Sendikalı oldukları için pandemi gerekçesiyle ücretsiz izine çıkarılan Tüm Otomotiv ve Metal İş Sendikası (TOMİS) üyesi işçiler, ikinci kez ücretsiz izine çıkarılmaları üzerne fabrika önünde çadır kurdu.

Bu sabah mesai öncesinde çadırlarını kuran Sinbo işçileri çadır önününe "Sendikalı Olmak Haktır Ücretsiz İzin Değil Güvenceli ve Sendikalı Olarak Çalışmak istiyoruz" yazılı pankart astı. Sağnak yağışın yaşandığı ilk eylem gününde fabrikanın akşam mesaisi bitiminde basın açıklaması gerçekleştirildi.

Dev Tekstil Sendikası üyelerinin de katıldığı eylemde " Gece Mesaisine Son", "Ücretsiz İzne Son", "Sendika Haktır Engellenemez", "Baskıya Mobbinge Son","12 Saatlik Çalışmaya Son", "Kölece Çalışmaya Son" yazılı dövizler taşındı.

"İşbaşı Kartı Basınca Biat Eden Köleler Olmamızı İstiyorlar"

Basın açıklamasını ücretsiz izine çıkarılan Hüsne Öztürk okudu. İktidarın, sermayenin çıkarları doğrultusunda çıkardığı yasalarla işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının daha fazla ağırlaştırılmasının önünü açtığını belirten Öztürk patronlar işçileri, işbaşı kartını bastıkları andan itibaren kendilerine koşulsuz, şartsız biat eden köleler olarak görüyorlar" dedi.

"Fabrikalar Toplama Kamplarına Dönüştürülüyor"

İşçi ve emekçilerin, anayasadan, iş yasasından, medeni hukuktan doğan haklarını, kişilik haklarını hiçe sayarak, fabrikalarda keyfi uygulamaların hayata geçirildiğini ifade eden Öztürk "Bu uygulamalarla fabrikalar adete işçi toplama kamplarına dönüştürülmektedir" dedi.

"Pandemide Sendikalı İşçiler Hedef Alındı"

Kişilik haklarına, örgütlenme hakkına, insan onuruna aykırı saldırılara ses çıkaran işçi ve emekçiler ise işten atma, baskı, mobbing, ücretsiz izin vb. saldırılarla ezilmek, sindirilmek istendiğini, Sinbo patronu ve yönetiminin de pandemi koşullarını fırsata çevirerek kölece çalışma koşullarını daha da ağırlaştırdığını aktaran Öztürk "Saldırılarını hayata geçirirken zorlanmamak için sendikalı işçileri hedef almışlardır" dedi.

"Bir Dediklerini iki Etmeyen İktidardan Güç Alıyorlar"

Öztür, Sinbo patronu ve diğer patronların işçilere dönük bu kadar rahat ve hoyratça saldırma gücünü ise sermayenin bir dediğini iki etmeyen iktidardan ve kağıt üzerinde yazılı kalan yasaların ihlali karşısında hiç bir yaptırımla karşı karşıya kalmamalarından aldıklarını söyledi.

"Sinbo'da Yasalara Aykırı Çalıştırma"

Sinbo da yasalara, kurallara aykırı çalışma koşulları uzun süredir hayata geçirilmekte olduduğunu aktaran Öztürk, sendikamızın bir dizi müdahalesiyle kısmi düzeltmeler yapıldığını ancak pandeminin fırsata çevrilerek eskisinden daha ağır çalışma koşullarının dayatıldığını söyledi.

"Sinbo İşkence Kampına Dönüştü"

İşçilerin gece vardiyası dahil günde 12 saat çalıştırılması, bazı servislerde balık istifi gibi taşınması, makinaların ayarları ile oynanarak kısa zamanda daha fazla iş basılması, üç işçinin bakması gereken makinalara bir işçinin bakmak zorunda bırakılması, mobbing, işten atma tehdidi, pres makinalarının sensörlerinin iptal edilmesi gibi uygulamaların Sinbo da gündelik ve olağan hale geldiğini aktaran Öztürk "Bunun üzerine pandeminin yarattığı sonuçlar eklenince fabrika, işçilere işkence kampına dönüştü" dedi.

"Temaslılar Test Yapılmadan Çalıştırılıyor"

Pandeminin ilk günlerinden itibaren işçi sağlığı ve güvenliği adına hiç bir ciddi önlem alınmadığını, ateş ölçümü, dezenfektan bulundurulması gibi göstermelik uygulamaların dahi yapılmadığını aktaran Öztürk, işçilerde Covid-19 pozitif çıkmış ve hızla artarak, pozitif olan işçi sayısının 200 aştığını pozitif vakaların büyük bir kısmı ise son 1 ayda yaşandığını söyleyerek "Pozitif çıkan işçilerin çalıştığı bölümlerde hiçbir önlem alınmadan, hatta temaslı işçilere test yapılmadan üretim devam etmektedir. Ustabaşları, şefler, işçi sağlığı uzmanı, işyeri hekim vb. de çarkların dönmesi için patron adına işçiler üzerinde baskı kurmakta, ihmallere göz yummaktadır" dedi.

"Sendikalı İşçiler İşten Atıldı"

Sinbo yönetimi daha önceki süreçlerde sendika üyesi olduğunu bildiği işçilere karşı işten atma saldırısını devreye soktuğunu da aktaran Öztürk, sendika üyesi işçiler üzerindeki baskıların arttırıldığını, sendikalı işçileri yıldırarak işten çıkmalarını sağlamak için ustabaşıları, şefler, fabrika patronu ve müdürlerin talimatıyla baskı ve tehdidi arttırdıklarını belirtti.

"Ücretsiz İzinle Sendikal Mücadele Hedef Alındı"

6 sendikalı işçinin Eylül ayında 2 aylık ücretsiz izne çıkarıldığını, ücretsiz izin saldırısının 2 ay daha uzatıldığını aktaran Öztürk, "Sinbo yönetimi bu uygulamayla çalışan işçi arkadaşlarımızda korku yaratarak tüm dayatmalarını hayata geçirmeyi ve örgütlü mücadeleyi tasfiye etmeyi amaçlamaktadır" dedi.

"İşçilere 'Sizi de Aç Bırakırım' Mesajı"

Ne üretimde azalma olduğunu nede fabrikada genel karantina ilan edildiğini, aksine sürekli olarak yeni işçi alımı yapılırken, üretimin olağanın üzerinde devam ettiğini belirten Öztürk Sinbo patronunun sendikal hakların kullanımını engellemek için saldırmakta olduğunu, baskı ve zorbalığa ses çıkaran işçileri üretim alanından uzaklaştırarak, diğer işçilere 'Sizi de aç bırakırım' mesajı verildiğini söyledi.

Bu saldırılara Sinbo önünde kurduğumuz direniş çadırıyla bizler mücadelemizi bir adım daha ileri taşıdık.

"Tüm işçi kardeşlerimizi de ücretsiz izin saldırısına, kölelik dayamlarına, insan onuruna dönük saldırılara karşı her fabrikayı direniş alanına çevirmeye, örgütlenmeye mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz" dedi.

Sinbo işçilerinin talepleri ise şöyle;

* 7244 sayılı geçici yasa iptal edilsin, tüm çalışanlara iş ve ve gelir güvencesi sağlansın,

* Keyfi ve hiç bir hukuki dayanağı olmadan ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kalan üyelerimizin hak kayıpları giderilsin, ücretsiz izin uygulaması sonlandırılsın,

* Sendikaya üye olma hakkı başta olmak üzere sendikal haklara dönük yasadışı saldırılar son bulsun,

* Çalışma saatleri ve koşulları pandeminin açığa çıkardığı gerçekler üzerinden, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri esas alınarak düzenlensin,

* Tüm çalışanlara fazla mesaiye kalmadan geçimini sağlayacakları ücret verilsin,

* Covid-19 pozitif çıkan bölümler başta olmak üzere tüm fabrikada genel karantina önlemleri alınsın, işçiler ücretli izne çıkarılsın,

* Yönetimin talimatıyla, ustabaşı ve şeflerin hayata geçirdiği, baskı, mobbing, tehditler sonlandırılsın,

* İlgili bakanlıklar ve birimleri fabrikaları denetleyerek görev ve sorumluluklarını yerine getirsinler. Patronların her türlü keyfi tutum ve dayatmasını örtbas etmekten vazgeçsinler.