DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, örgütlü oldukları fabrikaların dörtte üçünde aktif Covid-19 vakaları olduğunu belirtti.
DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, örgütlü oldukları fabrikalarda aktif Covid-19 vakalarına ilişkin İstanbul Tabip Odası'nda basın toplantısı düzenleyerek, hazırladıkları raporu açıkladı. Açıklamaya, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Genel Sekreter Özkan Atar İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip de katıldı.
"Fabrikaların Dörtte Üçünde Aktif Vaka Var"
Birleşik Metal-İş Sendikası İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı Nuran Gülenç, hazırlanan raporu aktardı. Örgütlü oldukları fabrikaların dörtte üçünde aktif Covid-19 vakaları olduğunu duyuran Gülenç, "Metal sektöründe salgın ciddi boyutlara ulaştı. Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var. Kimi işyerlerinde Covid-19 tanısı konulmuş işçi oranı yüzde 30'a ulaştı. İmalat sanayinde aktif vaka sayısı en az 112 bin. İmalat sanayinde 3 milyon 280 bin işçi, çalışma ortamından kaynaklı yakın salgın riski altında çalışmaktadır" dedi. Gülenç, "Sendikamızdaki oran nüfusu temsil etseydi; vaka sayısı 2 milyon 162 bin olacaktı" diye konuştu.
Salgının başından bu yana yapılan "evde kal" çağrıları da dahil olmak üzere, alınan önlemlerin tutarsız, eşit ve adil olmayan bir zeminde sürdürüldüğüne dikkat çeken Gülenç, "Ve kısa bir süre sonra salgının sınıfsal ve cinsiyetler üzerinde eşitsiz yükü daha da görünür oldu. İşçi sınıfı 'kapanma' dönemlerinde 'özel izinlerle' çalışmak zorunda kaldı. İşyerlerinde alınan önlemler salgını önleme noktasında yetersiz kaldı. Kadınların hasta, çocuk bakımı ve hijyen yükü arttı. İşsizlik arttı, kadın ve genç işsizliği daha da arttı. Kadına yönelik artan erkek şiddeti ise salgının bir diğer kabul edilemez sonucu oldu" dedi.
"İktidar Sermayeye Kalkan Oldu"
İşçileri salgın döneminde ölümüne çalıştıranların sermayedarlara sınırsız olanak sunduğunu belirten Gülenç, "Bu süreçte, alınan ekonomik önlemler, sermayeye 'kalkan' oldu. İşçilerin birikimi olan İşsizlik Fonu patronlara kaynağa dönüştü. Salgın döneminde ücretsiz izne çıkan işçiler ise günlük 39 TL ile ailelerini geçindirmek zorunda kaldı. Kayıt dışı, günlük işlerde çalışan milyonlarca insan 39 TL'den de mahrum kaldı. Kısa çalışma, ücretsiz izin desteği, işsizlik emekçileri bu salgın döneminde daha da yoksullaştırdı. En temel beslenme ihtiyaçlarına, sağlık hizmetlerine erişimin önüne salgının yarattığı koşullar ve yoksulluk girdi" diye konuştu.
İktidar ve sermayedarların salgın politikası sonucu fabrikalarda vaka sayılarının hızla arttığına işaret eden Gülenç, bu durumun toplumu etkileyen ve kamu sağlığını tehlikeye atan ortamlar oluşturduğunu kaydetti. Gülenç, "Sermayenin ve hükümetin talebi ile 'çarklar döndürüldü', işçiler salgına karşı korumasız bırakıldı" dedi.
Pandeminin Türkiye'de görüldüğü 8 ay süresince en az 368 işçinin Covid-19 nedenli yaşamını yitirdiğini hatırlatan Gülenç, yaşananın iş cinayeti olduğunu söyledi. Gülenç, Gebze'de kurulu yeni örgütlendikleri işyerinde sendikalarına üye Hatice Dursun'un 16 Kasım günü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği bilgisini de verdi.
9-16 Kasım tarihleri arasında örgütlü oldukları işyerlerinde aktif vaka sayısının 771, karantina altına alınan işçi sayısının binin üzerinde olduğunu söyleyen Gülenç, özellikle Gebze ve İstanbul Anadolu yakasında örgütlü oldukları işyerlerinde vakaların büyük artış gösterdiğini belirtti, "Bu dönemde aktif vaka sayısı söz konusu bölgelerde 39'dan 347'ye fırlamıştır. Bu dönemde Covid 19 tanısı konulmuş işçi sayısının yüzde 30'a ulaştığı işyerlerimiz olmuştur" dedi.
"Metal Sektöründe 112 Bin Vaka Var"
Metal sektöründeki aktif vaka sayısının en az 112 bine ulaştığı yönündeki tahminlerini paylaşan Gülenç şunları söyledi: "Mevcut veriler Türkiye'de açıklanan oranların çok üzerindedir. Sendikamızdaki oranın nüfusu yansıttığı varsayımı altında; vaka sayısı 2 milyon 162 bindir."
Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde kadın işçilerde de vaka sayısı hızla artıyor. 30 Ağustos'a kadar görülen vaka sayısı sadece 9 iken bu tarihten itibaren yaklaşık 9 kat artarak 92'ye yükseldiği bilgisini veren Birleşik Metal-İş Sendikası İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı Nuran Gülenç, "Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde en az 1 tanılı aktif vaka bulunmaktadır. Bu veri salgının bütün işyerlerine hızla yayıldığını somut olarak ortaya koymaktadır" dedi.
"İşyerleri Alarm Veriyor"
İşyerlerinin alarm verdiğine dikkat çeken Gülenç, "Fabrikalardan topluma yönelttiğimiz projeksiyonda, iktidarın Covid-19 salgın yönetimindeki tutarsızlığını, halkın sağlığını hiçe sayan, şeffaf olmayan tutumunu rahatlıkla görmek mümkün" diye konuştu.
Alınması gereken önlemleri de sıralayan Gülenç, hükümete, salgın yönetimine sermayenin gözlüğünden, ekonominin çarklarından ve siyasetin penceresinden bakmamasını önerdi ve şu önerileri sıraladı:
* Meslek örgütlerinin ve bu alanda çalışan uzman diğer kurum ve kuruluşların önerileri dikkate alınmalıdır.
* Tüm işçilere ücretsiz test yapılmalı ve belli periyotlarla tekrarlanmalıdır.
* İşçiler ücret kaybı yaşamadan çalışma süreleri kısaltılmalı, dönüşümlü çalışmaya geçilmeli, fazla mesailer kaldırılmalıdır.
* İşçilerin salgının tespitine yönelik doktor muayenesi, test sonuçlarının ortaya çıkması ve karantina dönemlerinde geçen sürelerde ücret kesintisi yapılmamalıdır.
* Kronik hastalara, engelli işçilere, gebe ve emziren kadın işçilere salgın riski ortadan kalkıncaya kadar ücretli izin verilmelidir.
* Ücretsiz izin uygulaması derhal kaldırılmalı. Gerçek anlamda işten çıkış yasağı uygulanmalıdır.
*İşsizlik Fonu; sermayeyi teşvik kaynağı değil salgından ekonomik olarak etkilenen emekçiler için kullanılmalıdır.
* İşyerlerinde bireysel koruma önlemleri yanında, toplu koruma önlemleri hayata geçirilmeli, üretim alanları fiziksel mesafeye göre düzenlenmelidir.
* İşçilerin toplu taşıma yerine işverenlerce sağlanacak servislerle taşınması sağlanmalı, işçi servislerinde yolculuk yapan işçi sayısı yarı yarıya azaltılmalıdır.
* Yemekhanelerde ve sosyal alanlarda gerekli önlemler alınmalı, bu alanlar işçilerin inisiyatifine bırakılmadan fiziksel mesafe kurallarına uygun olarak düzenlenmelidir.
* Olası bir sokağa çıkma yasağının ilanında zorunlu ve hayati ihtiyaçların karşılandığı hizmetlerin dışında çalışma hayatı istisnasız durdurulmalıdır.
* Evden çalışma yapabilecek olan işlerde işçiler evden çalıştırılmalı, ancak işçilerin çalışma saatleri evde haftalık 45 saati geçmemeli, evden çalışma nedeniyle artan giderler, elektrik, internet vb. işverenler tarafından karşılanmalıdır.
* Evde bakıma muhtaç çocuğu olduğu için izin kullanmak isteyen kadın işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır. Bu nedenle işten ayrılan işçilere devlet desteği sağlanmalıdır.
* Evde Covid-19 hasta bakımını üstelenmek zorunda kalan kadın ya da erkek işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır.
* Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalıdır.