyleyen Emin Binici, emekten yana olan gazetecilerin sesimizi duyurmak için desteğini bekliyoruz. Çünkü bu şekilde binlerce işçinin hakkını gasp ediyorlar. Sesimizi çıkarmadığımız sürece de bizi ölümüne çalıştırıp hakkımızı yemeye devam edecekler. Biz artık yeter demek, sesimizi yükseltmek zorundayız" dedi.